2012 Olimpiyat Şampiyonu Meksika, 21. defa düzenlenecek olan Dünya Kupası’na 16. defa katılarak istikrarını sürdürdü. 1994 Dünya Kupası’ndan beri seri şekilde en büyük turnuvaya katılan Meksika, talihsiz bir rekoru da elinde bulunduruyor. 1930-1958 arasında aldığı 9 üst üste mağlubiyet ile Dünya Kupası’nda en fazla seri yenilgi yaşıyan ülke konumunda.

2015’ten beri Meksika’nın antrenörlüğünü yapan Juan Carlos Osorio, öğrencileri ile çıktığı 46 maçtan maç başına 2.15 puan topladı. Filtreyi Dünya Kupası’na çevirdiğimizde ise Meksika Dünya Kupası Tarihi boyunca toplam 53 maçtan sadece 14’ünden galibiyet alırken 25 de mağlubiyet aldı.

 

2018 Dünya Kupasına Katılım ve Hazırlanma Süreci

 

CONCACAF Elemeleri A Grubu’ndan namağlup şekilde 16 puan ile birinci çıktı. 6 maçta 5 galibiyet 1 beraberlik alan Meksika, 13 gol atıp sadece 1 gol yedi. Honduras ile birlikte bir üst tura çıkıp Kanada ile El Salvador’u saf dışı bıraktıktan sonra Kosta Rika, Panama, Amerika, Trinidad Tobago ve Honduras ile toplam 10 maç yaptı ve 21 puan ile grubu 1. tamamlayarak Dünya Kupası’na gitmeye hak kazandı. En az gol yiyen takım ve ABD’nin ardından en çok gol atan takım oldu. Elemelerdeki en golcü oyuncu ise Hirving Lozano oldu.

Dünya Kupası’na gidiş bileti alınmasının ardından 6 hazırlık maçına çıkan Meksika, 3 galibiyet, 2 beraberlik ve 1 mağlubiyet aldı. Dünya Kupası’nın sempatik ekiplerinden İzlanda’yı 3-0 yenerken Hırvatistan’a ise 1-0 mağlup olundu. Takımda 2 gole ulaşabilenler ise Miguel Layun ve yine Hirving Lozano oldu. Meksika son hazırlık maçını 9 Haziran tarihinde Danimarka’ya karşı oynayacak.

 

Muhtemel Formasyon ve Detaylı Kadro Analizi

Son Dünya Kupası’na harika başlanmış Brezilya ile eşit puanla olup gruptan çıkılmıştı. Ancak son dakikada yedikleri 2 gol ile 2. Turda alınan Hollanda yenilgisiyle büyük hayal kırıklığı yaşamışlardı. Oynadıkları samimi oyun ile turnuvanın renkli takımlarından biri haline gelmiş ekipten 14 oyuncu, 2012 Olimpiyat Şampiyonu kadrodan ise 8 oyuncu Rusya’da yer alacak. Son Dünya Kupası’ndaki gruplarına göre kısmen daha kolay bir grupta bulunuyorlar. İsveç ve Güney Kore ile rahatlıkla başa çıkabilirler. Almanya’yı ise zorlu bir maç bekliyor olacak.

Turnuva öncesinde epey umutlu ve olumlu paylaşımlardan kaçınmak istemeyen ‘Juanito’lar, 1970 ve 1986 Dünya Kupası’nda yaşadıkları çeyrek final başarılarını en azından tekrarlamak istiyorlar. 1998 Dünya Kupası’nda 4 golle Meksika’nın en golcü oyuncusu olup da gol krallığını kaçıran Luis Hernandez’in rekoruna ulaşabilecek  isimleri var. Hirving Lozano takımın birinci skor yükünü çekecek isim olacak. Juan Carlos Osorio’nun kadroda yaptığı son kesiklerle oluşan tablo ise şöyle:

 

Kaleci: Guillermo Ochoa (Standard), Alfredo Talavera (Toluca), Jesus Corona (Cruz Azul)

Defans: Carlos Salcedo (Eintracht Frankfurt), Diego Reyes (Porto), Hector Moreno (Real Sociedad), Hugo Ayala (Tigres), Edson Alvarez (Club America), Jesus Gallardo (Pumas), Miguel Layun (Sevilla)

Orta Saha:  Rafa Marquez (Atlas), Hector Herrera (Porto), Jonathan dos Santos (LA Galaxy), Andres Guardado (Real Betis), Erick Gutierrez (Pachuca), Marco Fabian (Eintracht Frankfurt), Giovani Dos Santos (LA Galaxy)

Forvet: Javier Hernandez (West Ham United), Raul Jimenez (Benfica), Oribe Peralta (Club America), Jesus Corona (Porto), Carlos Vela (LAFC), Javier Aquino (Tigres), Hirving Lozano (PSV)

24 Kişilik kadrodan 1 kişi daha çıkarılacak.

 

TAKTIKSEL ANALIZ

Juan Carlos Osorio, hazırlık maçlarının da yanında eleme maçlarına dahi hep farklı 11’lerle çıktı. Üçlü defans örgüsünü çok sevdiğini söylememiz gerekir. Dörtlü savunma ile başladığı maçların ilerleyin bölümlerinde de üçlü defansa döndüğü oldu. Hazırlık maçları ve CONCACAF Elemeleri’nde tercih ettiği üç farklı formasyon vardı. 4-3-3 taktiğini daha kıyasıya maçlarda tercih etmek isteyen Osorio, 3-5-2, 3-3-1-3 formasyonlarını da fazlasıyla kullandı. Bulunduğu F Grubu’ndaki kısmen en güçlü ikinci takım olduğunu varsayarsak Almanya maçı hariç üçlü defans örgüsüyle çıkacağını söylemek gerekir. Ancak ben böylesine bir riske gireceklerini düşünmüyorum. En azından Dünya Kupası’nda oynamak bunu gerektirir.

Kaleci seçiminde küçük bir soru işareti var gibi gözükse de Ochoa’nın mutlaka ilk 11’de olması gerektiğini düşünüyorum. Diğer kaleci Jesus Corona, sadece hazırlık maçları değil CONCACAF Elemeleri’nde de kaleyi birçok maçta korudu. Dörtlü savunmanın ilk stoperinin Carlos Salcedo olacağı kesin. Takımın en formda oyuncusu, Bundesliga’da Frankfurt ile harika bir sezonu geride bıraktı. Nestor Araujo’nun sağ ayak bileğinde yaşadığı sakatlığın ardından kadrodan çıkartılması ve Diego Reyes ile Hector Moreno’nun form grafiğinin bekleninenin altında olması Teknik Direktör Osorio’yu sıkıntılı bir durum içerisine soktu. Hector Moreno veya Diego Reyes’in yerine Hugo Ayala’yı oynatmak ise takım içinde biraz sıkıntı yaratabilir. Bek bölümüne geçmeden önce, İskoçya ile yapılmış olan hazırlık maçında Ayala-Salcedo ikilisinin ilk 11 başladığını belirtelim. Jesus Gallardo sol bek pozisyonunda olacaktır. Üçlü savunmaya geçildiğinde dahi sol kanadın tamamında sorumlu olup aksatma yapmaktan uzakta bir görüntü çizdi. Sağ bek pozisyonunda ise 1997 doğumlu Edson Alvarez’in olma olasılığı yüksek. Miguel Layun’un orta saha bölgesinde bulunmaması gibi bir durumda ise Alvarez’in kendi yerini Miguel Layun’a bırakma olasılığı epey yüksek.

Orta Sahada yeri garanti diyebileceğimiz sadece 2 isim var. Miguel Layun ve Hector Herrera ikilisinden Layun’un sağ beke geçme olasılığını da ortaya koyarsak potansiyel 2 boşluk için kıyasıya bir mücadele olacaktır. LA Galaxy forması ile 2018 senesinde sadece 328 dakika sahada kalan Giovani Dos Santos, kondisyon eksikliğine rağmen en büyük ikinci aday. Sezon boyu yaşadığı küçük sakatlıkların nüksetmediği sürece, son İskoçya maçında da gösterdiği gibi turnuvaya hazır durumda. Yine Frankfurt ile harika bir sezon geçiren duran topların tehlikeli ismi Marco Fabian da 11 için büyük aday. Andres Guardado’nun da her ne kadar formsuz oluşu konuşulsa da tecrübesi ve yeteneği ile 11’de olması mümkün gözüküyor. Kadrodan çıkarılacak son ismin Erick Gutierrez olacağı konuşulurken Jonathan Dos Santos da Osorio için bir alternatif olabilir. Takım kaptanı Rafael Marquez ise beş kez üst üste Dünya Kupası’na gidecek olmanın mutluluğunu yaşıyor. Süre aldığı takdirde bir diğer Meksikalı Antonio Carbajal gibi bunu başarmış 4. Oyuncu olacak.

İleri üçlüde yeri garanti diyebileceğimiz tek isim Hirving Lozano. PSV ile sezonu 19 gol 11 asist ile tamamladı ve şampiyonluğun mimari oldu. Hazırlık maçlarının da en golcü ismiydi. İleri ucun sol kanadında kendisinin olacağını düşünüyorum. Sağ tarafta, bir dönem Milli Takım’dan uzaklaştırılan ancak sonradan affedilen Carlos Vela’nın olacağını düşünüyorum. Yeteneği ve turnuvanın büyüklük etkenlerini varsaydığımızda bu sonuca varıyoruz. Lakin ne hazırlık maçlarından ne eleme maçlarından kesin bir kanıya varmak olanaksız. Chicharito’nun çok yönlülüğü kendisini Raul Jimenez’den bir adım öteye koyuyor. İleri ucun kendi aralarında devamlı değişmesi ve bu üç ismin 3 farklı mevkide de oynayabilme özellikleri, Meksika adına taktiksel bir avantaj sağlıyor. Hava toplarının önemi arttıkça Raul Jimenez’in oyuna giriş süresi de yaklaşacaktır. Javier Aquino ve Jesus Corona, kanatların diğer adayları. Aquino’nun akıl almaz hızı ve Corona’nın oyun görüşü, kendilerini öne çıkarabilecek özellikler. Tecrübe abidesi Oribel Peralta’nın ise maç çok zora düşmedikçe oyuna gireceğini düşünmüyorum.

 

Meksika’nın ilk önce olumsuz noktalarından bahsedelim. Özellikle üçlü savunma ile sahaya çıktıklarında geride az adam ile kalıyorlar. Yedikleri kontra ataklar büyük tehlike oluyor.

 

Yine çok adamla rakip kale önünde top çevirip topa sahip olma amaçlanırken bir hava topunda Rakitic ve Guardado’yu görüyoruz. Topun Rakitic’te kalması durumunda 8 Meksika oyuncusu topun gerisinde kalıyor. Kaleciyi saymazsak gelecek kontra atağı kesmeye çalışacak sadece 2 Meksika oyuncusu var demek oluyor.

Hava topunu kazanan isim Rakitic oluyor. Rakip takım, kontra ataklara iyi çalışmışsa mutlak bir gol pozisyonu karşı takımı bekliyor. Meksika takım oyununu çok iyi oynayan bir ekip. Yardımlaşma çok iyi durumda. Kondisyonları çok yüksek ve bu sebeple de ortalama bir takıma göre böyle pozisyonlarda gol yeme olasıkları daha düşük durumda.

 

Alan savunmasını açmakta zorlandıkları için çok adam ile rakip yarı alanında topa sahip olma isteği 2’ye 4 gibi acımasızca bir kontra atak yemelerine sebep oldu. Ayala ve Araujo’nun bu pozisyonda harika savunması, Hırvatistan’ı golden ediyor. Kramaric’in de kötü vuruşunu hesaba katmadan bırakmayalım. Şans Meksika’dan yanaydı.

Saha içindeki dağınık görüntülerinin yanına yardımlaşmayı ekliyorlar ve ortaya ilginç bir tablo çıkıyor. Yeni kaptırılmış bir topun ardından ileri uçtaki topa en yakın isimden, top kimdeyse ona koşulsuz bir baskı geliyor. Bu sırada orta ekip adamları paylaşmış bir konuma geliyor. Görüntünün en sağındaki Javier Hernandez de agresif alan savunmasına geçiyor.

Agresif baskı karşısında riske girmek istemeyen Vrsaljko topu uzaklaştırmada çareyi buluyor.

Hector Moreno’ya kadar giden topu, Moreno rahatlıkla kontrol ediyor. Meksika topa sahip olmaya devam ediyor.

Yine kaptırılan bir topun ardından ileri uçtaki Meksikalı oyuncularının yaptığı baskı.

Orta oyuncularının yerlerini almasının ardından rakip takımın yapacağı iki seçenek var. 1-Risk alıp topu uzaklaştırmak. 2- Baskı yapan oyuncuları son ana kadar oyalayıp bireysel yetenek kullanarak ekarte etmek.

 

İzlanda defansı, topu sağ kanada doğru uzaklaştırıyor ve pozisyon tekrar Meksika’ya geçiyor.

Meksika’nın anlatacağım olumlu özelliğinden bahsetmeden önce bir olumsuz durumundan daha bilgilendirme yapmak isterim. Turnuva öncesinde de en çok eleştirilen konu olan gol pozisyonlarını değerlendirememe sıkıntısı. Genellikle ceza sahası içine kadar pas ile gidilmesi en iddialı seçenek oluyor. Topsuz koşular büyük önem taşıyor. Özellikle açılan ortaların gelişi güzel değil de topsuz koşusuna devam eden oyuncuya doğru tercih edilmesi önemli. Meksika, şanslı gününde değilse veya Giovani dos Santos dümeni eline alamıyorsa o vakit sorun başlıyor. ‘El Tri’ kilidi bir türlü açamama gibi bir girdamın içine dalıyor.

Takım oyununun yetersiz kaldığı yerlerde ise bireysel yetenekler ve 1’e 1’ler ön plana çıkıyor. Tehlikeli pozisyon olmaya epey uzak bir görüntü gibi gözükse de topla buluşan isim Hirving Lozano oluyor.

Lozano, yaptığı bir bilek hareketiyle İzlandalı rakibini arkasına alıyor. Yukarıda da bahsettiğim gibi sağda topsuz koşu yapan Miguel Layun’u ceza sahası içinde topla buluşturuyor ve skoru 2-0’a getiriyor.

 

Takip Edilmesi Gerekenler

Hirving Lozano: Sezon başında Pachuca’dan PSV’ye 8 milyon €’ya transfer oldu. PSV’nin kazandığı şampiyonlukta kuşkusuz en büyük pay sahibiydi. Son derece hızlı ve bitiricilik konusunda göze çarpan bir isim. Uzaktan şutları ve savunma arkasına yaptığı koşular ile bir hayli etkili oluyor. Kolay adam eksiltiyor ve tehlikeli ortalar açabiliyor. Bu kadar hızlı olmasının yanında fiziği ile de avantaj sağlayabiliyor. 22 yaşındaki oyuncudan çok şey bekleniyor.

Miguel Layún: Sezonun ilk yarısını Porto’da geçirirken ikinci yarısını ise Sevilla’da geçirdi. Stoper ve Forvet hariç her mevkide oynadı. Kendisinin Meksika ile hangi mevkide sahaya çıkacağını söylemeke çok kolay bir iş değil ancak ilk 11 başlayacağını ve takımın direklerinden biri olacağını söylemek zor değil. Beklenmedik anlarda çektiği şutlarla ve bitmek bilmeyen enerjisi ile dikkat çeken bir isim. Her takımın kadrosunda isteyebileceği bir çok yönlülüğü var. Osorio’nun vazgeçilmezlerinden. Meksika formasıyla son dönemlerde, sağ bekte de sol bekte de skora katkı yaptığı oldu. Kulüp kariyerinde kanatlarda daha etkili olduğunu söylebiliriz ancak Milli Takım’da en çok skor katkısını orta sahada oynarken yapıyor. 

Chicharito: Küçük bezelye, tecrübesi ve mücadelesiyle Meksika’yı bir adım öne çıkarabilecek kıvılcımı başlatacak güce sahip. İleri uç oyuncularının aralarında devamlı pozisyon değeşiminde bulunmasına en iyi alışabilecek isimlerden biri Javier Hernandez. En iyi yaptığı şeylerden biri ise Meksika’nın kilit kelimesi ‘baskı’. Zamanı gelecek orta sahadan top da alacak köşe gönderinde top da saklayacak. Estetik goller attığını söylemek zor ancak topsuz koşuları, takipçiliği ve enerjisi bu takım için çok önemli.

 

Sonuç

Meksika’nın, Gruptan rahatlıkla çıkacağını düşünüyorum. Güney Kore ve İsveç’i arkasında bırakacağına kesin gözüyle bakıyorum. Eğer Almanya Şampiyon olacaksa sonradan açılacaklarını düşünüyorum. Meksika, grubunu lider dahi tamamlayabilir. Hirving Lozano’ya büyük iş düşecek. Ochoa’nın geçtiğimiz Dünya Kupası’ndaki performansını tekrarlaması çok önemli. 2. Turda Brezilya ile eşleşme olasılıkları yüksek. Çeyrek Finalin ötesini görmekte zorlanıyorum ancak Çeyrek Finale ulaşmaları sürpriz olmamalı.

Kenetlenmiş bir takım var. Taraftarların ve otoritelerin kimi zaman antrenör Osorio’yu eleştiren demeçleriyle birlikte medyanın yaptığı baskıya takım ve Giovani dos Santos, harika karşılık verdi. İskoçya maçında attığı golden sonra bütün takımı toplayıp hocasına sarılmaya gitti.

Jose Carlos Osorio, dos Santos’u takımdan çıkarmayı düşündü. En güvendiği de oyuncu değil ancak takımına ulaştırdığı bu kenetlenme duygusu Meksika için büyük önem taşıyor.

2010 Dünya Kupası’nda, Fransa’ya attığı golle turnuvanın en yaşlı golcüsü olan Meksikal Cuauhtemoc Blanco(37 yaş 151 gün); 2014 Dünya Kupası’ndaki harika ruh ve talihsiz elenişin ardından umarız ki bu turnuvada da tarihe güzel bir renk katacak ‘El Tri’