Bu sezon adına oynadığı tüm kulvarlarda 28 maçlık yenilmezlik serisi yakalarken, bunların son 21’inde de sahadan galibiyet ile ayrılan Manchester şehrinin Mavi tarafında işler yolunda giderken, şehrin Kırmızı tarafında ise 0-0’lık skor ile geçilen son 3 resmi maçın ardından, ‘kazanmak zorunda’ hedefiyle çıkacakları maçta, rakibinin Avrupa’nın en formda takımı olması, derbide ibrenin Pep’in takımına dönmesini normal hale getirmişti.

2018’de rakibine evinde şampiyonluk kutlatmayarak, şehrin Mavi tarafında bu yönden ekşi bir tad bırakan Kırmızı Şeytanlar, maç sonunda rakibine deja vu yaşatmayı başardılar.

İLK 11 VE DİZİLİŞLER:

2021 yılıyla birlikte 4-3-3 formasyonuna kesin geçiş yaptığı gözlenen ev sahibi ekipte, sağ bek pozisyonunda başlaması beklenen Kylie Walker yerine Cancelo tercihi dikkat çekerken, rakibinin orta sahadaki birebir markajla birlikte, geçiş oyunlarında vermesi muhtemel sert savunma tedbirlerine karşı, De Bruyne ve İlkay’ın bilhassa topsuz oyunda alacakları roller ve bu anlamda hareketlilikleri maçın kırılma anları için kritikti.

Beklendiği üzere 4-2-3-1 dizilişiyle rakibini karşılayan deplasman ekibinde ise, Bruno Fernandes liderliğinde özellikle hücum aksiyonları adına yapılacak kontra ataklar yenilgi yüzü görmeyen rakibi karşısında en önemli strateji olarak ağır basarken, Portekizli oyuncu bu doğrultuda en çok pası toplamda 25 kez hücum silahları olan Rashford ve Martial ile yaparak fayda sağladı.

MAÇ ANALİZİ

Kırmızı Şeytanlar, maça takım halinde yüksek konsantre ile başladı ve ilk 20 dakika Martial, City stoperleri arasındaki pas bağlantısını kesme adına baskı uyguladı. United derinde kalma yerine, City yarı sahasına yerleşen yapıda yüksek bir 4-2-3-1 dizilimi gerçekleştirdi.

Fernandes’in Rodri üzerinde adam adama baskısı ile , sahte bek olarak build up rolüyle Cancelo’nun merkeze kayan oyun stiline karşı Rashford’u önlem alarak gönderen Solksjaer bu hamlelerinden verim aldı.

Zinchenko’nun sol stoper mevkisine kayarak geriden oyun kurma isteği karşısında ise, James’i sağ içe kaydırarak İlkay üzerinden oluşacak pas opsiyonunu da kesen Kırmızı Şeytanlar, özellikle merkezde alan bırakmama adına 5’li hatta 6’lı gruplar halinde daraltmalar uygulayarak, Pep’in takımını taktik disiplininden uzaklaşmaya zorladılar.

Cancelo maçta etkisiz kalırken, United’in Cancelo üzerinden oyunda kaldığı 66 dakika boyunca denediği alan baskısı işe yaradı. Nitekim Cancelo, sezon geneli ortalamasının altına kalarak oyun kurulumunda pas opsiyonu olarak takımına fayda sağlayamadı ve savunmadan kendisine sadece 9 pas ulaşabildi.

-Cancelo Hamleler

United kontra ataklarında ise 4’lü hücum gücünü öne sürdü. Özellikle Rodri’nin rakipten gelen ilk topları keserek City hücum opsiyonlarına katkıda bulunduğu döngü dışında, deplasman ekibi Mc Tominay ve Fred ile merkezde fiziksel üstünlüğü ele geçirmesiyle birlikte, Martial’in 2.bölgeye topsuz koşuları sonrasında yaptığı pas servisleriyle birlikte, Pep’in takımını birçok kez geriye koşturmayı ve dolayısıyla temposunu bozmayı başararak maça tutundular.

  • Manchester United Kontra Atağı

United’ın oyun kurma evrelerinde, G.Jesus ve De Bruyne’nin rakip iki stopere pres uygulayarak, pas opsiyonlarını engelleme çabasına karşın McTominay’ın savunma önüne topsuz koşu yaparak topa sahip olma isteği ile birlikte, Rodri ve İlkay’ın bu alana kayarak top kapma isteği orta sahada boşluklar yaratarak bu noktada Bruno Fernandes’in toplu oyuna dahil olmasına neden oldu ve atak başlangıçları Portekizli oyuncu üzerinden şekillenebildi.

İlkay’ın ceza sahasına koşu yaparak yüksek skor katkısı vermesi ve özellikle 2.bölge özelinde takımının hücum setini uygulaması adına değerli bir joker olmasının oldukça farkında olan Solskjaer, çözüm olarak ise McTominay’e  İlkay’ın United yarı sahasına toplu/topsuz her oyun denemesine karşın birebir markaj uygulattı ve buna karşılık İskoç oyuncu kendi yarı sahasında 9 kez pas arası yaparak başarısını kanıtladı. İlkay üzerindeki baskıyı kırma adına, De Bruyne’yi onun bölgesine kaydırarak etki etmeyi hedefleyen Pep’in bu hamlesinin beklenilen verimi sağlamadığı görüldü.

  • İlkay ve McTominay Markajı

City’nin bu maçta özellikle maç başında geriye düştüğünü de varsayarsak, maçın büyük kısmında pres yerine rakip 1. bölgede gölge top takibi yaparak bu konuda rakibinin hatasını kovaladığını ve konsantrasyonun da belirli ölçüde azaldığı görüldü.

  • City’nin United 1.bölgesine baskısı

Raheem Sterling, maç özelinde topla buluşma konusunda sıkıntı yaşarken, neredeyse hatasız oynadığı gözlenen United savunma merkez ikilisi Maguire ve Lindelöf karşısında üretkenliğini konuşturamadı. İngiliz oyuncu, yaptığı 4 dripling denemesinden 1’inde başarılı olurken, 11 kez girdiği ikili mücadelelerde ise %18’lik vasat altı bir performans sergileyerek formsuz bir maçı geride bıraktı.

İlk yarı özelinde oyunun genel itibariyle City’nin solu ile United sağ kenarıyla ve özellikle Aaron Wan-Bissaka arasında geçti denilebilir. Bu noktada İngiliz oyuncu, %62’lik hamle başarısı sağlarken İlkay ve Sterling ikilisinden de toplamda 6 top kaparak savunma yönünde istikrarını sürdürdü.

Erken gelen golün ardından City’nin bu sezon geçtiğimiz sezonlara nazaran normalleşme eğilimi gösteren topla oynama yüzdesinin tekrardan baskın hale gelmesi dikkat çekti.  Buna rağmen ev sahibi ekipte üretkenlik zayıf kalarak gol beklentisi düşük kaldı.

Kırmızı Şeytanlar, gece boyunca oldukça motive gözükürken, başarılı kontra ataklarıyla da, kısa sürede rakip yarı sahada çok adamla pozisyona girme denemeleri gerçekleştirdiler. Zira Luke Shaw’ın golünde de bunu gördük. İkinci golde 3 pas ile sonuca varan United, bunu 13 saniyede ve rakip ceza sahasında 5 adam bulundurarak derslik bir görsel olarak bizlere sundu.

  • United 2.golü öncesi City ceza sahası (13 saniyede 3 pas)

İkinci golde yaşanan durumun kopyasını ilk golün ardından geliştirdikleri kontra atakta da gösterdi ve zira bu deplasman ekibinin gece boyunca yaptığı en iyi takım çalışmasıydı.

-İlk golün hemen ardından United kontra atağı

Sahte 9 rolünde verimsiz bir gün geçiren ve gereksiz hamlesiyle penaltıya sebebiyet veren Gabriel Jesus yerine oyuna giren genç yıldız Foden ile birlikte City kendisinden beklenen verimlilikte pozisyon üreterek karşılaşmayı tamamlayabildi.

  • City’den Asist ve Goal Zone koşusu

Maçta Dikkat Çeken İstatistikler

SONUÇ

19 maç sonra ilk kez maç içerisinde geriye düşmeyi hatırlayan Pep’in yenilmez makinesi, alışıldığı şekilde maçı kendi lehinde sonuçlandıramazken, Ole Gunnar Solskjaer, 2018’deki Mourinho’nun yaptığına benzer bir galibiyet alarak  en büyük arzusunu gerçekleştirdi diyebiliriz.

Manchester şehrinin Mavi tarafı için şampiyonluk yarışında manevi yükü fazla olan bu kayba rağmen, büyük avantajla götürdüğü zirve yarışını tepede bitirmesi yüksek olağanken, öte yandan aynı iddialarını Şampiyonlar Ligi’nde sürdürecekleri malum.

Kırmızı Şeytanlar ise, De Gea, Pogba, Van de Beek gibi as kadroda yer alabilen oyuncularından eksik çıktığı derbide, doğru taktik ve yüksek konsantrasyon sonucu aldıkları bu üç puanla zirve iddiasını sürdürürken, Kupa 2’de Düşler Tiyatrosu’nda ağırlayacakları Milan’a karşı avantajlı skor elde ederek müzelerine bir Avrupa kupası daha katma isteklerini sonuna kadar devam ettireceklerdir.