TrScouts ekibi olarak geçtiğimiz dönemlerde 1997 jenerasyonu için en potansiyelli 25 oyuncu listesi hazırlamıştık. Şimdi de 1998 jenerasyonundaki oyuncular arasında detaylı bir analiz yaptık.

Bu araştırmayı yaparken ön planda tuttuğumuz kriterlerden birisi ise oyuncuların mevkisi oldu çünkü genelde ofans oyuncularının çok daha fazla dikkat çektiği futbol dünyasında her mevkiden en az bir oyuncuyu listeye almaya çalıştık. 25 oyuncunun kendi arasındaki sıralaması ise rastgele yapıldı. İşte sizler için hazırladığımız liste;

97 Doğumlu En Yüksek Potansiyelli 25 Oyuncu

1.Borna Sosa

Dinamo Zagreb ve Hırvatistan her jenerasyonda potansiyelli oyuncular yetiştirmeye devam ediyor ve 19 yaşındaki sol bek Borna Sosa da onlardan biri. Özellikle Hırvatistan U17 takımında gösterdiği performans ile kendisinden bahsettiren Sosa, bu sezon da Dinamo Zagreb ile ligde 12 maça çıktı ve 3 asist yapma başarısını gösterdi. Hücuma odaklı bir sol bek olan Sosa’nın en güçlü yanı hızı; topsuz koşularda çok hızlı, ayrıca ilk adımı ve hızlanması da ön plana çıkan güçlü yönlerinden. Sıkça yaptığı sol kanattan boş koşuları ile hücuma katılmayı seven genç oyuncunun yaptığı ortalar da çok isabetli. Havadan veya yerden adrese teslim ortaları rakip takım adına sıkça tehlike yaratıyor. Her ne kadar hücuma odaklı bir oyuncu olsa da yorulmayan ve mücadeleci yapısı sayesinde defansta da fark yaratabiliyor. Özellikle top kazanma konusunda başarılı; müdahaleleri ve pas yolunun arasına girme becerisi defanstaki en güçlü yönleri. Yine de sıkça hücuma katılması nedeniyle zaman zaman onun kanadında büyük boşluklar oluşabiliyor, ayrıca güçlü bir fiziğinin olmaması da onun bir diğer zayıf yönü. Gelecekte Avrupa’nın en iyi sol beklerinden biri olabilecek yetenekte bir oyuncu olan Sosa Hırvatistan milli takımına da uzun yıllar hizmet edecektir.

 

2.Christian Pulisic

2015 senesinin Şubat ayında ABD’den Borussia Dortmund altyapısına katıldığından itibaren düzenli olarak yükselişte olan Pulisic, 2016 Ocak’ında Dortmund’un as takımında görev almaya başladığından itibaren tüm dünyanın konuştuğu bir kanat oyuncusu haline geldi. Geride bıraktığımız 2016/2017 sezonunda Dortmund adına 43 maça çıkan ve sezonu 5 gol/ 13 asist istatistikleri ile kapatan Birleşik Amerikalı futbolcu, 19 yaşında olmasına rağmen ABD Milli Takım formasını şimdiden 20 kere giydi ve 9 gol de attı. En güçlü yönünün hızı olduğunu belirtmek gerek; hem topu taşıması hem de topsuz boş alan koşuları üst düzeyde. İki ayağını da iyi kullanabiliyor, ayrıca takım arkadaşlarına verdiği akıl dolu paslar ile rakip kalede tehlike yaratan oyuncu oluyor. Yaşına göre oldukça yüksek bir futbol zekâsına sahip, zeki bir oyuncu. Boyunun kısa olması ve fiziğinin güçsüz olması onun zayıf yönlerinden, ayrıca potansiyeline tam anlamda ulaşmak istiyorsa bitiriciliğini de geliştirmesi gerekebilir. Kısa süre içinde Pulisic’in dünya klasında bir oyuncu olması bekleniyor. 

 

3.Felix Passlack

Borussia Dortmund altyapısından yetişen en potansiyelli oyunculardan biri olan Felix Passlack, 2012 yılında takımının altyapısına katıldı. Asıl patlamayı 2014/2015 sezonunda U17 takımıyla yapan genç sağ bek, sezon boyunca 24 maça çıktı ve 17 gol/18 asist istatistikleri ile takım kaptanı olarak sezona damga vurdu. 2015/2016 sezonunda da U19 takımıyla bu harika performansını sürdüren Passlack (22 maçta 17 gol ve 17 asist), aynı sezonda Bundesliga’da da 3 maça çıktı ve profesyonel oldu. Her ne kadar geçtiğimiz sezon Bundesliga’da 10 maça çıksa da, genç takımlar seviyesinden çok daha iyi olduğu için Dortmund tarafından 2017/2018 sezonu başında iki seneliğine Hoffenheim’a kiralandı. Passlack’ın en güçlü yönünün mücadele gücü ve hırsı olduğunu belirtmek gerek, hızını da kullanarak sürekli savaşan, omuz omuza mücadeleden çekinmeyen bir yapısı var. Boyu kısa olsa da (1.70 m) gayet güçlü, bu sebeple de ikili mücadelelerde de denge sorunu yaşamıyor. Sağ bek dışında hücum yönü defansif yönünden daha güçlü olduğu için sağ kanat da oynayabiliyor. Hücumda ortaları çoğunlukla tehlikeli olsa da geliştirilebilir durumda, ayrıca dünyanın en iyileri arasında olması için defansif anlamda müdahale ve top çalma özelliklerini geliştirmesi gerek. Yine de her noktayı göz önüne aldığımızda yaklaşık 5 yıla kadar dünyanın en iyi sağ beklerinden birisi olma potansiyeline sahip, lakin gelişimi adına Hoffenheim adına düzenli oynaması şart.

 

 

 

4.Jacob Bruun Larsen

Danimarka’nın son zamanlarda yetiştirdiği en yetenekli oyunculardan birisi olarak görülen Bruun Larsen, 2015 Ocak ayında Dortmund altyapısına katıldı. Geride bıraktığımız 2016/2017 sezonunda genç sol kanat oyuncusu kendisinden beklenen patlamayı yapmayı başardı: Dortmund U19 takımı adına çıktığı 26 maçta 21 gol ve 16 asist istatistiklerini yakaladı ve böylece dikkatleri üzerine çekti. Tam formunun zirvesindeyken Mart 2017’de yaşadığı stres kırığı sebebiyle sezonu kapaması onun adına büyük bir talihsizlik oldu. Yine de gösterdiği performans 2017/2018 sezonundan itibaren Dortmund A Takımı’na yükselmesini sağladı. Güçlü bir fiziğinin olmasının dışında inanılmaz hızlı bir oyuncu. Hazırlık maçlarında bek olarak forma giymesi ve defansif anlamda özelliklerinin gelişmiş olması onu çift yönlü bir kanat oyuncusu yapıyor. Gelişmiş tekniği ve bitiriciliğinin de güçlü yönlerinden olduğunu belirtmek gerek. En zayıf özelliklileri düşünerek oynamaması ve kreatif olmaması olacaktır, futbolu sadece ayaklarıyla değil aklını kullanarak da oynaması gerektiğini öğrenmek zorunda. Dortmund’un kanatlarda uzun bir süre rahat olmasını sağlayabilecek bir oyuncu olan Larsen, milli takımı için de gelecekte kilit bir oyuncu olma potansiyeline sahip.

 

 

 

5.Johannes Eggestein

Werder Bremen altyapısına 15 yaşında katılan Johannes Eggestein, 2013/2014 sezonunda Werder’in U17 takımıyla çıktığı 26 maçta 19 gol atmayı başararak dikkatleri üzerine çekti. Bir sonraki sezonda yine U17 takımıyla 25 maçta 22 gol istatistiklerini yakaladı, ayrıca aynı sezon 16 yaşındayken Werder’in U19 takımıyla iki maçta da görev aldı. O maçların birinde de 68 dakikada 5 gol buldu ve bu maç onun kırılma maçı oldu diyebiliriz. 17 yaşında U19 Ligi’nde düzenli olarak oynamaya başlayan genç forvet, 31 maçta 36 gol ile Almanya’da 2015/2016 sezonuna damgasına vurdu. Geride bıraktığımız 2016/2017 sezonunda ise 3.Lig’de Bremen’in ikinci takımıyla 15 maçta 3 gol atsa da, önemli bir sakatlık geçirdi. Bu sezon ise Bayern Münih’e karşı 84. Dakikada oyuna girerek ilk profesyonel maçına çıktı, ama yine de zamanının çoğunu Werder Bremen II ile 3. Lig’de geçiriyor. Bu başarılı performansı ile her sene Almanya’nın genç milli takımlarında yükselen Eggestein, şu anda ise Almanya U21 milli takımının 1. santrforu durumunda. En güçlü özelliği üst düzey bitiriciliği; ceza sahası çevresinde ve içinde topla buluştuğunda her şutu ile gol bulabilecek bir yapıya sahip. Pozisyon almada da gayet başarılı, bu sebeple ona verilen pasları ve açılan ortaları yüksek ortalama ile gole çevirebilme özelliği de mevcut. Çok uzun boylu olmasa da (1.83 m) çok hızlı bir oyuncusu değil, genelde top sürerek gol bulma özelliği pek yok. Ayrıca en üst seviyede başarılı olması için güçlenmesi şart. Ama genç Alman forvetin muazzam bitiriciliği sayesinde geleceğin en önemli forvetlerden birisi olmasına kesin gözüyle bakılıyor. Timo Werner ile birlikte Almanya’nın 4-5 sene içinde uluslararası turnuvalarda as forvetlerden olabilme potansiyeline sahip.

 

 

6.Marcus Edwards

Henüz Premier Lig’de hiç maça çıkmamış olmasına rağmen kendisine özel bir hayran kitlesi yaratan Marcus Edwards, belki de Tottenham taraftarlarının en çok A takımda görmek istediği isimlerden bir tanesi. Alt yaş Milli Takımlarının hemen hemen hepsinde forma giyen Edwards, U19 Avrupa Şampiyonasını kazanan takımda, genelde benchten gelerek çok önemli katkılar verdi. Geçtiğimiz senelerde daha çok 10 numara pozisyonunda oynayan Edwards özellikle bu sezon sağ kanatta çok başarılı maçlar çıkardı. Hızı, top sürmesi, patlama gücü, sol ayağı ve birebirde adam geçme özelliği ile direkt göze çarpan Marcus Edwards bu sezon UEFA Gençlik Liginde 6 maçta 4 gol ve 3 asistlik bir performans gösterdi.

Kadrosunda Kane, Alli, Rose ve Dier gibi İngiltere Milli Takımının omurgasını oluşturan oyunculara sahip Tottenham, yakın bir gelecekte Edwards’a mutlaka A takımda şans verecektir.

 

 

 

7.Sander Berge

19 yaşındaki Norveçli, 16-17 sezonunun devre arasında transfer olduğu Genk’te gösterdiği performansın ardından ilk kez A milli takım forması giymeyi başardı. Şu an ise ligin en potansiyelli futbolcuları arasında yer alıyor. Her şeyden önce Berge, çok sağlam fiziğe sahip olan bir futbolcu. 1.93 m’lik boyu ve güçlü yapısıyla adeta “dosta güven, düşmana korku“ salıyor. Fakat biraz hantal olduğunu söylemeliyiz. Defansif orta saha olarak önde basan, iyi alan markajı uygulayan, ikili mücadelelerde rakibine üstünlük sağlayan ve sık sık alan daraltan bir görev adamı. Ayrıca yaşına göre oldukça olgun bir futbol yapısına sahip. Ancak futbolunun ofansif yönünü biraz geliştirmesi gerekiyor, zira hücumda neredeyse hiç yok. Berge’nin bir diğer artısı ise kolay top kaybetmemesi. İkili mücadelelerde iyi fiziğinin yardımıyla ayağından top kapmak zorlaşıyor ve %90 pas isabetiyle oynuyor. Burada da oyuncuyu paslarını pek dikine yapmaması, uzun paslar denememesi ve zayıf ayağını kullanamaması yönünden eleştirebiliriz. Berge, mevcut performansıyla bile şimdiden Avrupa’nın büyük kulüplerinin radarına girmeyi başardı. Dolayısıyla kısa bir süre içerisinde, yüksek bir bonservisle büyük bir takıma transferi işten bile değil.

 

 

 

8.Timothy Fosu-Mensah

Alt yapı eğitimini Avrupa’nın en iyi akademilerinden biri olan Ajax’ta aldı. Çok küçük yaşlarda Ajax alt yapısından Manchester United alt yapısına transfer oldu. Asıl mevkisi stoper olmasına rağmen bugüne kadar sağ bek ve ön libero olarak farklı mevkilerde de sık sık görev yaptı. Uzun boylu ve güçlü bir fiziğe sahip. Hızı oldukça iyi. Hava topu mücadelelerinde başarılı. Zaman zaman pozisyon almada sıkıntılar yaşasa da defansif müdahaleler anlamında da etkili. Pozisyon fark etmeksizin Hollanda’dan yetişmiş her oyuncu gibi Mensah’ın da topla ilişkisi iyi. Geriden çıkışlarda orta ve uzun mesafe pasları atabilecek kaliteye sahip. Şu ana kadar en büyük eksikliği A takım seviyesinde maç pratiğinden uzak olması. Bu sebepten ötürü sezon başında Crystal Palace takımına kiralandı. Sezona düzenli oynayarak başlamasına rağmen takım olarak kötü gidişattan dolayı gelen teknik direktör değişikliğiyle tekrardan yedek kulübesine geçiş yaptı. Kariyerinin yukarıya doğru ivmelenmesi için doğru takımlara kiralanıp maç pratiğinin artması gerek. Şayet bu planlama iyi yapılabilirse orta ve uzun vadede Premier Ligin tepe takımlarında forma giymemesi için hiçbir sebep yok.

 

9.Reece Oxford

Alt yapı eğitimini İngiliz futboluna Frank Lampard, Joe Cole, Rio Ferdinand gibi yıldız oyuncuları kazandıran West Ham akademisinde aldı. Akademide yılın oyuncusu ödülünü kazandı. Milli takımın alt yaş kategorilerinde kaptanlık görevini üstlendi. West Ham adına Premier Lig’de forma giyen en genç, Premier ligin genel tablosu içerisinde ise 2. oyuncu oldu. Asıl mevkisi stoper olmakla birlikte ön libero olarak da forma giyebilmekte. Boyu oldukça uzun. Fiziğini ise biraz daha geliştirmeye ihtiyacı var. Hava topları iyi olduğu noktalardan birisi ama en iyisi değil. Bir savunmacı olarak kritik müdahaleler konusundaki başarısı dikkat çekici. Bu konudaki hamleleri gayet iyi. İkili mücadeleler konusunda kolay kolay yere düşmeyen ve bu mücadelelerin büyük çoğunluğundan kazanarak çıkan bir tarzı var. Rakipten top kapma konusunda da azımsanmayacak derecede iyi. Topla teması yumuşak olan, pas kalitesi de iyi diyebileceğimiz fakat İngiliz futbolunun temel oyun şablonu içerisinde sık sık uzun top deneyen bir yapısı var. Tam bu noktada Gladbach gibi gelişim gösterebileceği bir yere kiralanması onun adına fazlasıyla isabetli bir karar. Şu ana kadarki bölümde forma şansı bulamamış olması ise kariyerindeki gerekli sıçramayı yapması açısından olumsuz bir durum. Buna rağmen Gladbach’ın kendisinin takımda kalması için West Ham’a ısrarcı olması da oyuncunun kumaşı hakkında bize genel bir fikir verebilir. Genç oyuncular için en önemli şeylerin iyi bir alt yapı eğitimi ile erken yaşta kazanılacak maç pratiğini olduğunu düşünürsek, Oxford için de bu yaşta oynamanın ne derece önemli olduğunu görmüş oluruz. Dolayısıyla Oxford, Gladbach gibi Almanların önemli bir ekolünde veya İngiltere’nin bir alt liginde tepeye oynayan takımlarında ya da West Ham’da bu maç pratiğini sağlayabilecek ortamı bulursa kendisinden beklenen kariyer hedeflerine rahatlıkla ulaşabilecek potansiyele fazlasıyla sahip.

 

10.Tomas Conechny

Arjantin futbolunun en gözde yeteneklerinden biri olan Tomas Conechny, 2015 yılında Paraguay’da düzenlenen Sudamericano U17 turnuvasında sergilediği muhteşem performansla, adını dünya futboluna duyurdu. Ülkenin önemli ekiplerinden San Lorenzo forması giyen genç oyuncu, kulübünde henüz yeteri kadar forma şansı bulamasa da milli takımda alt yaş gruplarında sergilediği oyunla göz dolduruyor. Çift santrforlu sistemlerde ikinci forvet veya üçlü sistemlerde kanat forvet olarak oynuyor. Conechny, sol ayağını çok iyi kullanıyor. Yüksek oyun zekâsı, top tekniği, dribbling yeteneği ve sürati onu bu listeye sokan en önemli etmenlerden. Azimli ve hırslı yapısıyla mücadeleden çekinmiyor. Belirgin bir zaafı olmasa da nispeten zayıf fiziksel durumu ve zayıf ayağını etkisiz kullanması, üst seviyelerde oyununu zorlaştıracaktır. Premier Lig’de oynamayı kariyer hedefi belirleyen genç oyuncunun, öncelik olarak nispeten daha yumuşak ve teknik oyuncuların ön planda olduğu La Liga’yı tercih etmesi, kariyeri açısından daha doğru olacaktır. Bahsettiğimiz zaafları minimize etmesi halinde, kendisini parlak bir geleceğin beklediğini söyleyebiliriz.

 

 

 

11.Manuel Locatelli

Son iki üç senedir oynadığı futbolla geliyorum diyen Locatelli’nin yükselişi Juventus’a attığı harikulade gol ile Avrupa’ya yayıldı. U21 Milli Takımı’nda beklediği süreyi alamasa da kadroya çağırılmış bir isim. Geçtiğimiz sezon Milan’da düzenli forma şansı da buldu. Mücadeleci ve uzun bacaklara sahip. Orta sahanın ortasında görev alıyor. Bu sezon alacağı ekstra dakikalar, kendisinin ileride nasıl bir yıldıza dönüşebileceğini gösterecek. Maç içerisinde duygularına hâkim olamıyor ve popülaritesinin ne durumda olduğunun çabuk farkına varmış durumda. Uygun hamleler yapılırsa İtalya’nın orta sahasının ihtiyacı olan kan bulundu demek yanlış olmaz.

 

 

 

12.Martin Ødegaard

Norveç’in ve hatta 98 jenerasyonun en büyük wonderkid’lerinden biri olarak görülen Martin Ødegaard, dünya spor medyasının gündemine Norveç 1.Lig ekiplerinden Stromsgodset’in A takıma adına sadece 15 yaşındayken düzenli olarak forma giymeye başlayınca oturdu. 23 maçta 5 gol ve 6 asistle de oynayınca Avrupa’nın en önemli kulüpleri transferi için sıraya girdi. Norveç’te ligler kış transfer dönemi bittiğinden, Real Madrid 2014/2015 sezonunun ara transfer döneminde genç orta sahayı 16 yaşındayken 2,8 milyon €’ya transfer etti. Sezonun sonuna kadar Real Madrid’in ikinci takımı olan Castilla ile 11 maça çıktı ve 1 gol ile 1 asiste imza attı. La Liga’da da Real Madrid’in Getafe’yi 7-3 yendiği mücadelede 68. dakikada oyuna girerek A takımda ilk defa süre almayı başardı. 2015/2016 sezonunda ise Castilla adına beklentileri karşılayan bir performans sergiledi ve 34 maçta 1 gol ve 7 asistle oynadı. Sadece 17 yaşındaki bir oyuncu için gayet yeterli bir performans olsa da medyanın kendisini birden parlatması sebebiyle ondan çok daha fazla şeyler bekleniyordu. La Liga’da o sezon süre bulamayan Ødegaard, geride bıraktığımız sezonun ilk yarısını da Castilla ile geçirdi. 13 maçta 3 gole imza attıktan sonra ise Eredivisie ekiplerinden Heerenveen’e 1.5 seneliğine kiralandı. Sezonun ikinci yarısında Eredivisie’ye çabuk alıştı ve 16 maçı 1 gol ve 3 asist ile tamamladı. Bu sezon ise şimdiye kadar 15 maçta 1 gol ve 2 asist istatistiklerini yakaladı, ama takıma katkısı istatistiklerden çok daha fazla. Öncelikle ofansif orta saha veya sağ açık olarak oynayan Norveçli, top sürmede çok başarılı bir oyuncu. Sol ayaklı bir oyuncu olduğundan sağ kanattan içeriye kat edip, sol ayağı ile içeriye genelde ortalar açmaya yatkın bir yapısı var. Ayrıca tam bir oyun kurucu; takım arkadaşlarını yerden ve havadan paslar ile beslemeyi seviyor. Oyun görüşü ortalamanın üzerinde ve omuz omuza ikili mücadeleleri de kolay kolay kaybetmiyor. Zayıf noktaları ise sağ ayağını neredeyse hiç kullanmaması, bitiriciliğinin kötü olması ve defansa yardıma nadiren gelmesi olarak belirtilebilir. Gerçekten çok büyük bir potansiyel, ama Real Madrid adına oynamasına daha zaman var. Yine de Norveç adına şimdiden 10 kez A milli olduğunu da belirtelim. 

 

13.Sergio Diaz

Henüz 10 yaşında, ülkesinin önemli ekiplerinden Cerro Porteno akedemisine katılan Sergio Diaz, yeteneğiyle izleyenleri kendine o kadar hayran bıraktı ki kısa zamanda adından söz ettirmeye başladı. Profesyonel düzeyde ilk maçını 15 yaşında oynadı ve 17 yaşına geldiğinde, takımının 10 numaralı formasını sırtına geçirdi. Göz dolduran performansı, ona Real Madrid kapılarını açtı ve 5 M € karşılığında transfer oldu. Real Madrid Castilla’da geçen 1 sezonun ardından, La Liga 2 ekiplerinden Lugo’ya kiralandı. Haziran ayının başında, Fransa ile oynanan hazırlık maçında, ilk kez Paraguay A milli formayı giydi ve sırtında yine 10 numaralı forma vardı. Çoğunlukla sol kanat forveti olarak görev yapsa da diğer kanatta veya çift santrforlu sistemlerde ikinci forvet olarak değerlendirilebilir. Yüksek top tekniği, dribbling yeteneği ve son vuruşlardaki becerisi onu ön plana çıkaran yeteneklerinin başında geliyor. Sürati ve çevikliğiyle rakiplerinden birer birer sıyrılabiliyor. Oyun tarzı, fiziği ve teknik özellikleri Sergio Agüero’yu andırıyor. Belirgin bir zaafı olmasa da 1.70 m boyuyla hava hâkimiyetinin düşük olduğu aşikar. Geçtiğimiz ay sonradan oyuna girdiği karşılaşmada, menüsküs ve çapraz bağ sakatlığı yaşayan genç oyuncu, maalesef sezonu kapattı. Buna rağmen vadettiği potansiyelle, bu listeye girmeyi fazlasıyla hak ettiğini söyleyebiliriz.

 

 

14.Tom Davies

Sırasıyla İngiltere U17, U19 ve U21 takımlarıyla gösterdiği harika performansı onu bu sezon Everton A takımına taşımakla kalmadı aynı zamanda ilk 11 de düzenli forma giymesini de sağladı. Genç yaşına rağmen yüksek özgüveni, oyunu iki yönlü oynayabilmesi ve liderlik özelliği onu şimdiden ön plana çıkartıyor. Orta sahada hem fiziği hem de pas oyunu ile öne çıkan Davies günümüzde artık fazla bulunmayan ‘çok yönlü’ oyuncu tanımına birebir uyuyor. Everton’un daha şimdiden ilk 11 oyuncusu olarak gördüğü Tom Davies var olan yüksek potansiyelini doldurduğu sürece Avrupa futbolunda sağlam bir yer edinecektir.

 

 

 

 

 

15.Federico Valverde

Real Madrid’in İspanya 3. Lig’inde mücadele eden takımı olan Real Madrid Castilla’da top koşturan 19 yaşındaki genç orta saha oyuncusu aynı zamanda ülkesi Uruguay’ın alt yaş milli takımlarında da forma giymekte. İlk olarak Uruguay’ın kült kulüplerinden Penarol’ün 17 yaş altı takımında dikkat çeken Valverde, buradaki performansıyla hem İspanyol kulübünün hem de milli takım hocasının dikkatini çekti. Merkez orta saha mevkisinde görev alan Valverde’nin derin bir orta saha olduğunu söyleyebiliriz. Oyunun her iki yönünü de iyi oynayabilmesi, savunmada top kapma kabiliyeti, hücumda doğru oyun tercihleri ve duran toplardaki etkinliği Valverde’nin dikkat çeken özelliklerinden bazıları. Ancak Valverde yüksek tempolu oyunlarda oyun koordinasyonunu kaybetmeyecek bir fiziksel seviyeye çıkamazsa veya hem hücumda hem savunmada oyun kimliğine yeni özellikler ekleyemezse ve tabi ki doğru kariyer planlaması yapamazsa şu anda kendisi için öngörülen seviyelere çıkmasının güç olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca çok başarılı bir milli takım kariyeri geçiren Valverde’nin ülkesi Uruguay’ın U20 milli takımında Güney Amerika U20 şampiyonluğu ve U20 FIFA Dünya Kupası 4.lüğü var. Bireysel olarak U20 Dünya kupasında en iyi 2. oyuncu seçilen Valverde ilerleyen yıllarda daha fazla dikkat çekecektir. Son turnuva sonunda İspanya La Liga ekiplerinden Deportivo La Coruna’nın Valverde’yi 1 yıllığına kiraladı. Bu sezon Valverde’yi dünyanın en kaliteli liglerinden biri olan La Liga’da izleme fırsatı da buluyoruz ve çıktığı 15 maçta oldukça iyi performanslar ortaya koydu.

 

16.Josip Brekalo

Josip Brekalo dünya futboluna birçok futbolcu hediye eden Dinamo Zagreb alt yapısından yetişen bir futbolcu.  2016 yazında 6 milyon € karşılığında Wolfsburg’a transfer oldu ve geçen sezonun devre arasından itibaren de Stuttgart’ta kiralık olarak forma giyiyor. Brekalo, dribbling yeteneği olan teknik ve ivmeli bir kanat oyuncusu. Attığı etkili şutlarla da dikkat çekiyor ancak daha da önemlisi Bundesliga seviyesinde bile yaşına göre ikili mücadelelerde ayakta kalabiliyor oluşu. Sezon sonunda Wolfsburg’a geri dönecek olan Hırvat futbolcunun takımıyla uzun bir sözleşmesi bulunuyor. Oynadıkça potansiyeli iyice açığa çıkan Brekalo, Hırvat futbolunun önümüzdeki turnuvalarda önemli isimlerinden birisi olacaktır.

 

 

 

17.Kylian Mbappe

Henüz 17 yaşında Monaco formasıyla 29 maçta 15 gol 11 asist katkı ile gelen Fransa Ligue 1 şampiyonluğu ve 9 maçta 6 gol ile gelen Şampiyonlar Ligi yarı finali… Avrupa devlerinin onun için sıraya girmesine ve şimdiden üç haneli sayılara ulaşan bonservis bedeline şaşırmamalı. Bu performansı sergilemesi yalnızca bir sezondan biraz fazlasını alan Mbappe için yarışı Paris Saint-Germain kazanırken, genç oyuncu için de yeni bir meydan okuma başlamış oldu. Mbappe, genelde en uçta santrafor olarak görev yaparken hem sağ hem de sol açıkta oynayabiliyor. Müthiş top sürme ve kolaylıkla adam eksiltme yeteneklerini tekniğiyle birleştirerek rakip savunmalar için başa çıkılamaz bir oyuncu profili çiziyor. Sürati ve çabukluğu ona kontratak futbolu için oldukça uygun bir profil kazandırıyor. Topla olduğu kadar topsuz oyunda da başarılı bir görüntü çizen genç oyuncunun bir diğer önemli özelliği ise bitiriciliği. Özellikle sağ ayağıyla etkili vuruşlar yapabilen oyuncu, topu ağlarla buluşturma konusunda sıkıntı yaşamıyor. Bitiriciliğinin yanında önemli bir de ‘servis’ potansiyeli taşıyan Mbappe, mevcut sezonda henüz oynadığı 21 maçta 10 golünün yanına 7 de asist eklemiş durumda. Zayıf sol ayağı ve fiziği Mbappe’nin zayıf yönleri olarak göze çarparken, hava toplarında da etkili olduğunu söylemek güç. Genç isim hiç şüphesiz Messi ve Ronaldo sonrası dönemin en büyük yıldız adaylarından biri.

 

18.Dayot Upamecano

Doğduğu Fransa’da aldığı altyapı eğitiminin ardından 2015 yılında RB Salzburg’un yolunu tutan Upamecano, burada sergilediği performansla kısa sürede dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Ardından hamleyi yapan kardeş kulüp RB Leipzig oldu ve genç stoper Ocak 2017’de Almanya’ya taşındı. Yaşına göre müthiş fiziksel özelliklere sahip Upamecano’nun oldukça güçlü ve bir stoper için hızlı olduğunu söyleyebiliriz. Genç oyuncu, kısa mesafelerde zaman zaman süratli kanat oyuncularıyla bile yarışabilecek deparlar atabiliyor. Atletik yapısı ve sıçrama yeteneği ile hava toplarında da rakiplerine ciddi üstünlük sağlıyor. Güçlü fiziğiyle ikili mücadelelerde ve top kapma mücadelelerinde önemli fark yaratan Upamecano’nun en önemli özelliği ise oyunu geriden oldukça başarılı şekilde kurabiliyor olması. Stoperlerden yalnızca rakibi durdurmalarının değil, oyuna aktif olarak dahil olmalarının ve hatta oyunu yönlendirmelerinin beklendiği günümüz futbolunda, Upamecano ‘pasör/oyun-kuran stoper’ rolü için biçilmiş bir kaftan olarak örnek teşkil ediyor. Topla rakip yarısahaya kadar çıkmaktan çekinmeyen genç isim, baskın sağ ayağıyla attığı gerek dikine gerekse diyagonal uzun paslarla oyunu da şekillendirmeyi başarıyor. Fransa alt yaş gruplarında 31 kez milli formayı terleten genç stoperin şimdiden özgeçmişine 5 kupa eklediğini de hatırlatalım.

 

 

19.Pedro Pereira

Benfica altyapısının Avrupa futboluna kazandırdığı son yeteneklerden olan Pedro Pereira, henüz 17 yaşında Sampdoria’nın yolunu tutarak yurtdışı macerasına erken atıldı. Geçtiğimiz Ocak ayında 2.6 M € karşılığında tekrar Benfica’ya dönen oyuncu, alt yaş milli takımlarda da düzenli olarak şans buluyor. Savunma yönüyle daha fazla öne çıkan Pereira, ikili mücadelelerdeki başarısı ile top rakipteyken yaptığı hızlı ve yerinde müdahalelerle dikkat çekiyor. Pereira’nın önümüzdeki yıllarda yüksek bonservis bedelleri ile Avrupa’nın büyük kulüplerine transfer olacağını öngörmek zor değil. Buna karşılık; oyuncunun hücuma verdiği katkı ve isabetli orta becerisinin yeterli olmaması onun elit seviyeye çıkamamasına sebep olabilir.

 

 

 

20.Matheus Pereira

2015 Güney Amerika U17 Şampiyonası’nda, kupaya uzanan Brezilya takımının önemli parçalarından olan Matheus Pereira, Empoli’nin dikkatini çekti ve geçtiğimiz yaz 2 M € bedelle transfer edildi. 2017 yılını ise Juventus’ta kiralık olarak geçirdi. Sol kanat ve forvet arkasında görev yapabilen Pereira’nın güçlü bir tekniği, adam eksiltebilme yeteneği ve etkileyici bir oyun görüşü var. Hücum bölgesinde attığı kilit paslarla takım arkadaşlarını gol pozisyonlarına sokabiliyor. Buna karşılık; oyunun belli bölümlerinde topu ayağında fazla tutarak oyun disiplininden kopması ve fizik kapasitesinin yetersiz oluşu, kariyerini ileri taşıma konusunda Pereira’nın önüne çıkacak engeller olabilir.

 

 

 

 

21.Carles Alena

Barcelona akademisi La Masia’nın yeni ürünlerinden Carles Alena hem topla kat edebilen hem de oyun kurucu rolü üstlenebilen özel bir orta saha oyuncusu. En dikkat çekici özelliği kesinlikle üstün oyun görüşü ve pas kalitesi. Topla çok rahat adam geçebilmesi ve özellikle de dikine korkusuzca top sürmesi onun bu alanda fark yaratmasını sağlıyor. Bu sezon La Liga2’de 19 maçta 6 gol 2 asisti bulunuyor. Kupa maçlarında Barcelona A takımının kadrosuna alınıp yavaş yavaş forma şansı verilmeye başlanan genç oyuncuyu önümüzdeki sezonlarda önce Barcelona orta saha oyuncu havuzunda ardında da düzenli olarak ilk 11’inde takımın dişlilernden birisi olarak görmemiz kuvvetle muhtemel.

 

 

 

22.Jonathan Ikone

PSG alt yapısından yetişen Jonathan Ikone, 2016/17 sezonuna as takımla hazırlanmasının ardından aynı sezon Ligue 1’deki ilk maçlarına da çıktı ve Şampiyonlar Ligi’nde oynama fırsatı buldu. Aynı sezonun ikinci yarısı Montpellier’e kiralanan ve sezon sonu bu kiralık anlaşması bir yıl daha uzatılan Ikone, farkını top ayağındayken hissettiren bir oyuncu. Müthiş bir dribbling yeteneği var ve güçlü sol ayağına dayalı oynayarak sağ veya sol fark etmeksizin oynadığı kanattan içeri etkili kat ediyor, topu adeta ayağına yapıştırıyor. Çevikliği sayesinde rakiplerinden kolayca kurtulabildiği gibi kaleyi karşısına aldığı zamanlarda kafasını kaldırarak oynuyor ve savunma arkası paslarını başarıyla yapıyor, arkadaşlarını pozisyona sokuyor. Yine de Ikone’nin topsuz oyunda ve savunma aksiyonlarında açık bir şekilde kendini geliştirmesi gerekiyor ve bu açıdan PSG’den ayrılarak daha fazla forma şansı bulabileceği Fransa’nın orta sıra takımlarına gitmesi, Fransa içine veya dışına büyük meblağlara transfer yapmasını sağlayacak bir etken olacaktır.

 

23.Faitout Maouassa

2015/16 sezonunda Nancy formasıyla Ligue 2’de ilk maçlarına çıkan Faitout Maouassa, adından ciddi şekilde bahsettirmeye ise 2016/17 sezonunda başladı. Hem Nancy formasıyla hem de Fransa U19 takımıyla ciddi süreler almaya başlayan oyuncu, o sezonun sonunda da 7 milyon € karşılığında Rennes’e transfer oldu. 2015’te ve 2016 Avrupa Şampiyonaları’nda şampiyon olan Fransa U18 ve Fransa U19 takımlarının önemli bir elemanı olan Faitout, adının da hakkını veren bir şekilde (fait tout=her şeyi yapan) sahanın her yerinde oynayabilen, çok yönlü bir oyuncu. Avrupa şampiyonu olduğu Fransa alt yaş takımlarında takımının sol bekteki değişilmeziyken şu anda onu daha çok her iki kanatta veya orta sahanın ortasında izliyoruz. Sadece hızı sayesinde açık alandaki etkinliğiyle değil aynı zamanda dar alanda da çözüm üretebilmesi, sürpriz ceza sahası koşuları ve duran toplardaki etkinliğiyle de ön plana çıkıyor. Orta kalitesi sol bek yeterliliği olan bir oyuncu için istenen seviyelerde değil, bu yüzden oyuncunun delici dribblingleri, ikili mücadelelerdeki kararlılığı ve cepheden etkili şutlarının yanında oyunu 360 derece görmesini sağlayan oyun görüşü göz önünde bulundurulduğunda kariyerinin ilerleyen yıllarında David Alaba’nın aksine sol bekten orta sahaya evrilmesi ön görülebilir.

 

 

24.Panagiotis Retsos

İlk profesyonel maçına 25.08.2016 tarihinde Olympiakos formasıyla çıkan Retsos, o günden bugüne geçen yaklaşık 16 ayda Bundesliga’nın en önemli yeteneklerinden birine dönüşmeyi başardı. Geçtiğimiz sezon Osmanlıspor ve Beşiktaş maçlarında da 360 dakika izleme fırsatı bulduğumuz Retsos, o dönemde özellikle Beşiktaş maçındaki savunma hatalarıyla eleştirilmekten kurtulamamıştı ancak Leverkusen oyuncu gözlemcileri o şekilde düşünmedi ve sürpriz bir hamleyle yalnızca 1 sezon Yunanistan Ligi’nde forma giymiş 19 yaşında bir stopere tam 17,5 M € ödeyerek transfer etti. Soru işaretleriyle geldiği Bundesliga’da ilk günden itibaren teknik direktör Herrlich’in vazgeçilmezleri arasına giren Retsos şimdiden Leverkusen formasıyla 4’lü savunmanın her bölgesinde ve 3’lü savunma sisteminin sol stoper pozisyonunda görev almış durumda. Özellikle 3’lü savunma sisteminde önünde Bailey, Volland, Bellarabi gibi oyuncularla oynamasına rağmen hızı, çabukluğu, hamle becerisi ve zamanlamasıyla bölgesini oldukça iyi savunan Retsos, topu oyuna sokma konusunda da özellikle uzun isabetli paslarıyla dikkat çekiyor. Sağ ayağını kullanmasına rağmen sol stoper bölgesinde her iki ayağıyla isabetli paslar atabilmesi en önemli artılarından biri. İstikrarını korursa onu birkaç yıl içerisinde Bayern Münih formasıyla görmek bizi şaşırtmayacaktır.

25.Kristoffer Ajer

Martin Ødegaardlı, Sander Bergeli, Rafik Zehninili Norveç jenerasyonunun en önemli parçalarından birisi de Kristoffer Ajer. 16 yaşında profesyonel olarak forma giymeye başlayan 18 yaşını doldurduğu sene Celtic’e transfer olan Ajer gelişimini tüm hızıyla sürdürüyor. Orta sahada 2 yönlü oyunu da oynayabilen ama ağırlıklı olarak defansif yönü ağır basan Ajer, İskoçya’da stoper oynamayı da iyice öğrenerek saha içinde oyun çeşitliliğini artırdı. Kristoffer Ajer’in en güçlü yönü 1,96 metrelik boyu ve güçlü fiziği. Bu fiziğinin avantajını çok iyi kullanan Ajer, hem hava toplarını rahatlıkla kazanabiliyor hem de ikili mücadelelerde ince olmasına rağmen ayakta kalabiliyor. İdol olarak gördüğü Patrick Vieira’nın videolarını izleyerek büyüdüğünü söyleyen Ajer’in top sürüşü, oyunu okuması ve kontrol altında tutması da Vieira’ya gerçekten benzerlik gösteriyor. Ayrıca defansif anlamda bacakları çok uzun olduğu için Vieira gibi çok rahat top kapabiliyor. Önemli özelliklerinden bir diğeri ise yetenekli ve hızlı hareket ederek yumuşak bileklerine çok hakim olması. Birebir de çok rahat oyuncu eksiltebiliyor. Ayrıca uzaktan sert ve isabetli şutlarda çekerek gol tehlikesi yaratabiliyor.  

 

 

 

 

BONUS: Salih Özcan

Milli takım seçimini Almanya’dan yana kullanan gurbetçi Salih Özcan, top ayağındayken genellikle basit oynamayı tercih eden, karar alma yetisi yaşına göre hiç de fena olmayan bir merkez oyuncusu. Yaşı henüz çok genç olduğundan rahatlıkla daha öne veya geriye monte edilebilir, fakat iki yönlü orta saha olarak verimi epey artıyor. Hava topu kazanma, top çalma, hamle kalitesi ve rakibe doğru bölgesel baskı özellikleriyle işin savunma kısmında takıma tam randıman verdiğini söylemek mümkün. Bu sezon yavaş yavaş istediği süreleri de bulmaya başladı. Pozisyon bilgisi konusunda sıkıntılarını zamanla aşabilirse ortalama Bundesliga ekiplerinde direkt oyuncu olabilir.