İngiltere ve dünya futbolunun en önemli takımlarından Manchester United, UEFA Avrupa Ligi’nde temsilcimiz Fenerbahçe’nin rakiplerinden birisioldu. Daha yakından tanımak için Manchester United’ı sizler için analiz ettik.
Genel Bilgiler ve Önceki Yıllar
İlk olarak 1878 yılında “Newton Health LYR” olarak kurulan, sonrasında 1902 yılında şimdiki adını alan Manchester United kulübü, İngiliz ve dünya futboluna damgasını vurmuş kulüplerden biri olup 20 lig şampiyonluğuyla da” İngiltere Premier Ligi’ni en çok kazanan takım” ünvanını da elinde bulundurmaktadır. Bunun dışında “Kırmızı Şeytanlar”, 21 Community Shield Kupası, 12 FA Kupası, 4 Lig Kupası’nı müzesine götüren Manchester ekibinin Avrupa’da da 1967-1968 sezonunda o zamanki adıyla Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası Şampiyonluğu, 1990-1991 sezonunda yine o zamanki adıyla Kupa Galipleri Kupası Şampiyonluğu, 1991-1992 UEFA Süper Kupa Şampiyonluğu, 1998-1999 ve 2007-2008 sezonları olmak üzere toplam 2 Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu, 1999-2000 ve 2008-2009’da olmak üzere iki kez Dünya Kulüpler Kupası kazanmıştır. Ayrıca Manchester United, 1998-1999 sezonunda hem Premier Lig, FA Kupası ve Şampiyonlar Ligi Kupası’nı kazanarak bir sezonda bu başarıyı yakalayabilen tek takım olarak İngiltere futbol tarihine geçmiştir. 1986-2013 yılları arasında takımı çalıştıran ve bu süreçte kulübe tam olarak 33 kupa kazandıran İskoç Sir Alex Ferguson’ın emekliye ayrılmasıyla şu ana kadar henüz alışık olduğu istikrarı yakalayamayan ve sonraki sezonlarda ligi sırasıyla 7., 4. ve 5. tamamlayan “Kırmızı Şeytanlar”, sezon başında Hollandalı çalıştırıcı Louis van Gaal ile yollarını ayırıp, adı sıkça takımla anılan başarılı teknik adam Jose Mourinho ile anlaştı. Manchester United, maçlarını 75.643 kapasiteli efsanevi stadı Old Trafford’da oynuyor.
Son Maçlar ve Kadro
Manchester United, bu sezona son lig şampiyonu Leicester ile oynadığı Community Shileld Kupası karşılaşmasıyla başladı ve maçtan 2-1 galip ayrılarak sezona iyi bir giriş yaptı. Her ne kadar ligde de ilk 3 maçtan da 3’er puan toplasalar da evinde oynadıkları ve mağlup oldukları City karşılaşmasıyla istikrarsız bir tablo sergilemeye başladılar. Ligde şu an 6.sırada bulunsalar da bu sezon hem teknik ekibe hem de oyuncu kadrosuna yapılan sansasyonel transferlerle kamuoyunun kendilerini şampiyonluk adayları arasında gösterdiği bir gerçek. Manchester United’ın ligde oynadığı 8 maçtan aldığı sonuçlar şu şekilde:
14.08.2016 Bournemouth 1-3 Manchester United
19.08.2016 Manchester United 2-0 Southampton
27.08.2016 Hull City 0-1 Manchester United
10.09.2016 Manchester United 1-2 Manchester City
18.09.2016 Watford 3-1 Manchester United
24.09.2016 Manchester United 4-1 Leicester
02.10.2016 Manchester United 1-1 Stoke City
17.10.2016 Liverpool 0-0 Manchester United
Geçen sezon forma almış as takım oyuncularını kadrosunda tutan İngiliz ekibi, Juventus’tan 105 milyon € gibi rekor bir ücretle eski oyuncusu Paul Pogba’yı, PSG’den bedelsiz olarak gittiği her takımda kupa kaldıran yıldız oyuncu Zlatan Ibrahimovic’i , 42 milyon € karşılığında Dortmund’un etkili silahlarından Mkhitaryan’ı ve 38 milyon € bedelle Villareal’in potansiyel yıldız adayı stoper Eric Bailly’i kadrosuna katarak rotasyonu oldukça geniş bir kadro kurdu.
Manchester United’ın güncel kadrosu şu şekilde:
Kaleci: David de Gea, Sergio Romero, Sam Johnstone
Defans: Eric Bailly*, Daley Blind, Marcos Rojo, Chris Smalling, Luke Shaw, Matteo Darmian, Phil Jones,Antonio Valencia,
Orta Saha: Marouane Fellaini, Ander Herrera, Jesse Lingard, Ashley Young, Henrikh Mkhitaryan*, Morgan Schniederlin, Michael Carrick, Timothy Fosu-Mensah, Bastian Schweinsteiger, Memphis Depay
Forvet: Marcus Rashford, Wayne Rooney, Zlatan Ibrahimovic*, Anthony Martial
*Yeni transferler
Mevcut Formasyon ve Detaylı Kadro Analizi
Şu bir gerçek ki, Jose Mourinho oyuncuların görevlerinde ufak değişiklikler yapsa da göreve geldiğinden beri 4-2-3-1 formasyonundan hiç vazgeçmedi. Bu sebeple Fenerbahçe karşılaşmasında da aynı formasyonla çıkması beklenebilir.
Kalede İspanya milli takımının da kalesini koruyan, başarılı file bekçisi David de Gea var. Geçtiğimiz sezon başında Real Madrid’e transferi evrak kriziyle son anda iptal olan İspanyol kaleci, takımı her ne kadar beklentilerin altında bir sezonu geride bırakmış olsa da oldukça iyi refleksleri ve mucizevi kurtarışlarıyla takımına odaklandığını göstermişti. Bu sezon şu ana kadar pek güven vermeyen Manchester United defansına bakacak olursak takımın başarılı bir sezon geçirmesi için De Gea’nın yine dikkat çeken bir performans sergilemesi gerektiğini söylemeliyiz. Sağ bekte Valencia, Mou’nun en güvendiği oyuncular arasında yer alıyor. Bir kanat oyuncusundan devşirme bir sağ bek olmasının avantajıyla hücuma hızlı çıkması, etkili ortalar açması ve fiziksel gücü savunmadaki konsantre görüntüsüyle birleştiğinde Ekvadorlu oyuncu oldukça iyi performanslar sergiliyor. Yeni transfer Bailly de stoperde formayı kimselere kaptırmayanlardan. Stoper pozisyonundaki bir oyuncuya göre hızlı yapısı ve yaşına göre soğukkanlı oluşu onu şimdiden defansın sigortası yapmış durumda. Sezona Bailly-Blind stoper ikilisiyle başlayan Mourinho, yine Valencia gibi hücuma katkı sağlayan sol bek Luke Shaw’ın City derbisinde sakatlanmasıyla Blind’i sola çekti ve Smalling-Bailly ikilisini görevlendirmeye başladı. Orta sahada da sezona süper yıldız Pogba ve şimdiye kadar Everton’daki başarılı günlerini çok gösteremeyen Fellaini ikilisiyle başlayan Mourinho, ligde üst üste alınan City ve Watford mağlubiyetlerinden sonra İspanyol orta saha Herrera’yı Pogba’nın yanına monte edip Fellaini’yi kulübeye çekti. Tecrübeli hoca, Pogba-Fellaini-Herrera üçlüsünü yalnızca en son oynadıkları Liverpool deplasmanında, formda rakiplerine orta sahayı kaptırmamak için kurduğu 11’de bir arada oynattı. Pogba, sezonun ilk maçlarında sorumluluk almamakla eleştiri oklarının hedefinde olsa da kendisi için ödenen ücretin baskının üstesinden gelmesiyle daha iyi performans sergilemeye başladı ve 4-1 kazanılan Leicester maçında da golünü atmayı başardı. Pogba-Herrera ikilisinin Pogba-Fellaini ikilisine göre orta alanda daha efektif ve enerjik olduğunu da ekleyebiliriz. İleri üçlü için takımın sahip olduğu rotasyon Portekizli çalıştırıcıyı oldukça zorlayacağa benziyor. Sezon başında forvet arkasına Rooney’i monte eden Mou, sağ kanatta Mata ve Mkhitaryan gibi daha oyun kurucu özelliklerine sahip olan oyuncuları deneyip solda da Martial, Rashford, Lingard gibi daha içe kat eden oyunculara şans verdi. Ancak yine orta ikilide yaptığı rotasyon gibi ileri üçlüde de dikkate değer bir hamle yaparak Rooney’i kulübeye çekip kanatta etkili olamayan Mata’yı forvet arkasına aldı. Kanatlarda ise bir oyun kurucu ve bir içe kat eden oyuncudan ziyade her iki tarafı da içe kat eden ve hızlı oyunculardan oluşturmaya başladı. (sağda Lingard, solda Rashford) İleri uçta ise İsveçli süper yıldız Ibrahimoviç, takımda yerini en sağlama almış oyunculardan. Ligde 8 karşılaşmada da 90 dakika forma giyen “Ibra Kadabra”, bu karşılaşmalarda toplam 4 gol atmayı başardı. Ayrıca, sezon başında Leicester’a karşı oynanan Community Shield Kupası’nda da 83.dakikada takımına kupayı kazandıran golü atan isim oldu.
Taktiksel Analiz
Hücum
Kadro yapısına baktığımızda Manchester United’ın hücum odaklı bir takım olduğunu söylemek mümkün. Ellerinde geniş rotasyonlu ofansif oyuncuları olması ve bu oyuncuların çoğunun birden fazla pozisyonda değerlendirilebilir olması Jose Mourinho için tatlı bir zorluk yaratabiliyor. Takımın oyun yapısına baktığımızda da çeşitli hücum varyasyonları uyguladıklarını görebiliyoruz. Atağa çıkarken rakip takımın ceza sahasıyla orta saha arasında kısa ve seri paslaşmaların sonunda topu boş bulunan kanada göndermeyi başarıyla yapabiliyorlar. Bu paslaşmalarda kilit istasyon genelde Fransız yıldız Pogba oluyor. Ayrıca Valencia ve Shaw gibi bindirmeleriyle hücuma tam katkı veren beklerinin olması, kanatlardaki koridorları etkili bir şekilde kullanmalarını sağlıyor. Mourinho’nun kanatlarda bir oyun kurucu ve bir içe kat eden oyuncu taktiğinden vazgeçip iki içe kat eden hızlı oyuncu taktiğine dönmesiyle iki kanadın da çok etkili olduğu maçlar gördük. Burada Mata’ya da ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Sezona kanatta başlayan ama sonrasında taktiksel değişiklerle esas yeri olan forvet arkasına geçen İspanyol oyuncu kendine nasıl boş alan yarattığını ve bu alanları bulduğunda nasıl tehlikeli olduğunu göstermiş oldu.
Hücum varyasyonlarında Ibrahimovic’in en önemli unsur olduğunu da söyleyebiliriz. Takım set hücumuna başlarken İsveçli oyuncu sürekli ortaya gelip top dağıtıyor ve oyunun takımı adına tempo kazanmasını sağlıyor. Ayrıca hücumda hareketsiz olmanın aksine, sürekli kanatlara giderek defansın yapısını bozuyor ve arkasında oynayan 3 hücumcu oyuncu için alan açabiliyor.
Bunun dışında “Kırmızı Şeytanlar” duran toplarda da oldukça tehlikeli. Takımda kafa vuruşu iyi olan, uzun boylu oyuncuların çokluğuyla birlikte (Pogba, Ibrahimovic, Smalling, Bailly, Rashford) kornerlerden rahatlıkla gol bulabiliyorlar. Buna örnek olarak, 4-1 galip geldikleri Leicester maçında korner organizasyonuyla gelen 3 golü gösterebiliriz.
Savunma
Manchester United’ın hücumunun ne kadar çeşitli, tehlikeli ve yüksek tempo odaklı olduğunu söyleyebiliyorsak, savunmanın ise bir tür “madalyonun diğer yüzü” etkisi yarattığını söyleyebiliriz. Savunmadaki zaaflar arka arkaya alınan üç mağlubiyetle (Man.City-Feyenoord-Watford) gün yüzüne çıktı ve bu zaaflara henüz çözüm bulunabilmiş değil. Hücumda top kaptırdıkları zaman geriye hızlıca dönmede bir sorun yaşadıklarını söyleyemeyiz ama oyuncuların defans yerleşiminde ciddi sıkıntılar yaşanıyor ve genelde bu zamana kadar golleri bu sebepten kalelerinde gördüler. Old Trafford’da oynanan ve 1-0’lık galibiyetle tamamladıkları Zorya maçında bile kontra atak taktiği uygulayan ve hızlı çıkmaya odaklanan rakiplerine karşı zor anlar yaşadıkları pozisyonlar oldu. Bunun dışında, defansta kanattan bindirmelerde açık verdikleri zaman içeri çevrilen ortalarda ceza sahasına geriden gelen oyuncu bomboş kalıyor ve topu ağlarla buluşturabiliyor. Feyenoord maçında 1 ve Watford maçında 2 golü bu şekilde yediler. Son oynadıkları Stoke City ve Zorya maçlarına baktığımızda da rakip takımların bu zaaflarını analiz ettiklerini ve hücumda bu şekilde pozisyon yaratmayı amaçladıklarını gördük. Bu zaaflarındaki kilit problemi. ortada oynayan iki oyuncunun ceza sahasının kaleye uzak tarafında pozisyon almak yerine stoperlerin arasına karışması olarak yorumlayabiliriz.
Savunma presine de değinecek olursak, 4-2-3-1’in ofansif 3’lüsünün hareketli pres yaptığı ancak en uçta oynayan Ibrahimovic’in genelde bu prese katılmadığı için rakiplerin rahatlıkla bu baskıyı geçtiği gözlemlenebilir.
Sonuç
Manchester United, hücumda korkulu rüyalar yaşatan ama savunmasında da korkulu rüyalar yaşayabilen bir takım. Fenerbahçe’nin İngiliz ekibiyle oynadığı karşılaşmalarda pas kanallarını kapatarak rakibin etkili paslaşmalarını önlemesi, kanattan bindirmelere ve özellikle duran toplara dikkat etmesi gerekiyor. Hücumda ise kaptıkları topları direkt paslarla çizgiye inebilen kanat oyuncularına aktarması şart. Takım, pazartesi akşamı oldukça yüksek tempoda geçen Liverpool deplasmanını geride bıraktı ve ligde de pazar günü de Chelsea ile karşılaşacak. Mou, Avrupa Ligi’nde bazı rotasyonlara gidiyor ve ligdeki bu iki önemli maç arasında da rotasyona gitmesi kuvvetle muhtemel. Yine de Fenerbahçe, karşısında belirlenmiş taktiksel anlayışından vazgeçmemiş bir takım bulacaktır. Temsilcimize başarılar diliyoruz.