UEFA Avrupa Ligi L Grubu’nda Osmanlıspor’un rakiplerinden biri olan İspanyol temsilcisi Villarreal’i sizin için değerlendirdik.

 

 

Genel Bilgiler ve Önceki Yıllar

El Submarino Amarillo (Sarı Denizaltılar) lakaplı İspanyol ekibi Villarreal Club de Futbol, 1923’te kuruldu. Kuruluşunda siyah-beyaz olarak tasarlanan forma renkleri, 1947’de takımın stoklarında siyah forma bulunmaması ve sadece sarı tişört bulunması nedeniyle sarı-beyaz olarak değişti. 2005’den itibaren ise iç sahada hem şort hem formada sarı renkte karar kılındı. Takımın Avrupa’daki en büyük başarılarına baktığımızda 2005-2006 sezonunda Şampiyonlar Ligi yarı finali, 2010-2011 ve 2015-2016 sezonlarında UEFA Avrupa Ligi yarı finali göze çarpıyor. La Liga’ya döndüğümüzde ise 2004-2005’deki 3.lük ve 2007-2008’deki Real Madrid’in ardından gelen 2.lik en büyük başarıları. Kulüp en başarılı yıllarını da 2004-2009 arasında takımın başındaki Manuel Pellegrini yönetiminde yaşadı. Takım, Avrupa basınında sık sık Sevilla ile birlikte İspanya’da 2000’lerle birlikte yükselişe geçen ve rakiplerine oranla düşük bütçelerle büyük başarı yakalayan bir takım olarak yer buldu. Geçtiğimiz sezon sonunda Marcelino’dan boşalan teknik direktörlük koltuğuna Fran Escriba’yı getiren Villarreal, maçlarını 25.000 kişilik El Madrigal stadında oynuyor.


Son Maçlar ve Kadro

La Liga’da 2016 yazını en hareketli geçiren takım olarak Villarreal’i söylersek yanılmış olmayız. Kadro iskeletinde çok radikal ve önemli değişiklikler yaptılar. Bu değişikliklerden en dikkat çekeni kuşkusuz birçok Avrupa deviyle adı anılan genç ve yetenekli stoper Eric Bailly’nin 38 milyon € bonservis bedeliyle Manchester United’a katılması oldu. Bu transferin Villarreal kulüp tarihinin en pahalı satışı olduğunu da söyleyelim. Kuşkusuz Bailly’nin gidişi stoper pozisyonu için her ne kadar derin bir boşluk oluştursa da, büyük bir transfer bütçesi yarattığını söylemekte fayda var. Takımın diğer önemli oyuncularından Deniz Suarez 3.25 milyon € karşılığında Barcelona’nın, Samu Garcia 5 milyon € karşılığında Rubin Kazan’ın, Tomas Pina 3 milyon € karşılığında Club Brugge’ün ve Moi Gomez ise bedelsiz olarak Sporting Gijon’un yolunu tuttu. Ayrıca gelecek için umut vadeden ancak yeterli tecrübesi olmayan genç oyunculardan Akram Afif Sporting Gijon’a, Alfonso Pedraza da La Liga Segunda takımlarından Lugo’ya kiralandı.

Gelen oyunculara baktığımızda ise yine önümüze çok önemli ve yetenekli isimler çıkıyor. 14 milyon € bonservis bedeliyle Sampdoria’dan transfer edilen 25 yaşındaki İtalyan sol kanat oyuncusu Roberto Soriano bunlardan ilki. Soriano, çok hızlı uyum sağlaması ve sorumluluk almaktan çekinmemesi ile bir anda takımının önemli bir parçası haline geldi. Şuana kadar beklentileri fazlasıyla karşıladığını söyleyebiliriz. Geçtiğimiz yaz takıma katılan bir diğer İtalyan ise Nicola Sansone. Sassuolo’dan 13 milyon € bonservis bedeliyle transfer edilen 25 yaşındaki Sansone, hücum hattının her alanında görev alabilmesi ve gol yollarındaki etkili oyun yapısı ile takıma çok şeyler katacak gibi. Ülkemizde Bursaspor ve Eskişehirspor formaları da giyen Alfred N’Diaye Villarreal’in bu yaz bir başka transferi. N’Diaye geçtiğimiz yaz Real Betis’ten 8 milyon € gibi önemli bir bonservisle transfer edildi. Takımın 3 kulvarda yoluna devam ettiği düşünülürse N’Diaye’nin kalabalık orta saha rotasyonuna önemli katkılar vereceği kuşkusuz. Geçtiğimiz sezon Real Madrid’de sakatlığının da etkisiyle istediği süreleri alamayan Rus kanat oyuncusu Denis Cheryshev de eski kulübü Villarreal’e bu sefer bonservisi ile geri döndü. Sakatlığının etkisinden çıkıp eski günlerine dönebilecek mi henüz merak konusu. 7 milyon € karşılığında transfer edilen Cheryshev eğer form tutabilirse Villarreal hücumlarına çeşitlilik katacaktır. Geçtiğimiz sezon Chelsea’de beklenenden uzak bir görüntü çizen ve tekrar yükselişe geçmek isteyen Alexandre Pato ise 3 milyon € bonservisle Corinthians’tan transfer edildi. Camianın Pato’dan ilk beklentisi sahalardan uzun süre uzak kalacak olan Roberto Soldado’nun yerini doldurması.

Espanyol’da yıldızı parlayan stoper Alvaro Gonzalez ve Huracan’dan 7 milyon € karşılığında transfer edilip Alaves’e kiralanan genç kanat oyuncusu Cristian Espinoza Villarreal’in diğer transferleri. Gelen-giden oyuncuların takımdaki rolleri ve oyuncu karakterleri dikkate alındığında Villarreal’in önemli bir değişimden geçtiğini söylemek yanlış olmaz.

Villarreal’in güncel kadrosu şu şekilde;

Kaleci: Sergio Asenjo, Manuel Barbosa, Andres Fernandez

Defans: Mateo Musacchio, Victor Ruiz, Alvaro Gonzalez*, Daniele Bonera, Jaume Costa, Bojan Jokic**, Mario Gaspar, Antonio Rukavina

Orta Saha: Alfred N’Diaye*, Bruno Soriano, Manu Trigueros, Jonathan Dos Santos, Rodrigo Hernandez, Roberto Soriano*, Samu Castillejo, Denis Cheryshev*

Forvet: Nicola Sansone*, Cedric Bakambu, Alexandre Pato*, Roberto Soldado, Santos Borre

*Yeni transfer

**Geçen sene başka takımda kiralık olan oyuncu

8 haftası geride kalan La Liga’da, Villarreal 4 galibiyet 4 beraberlik ve 16 puanla 5.sırada bulunuyor. Takımın ligdeki 3 namağlup ekipten biri olduğunu da söyleyelim. Aynı zamanda Villarreal yediği 4 golle ligde en az gol yiyen ikinci takım konumunda. Geçtiğimiz hafta sonu da ligde zorlu geçmesi beklenen maçta Celta Vigo’yu üstün bir futbolla 5-0 geçmeyi başardılar. Osmanlıspor karşısında son 10 maçında yenilgi yüzü görmemiş ve oldukça formda bir Villarreal olacağını söylemek zor değil.

 

 

Muhtemel Formasyon ve Detaylı Kadro Analizi

hgVillarreal’in neredeyse her maça 4-4-2 dizilişiyle çıktığını söyleyebiliriz. Ancak Real Madrid gibi kendilerinden hücum anlamında daha etkili takımlara karşı 4-2-3-1 dizilişiyle çıkıyorlar. Osmanlıspor karşısında da 4-4-2’yi bozmayacaklarını tahmin etmek zor değil. Ancak kadro analizi konusunda kesin bir 11 belirlemek çok zor. Çünkü Fran Escriba rotasyon yapmayı çok seven ve kadrodaki her oyuncuya fırsat vermeye çalışan bir hoca. Özellikle de UEFA Avrupa Ligi maçlarında ligde az süre bulan oyuncuları kullandığı da gözleniyor.

Villarreal kalesini La Liga’da oynanan 8 maçın hepsinde 27 yaşındaki başarılı file bekçisi Sergio Asenjo korudu. Bu maçlarda çok başarılı işler yapan Asenjo, 8 maçta sadece 4 gol yiyerek ne kadar formda olduğunu gösterdi. Ancak Villarreal’in iki UEFA Avrupa Ligi karşılaşmasında da kalede yedek kaleci Andres Fernandez’i gördük. Fernandez bu iki maçta kalesinde iki gol gördü ve takımı da yenilgi yüzü görmedi. Teknik direktör Fran Escriba geleneğini bozmayıp Osmanlıspor karşısında da kalede Fernandez’e görev verebilir ancak formda kalecisi Asenjo’yu kullanmak istemesi de sürpriz olmaz.

Savunmaya geldiğimizde ise maçların çoğunda göbekte Ruiz-Musacchio tandemini izledik. Bu ikili şuana kadar çok uyumlu ve başarılı gözüktüler. Takımın yediği 4 gol de bunun bir göstergesi. Ruiz ayağı düzgün ve pas dağıtan stoper rolünü üstlenirken, Musacchio ise işin mücadele ve fiziksel kısmında kendini gösteriyor. Geçtiğimiz 10 maçta stoper pozisyonunda tecrübeli oyuncu Bonera ve Espanyol’dan transfer edilen genç savunmacı Alvaro Gonzalez de şans buldu. Ancak kim oynarsa oynasın Steaua maçı dışında savunma olarak neredeyse hiç sorun yaşamadıklarını söylemek gerek. Sağ bek pozisyonunda değişilmez isim Mario Gaspar. Çok dengeli ve özellikle de savunma yönü çok kuvvetli olan bir oyuncu. Sol bekte maçların çoğunda Jaume Costa’yı izledik. Savunma bilgisi ve doğru hamleleriyle dikkat çeken Costa yerini bazı maçlarda Jose Angel’e bıraktı.

Orta sahanın ortasında 2 oyuncuyu tercih eden Escriba, bu pozisyonda en çok Bruno Soriano ve Manu Trigueros’u oynattı. Bu ikili özellikle hücuma dönük bir sistemin tercih edildiği maçlarda hem oyun görüşleri hem de teknik özellikleriyle takımlarını çok başarılı bir şekilde yönettiler. Yeni transferlerden N’Diaye de Escriba’nın UEFA maçlarında daha çok kullandığı bir isim. Perşembe akşamı N’Diaye rotasyonda şans bulabilir. Kanatlara baktığımızda solda yeni transfer Roberto Soriano, sağda da Samu Castillejo göze çarpıyor. Bu ikili neredeyse tüm maçlarda kanatlarda görev aldılar. Rotasyona gidilmediği sürece kanatlarda bu ikiliyi görebiliriz.

Forvet pozisyonu ise tamamen soru işareti. Escriba neredeyse her maçta ileri ikiliyi değiştirerek oynadı. Son Celta Vigo maçında ileri uçta Bakambu ve Sansone’yi izlemiştik. Ancak önceki maçlarda ilerde Pato ve Borre de şans buldular. Özellikle Borre bu sezonki sürpriz çıkışıyla forma yarışında önemli bir rekabet yarattı ve şuana kadar Escriba’nın gözüne girmeyi başardı. 4 golle bu sezon takımın en golcü ismi olan Sansone’nin oynamasını yüksek bir ihtimal olarak görüyorum. Yanında ise oynamasını beklediğim oyuncu Escriba’nın UEFA maçlarının ikisinde de tercih ettiği Santos Borre.

 

 

Taktiksel Analiz

Hücum

Villarreal hücum anlamında çok zengin ve çok hazır bir takım. Birbirinden farklı özellikte birçok silahının bulunması onları tahmin edilmesi ve çözülmesi zor bir takım haline getiriyor. Topa sahip olarak maçların genelini oynayan Villarreal, bu oyun tarzının getirdiği faktörlerle birlikte sonuca gitmeyi seviyor.

Kendi yarı alanından çıkarken ilk topları genel olarak Victor Ruiz’in çıkardığını görüyoruz. Ruiz ayaklarına hakim, oyun görüşü yüksek ve doğru pasları bulan bir isim. Top Ruiz’den çıktıktan sonra (genel olarak ilk topları ortada Bruno veya Trigueros alıyor) orta saha oyuncuları seri ve kısa paslarla savunma dengesini bozmaya çalışıyor. Maç başına %84’lük bir pas yüzdeleri olduğunu da hatırlatalım.  Bunu yaparken top bol bol kanatlara iniyor ve kanattaki oyuncular hem dikine savunma arkası toplarla hem de dribblingle takımlarını çok rahat pozisyona sokuyorlar. Burada özellikle Castillejo ve R.Soriano’nun bireysel yetenekleri çok ön plana çıkıyor. Bu iki oyuncu hem çok isabetli ortalar yapıyor hem de (daha da önemlisi) kanatlardan çok rahat oyun kurup oyunun kontrolünü ellerinde tutuyorlar. Villarreal hücumları için bir önemli faktör de ileri uç oyuncularının savunma arkasına yaptığı çabuk ve net koşular. Kanada inen toplar Castillejo ve Soriano tarafından savunma arkasına isabetli paslara dönüşüyor. Bu iki oyuncunun toplam 5 asist yaptığını da hatırlatalım. Bu istatistik bile kanat organizasyonlarının Villarreal hücumları için ne kadar önemli olduğunu anlatıyor.

Elinde değişik özelliklerde hücum oyuncularının olması Villarreal’in hücum zenginliğini oldukça artırıyor. Pato oyundayken onu pivot santrafor gibi kullanan Escriba, Pato’yu daha çok kanattan yapılan ortalarla beslemeye çalışıyor. Ancak Sansone’nin yanında Bakambu sahada olduğunda ise takımın daha hızlı oynadığını ve savunma arkasına derin toplarla Bakambu’yu karşı karşıya bırakmaya çalıştığını söyleyebiliriz. Bakambu’nun atletik özellikleri de bu hücumlara eklenince savunmanın yapacağı bir anlık hatalar bile Villarreal’i sonuca götürebiliyor. Orta sahanın ortasındaki oyuncuların tecrübesi ve kanat-forvet oyuncuları arasındaki müthiş uyum Villarreal’i tam anlamıyla durdurulması zor bir takım yapıyor.

 

 

Savunma

Villarreal’i bu sezon çok iyi bir savunma takımı olarak adlandırmak hiç de yanlış olmaz. La Liga’da 8 haftada yedikleri sadece 4 gol bunu doğrular nitelikte. Bu başarıyı hem oyuncuların pozisyon ve kademe bilgilerine hem de oturmuş bir makine gibi işleyen takım savunmasına bağlayabiliriz. Orta sahada oynayan oyuncuların çok yönlü oluşları bu alanda Villarreal’i çok rahatlatıyor ve aslında takım savunmasının bel kemiğini oluşturuyor. Bu başarılı takım savunmasının en temel sebebi top rakipteyken orta sahayı kalabalık tutup rakibin hücum silahlarına alan bırakmamaları. Forvetlerden biri orta sahaların önüne kadar gelip baskıyı başlatıyor. Castillejo ve Soriano ise top rakipteyken ortadaki Bruno ve Trigueros’a yaklaşarak ortada kalabalık bir dörtlü oluşturuyor. Rakiplerine genelde kanatlardan daha çok izin veren Villarreal için ilk prensip orta sahanın çabuk ve hızlı geçilmemesi. Bu yüzden kanatları biraz daha riske ederek baskıyı ortada yoğunlaştırıyorlar. İki bekinin savunma bilgisine çok güvenen Escriba, genelde rakip kanatları beklerle karşılıyor. Osmanlıspor bu oyun planını Umar ve Regattin’i etkili kullanarak cezalandırabilir. Villarreal’e karşı yapılacak en akıllıca hücum planı, topu kapar kapmaz kanatlara aktararak, geçiş hücumlarında rakibi eksik yakalamak olmalıdır. Zira set hücumlarında İspanyol ekibini eksik yakalamak oldukça zor olacaktır.

 

 

Sonuç

Villarreal ilk bakışta temsilcimiz karşısında ağır basan taraf. Topa sahip olan oyun yapıları ve zengin hücum silahları ile bu maçtan galibiyet çıkarmaları sürpriz olmayacaktır. Ancak Villarreal’in UEFA Avrupa Ligi maçlarında sürekli rotasyona gitmesi ve birbiriyle daha az oynayan oyuncuların sahada olma ihtimali Osmanlıspor için bir avantaj olabilir. Osmanlıspor topu kanatlara ne kadar çok ve çabuk ulaştırabilirse Villarreal karşısında şansını o kadar artıracaktır. Bir başka önemli nokta ise temsilcimiz seyircisi önünde oynayacağı bu maçta topu ne kadar çok ayağında tutarsa Villarreal’i o kadar kendi düzeninden çıkaracaktır. Osmanlıspor, Villarreal’i kendi oynadıkları bol pasa ve topu dolaştırmaya dayalı düzenlerinden çıkarabilirse geçiş hücumlarında atletik ve hızlı oyuncularını kullanarak sonuca gidebilir ve maçtan en az 1 puanla ayrılabilir. Ancak top Villarreal’de kalır ve temsilcimiz oyunu kendi yarı alanında kabul ederse şansımızın çok da fazla olmayacağı kanaatindeyim. Temsilcimize bu zorlu maçta başarılar diliyoruz.