Arjantinin Buenos Aires kentinin dost-düşman kardeşi Boca Juniors ve River Plate’nin dünyanın en büyük derbisi nam-ı değer Superclasico seyircilerden öksüz 2021 yılının ilk günlerinde karşılaştılar.
La Bombonera’da oynanan maçda, tarafların önümüzdeki günlerde oynayacağı Libertadores yarı final maçları öncesinde tedbirli başlaması bekleniyordu. Boca’nın Santos ile River’in Palmeiras ile oynayacağı yarı final maçları sonrasında tekrar Superclasico heyecanını Libertadores kupası finalinde biz futbol severlere yaşatabilecekler.
İki takımın bu maç öncesi form durumlarına bakacak olursak; Diego Armando Maradona Kupası lig sisteminde her iki takımında 2 galibiyet ve 1 beraberlikleri bulunuyordu.
İlk 11’ler
Sahaya 4-4-2 ile 4-2-3-1 dizilişlerini değişerek maça başlayan Boca’ya, Gallardo’nun takımı River Plate klasikleşen 4-3-3 dizilişiyle karşılık verdi.
Ezeli rekabetin maç sonunda ortalama pozisyonları ise;
Maçın Özeti
Maç Boca’nın evindeydi ancak seyirci yokluğunda River maçın başından itibaren topa sahip ve pas oyununu rakibine kabul ettirerek oynuyordu. Boca maçı kendi sahasında kabul ettiği anlarda, hızlı hücum ve kaptığı topla, Trabzonspor’dan tanıdığımız Emenuel Mas’ın harika defans arkası pasını güzel koşusu ve tek vuruşu ile Ramon Abila tamamlayınca maça 10. Dakikada şoka uğratmıştı. Zaten topun arkasında oyunu kabullenen Boca için bu gol hem direnç hem de her geçen dakika umutlarını artıran bir unsur oldu.
İkinci yarı başında skor tabelası 1-0 olmasına rağmen oyun hakimiyeti yine River kontrolünde gerçekleşiyordu. Ancak maçın River lehine kırılma noktası Jorman Campuzano’nun ikinci sarıdan oyunun 58. Dakikasında atılmasıyla geldi. Bu noktadan sonra eksik kalan rakibinin savunma direncini kırmak ve 3.bölgeye yıktığı oyunun kilidini açmak için daha fazla avantajları vardı. Ve dakikalar 74’ü gösterdiğinde yerleşen savunmaya kanat ortalarıyla pozisyon arayan River, sahipsiz topları kazanıp, orta ile golü buluyordu. 3 dakika geçmemişti ki benzer senaryonun tekrar gerçekleşmesiyle River ezeli derbide üstün olduğu oyunda skor olarakta öne geçiyordu.
Ancak 80. Dakikada Enzo Perez’in de kırmızı kart görmesiyle River ezeli dostluğu yanlış anlıyor ve Boca ile sayıları eşitliyordu. Bu dakikadan itibaren Boca ataklarına daha özgüven katıyor ve şut ve pozisyonlarının kalitesini artırıyordu.
86 dakikada gelişen güzel kontra atak sonucunda ve iyi bitiriciliğiyle birleştiren Sebastian Cano maça dengeyi getiren golü atıyordu. Setlik dozu zaten yüksek olan maçta skora dengenin gelmesi ile daha da sertleşiyor ancak maç böyle sonuçlanıyordu.
Taktik Analiz
Boca Juniors Stratejileri
Boca maç boyu topun arkasına geçmesi ile geçen maçta aşağıdaki grafikteki gibi rakibi karşılıyordu. Maçın tek hakimi River’e topu verip sadece rakibi karşılamaya ve pozisyon vermeme stratejisi 4-2-3-1
Ancak rakip defanstan kısa paslaşmalarla çıkarken 4-2-3-1 sistemi yerine önde çift forvete dönülüp arka blog 4’lü kalıyor ve sistem 4-4-2’ye dönüyordu.
River Plate Stratejileri
River maç boyu Boca savunmasını açmak için 4-3-3 sistemiyle oynadı. Ancak genellikle sahaya dağılımları bu pozisyonda ki gibi, bekler adeta birer hücum oyuncusu gibi orta sahadayken, orta saha 3’lüsü olarak maça başlayan Nicolas De La Cruz genellikle hücumu dörtleyen ve stoperlerin markaj kararlarını zorlaştıran oyuncuydu.
Yine rakip 10 kişi kalana kadar defanstan kısa paslarla çıkarken orta saha oyuncusu Enzo Perez stoperlerin arasına girerek Boca hücum ikilisine karşı üstünlüğü alarak topu kolayca 2. Bölgeye aktarabiliyordu.
Duran Top Stratejileri;
Ev sahibi ekip kornerlerde, Adam-Adama savunmasına ek penaltı noktası ile altı pas içinde ön direğe yakın birer oyuncu koyarak yaptı. Adam savunmasında görüntüde kusursuza yakın pozisyonlar olmasına rağmen bireysel hatalar neticesinde tehlikeli pozisyonlarda yaşanmıştı.
River ise hem alan hem de adam adama savunmayı tercih ederek, bireysel hataların önlenmesini planlayıp başarılı olmuştu.
En başa tekrar dönecek olursak, Russo Edwin Cardona ve Sebastian Villa’yı ters kanatlara alarak başlamıştı maça. Gallardo ise, Carrascal ve De La Cruz ile sol kanada ve half spicelere kayarak oyunun kilidini kırmaya çalışmak istiyordu. Ancak Capaldo-Campuzano ikilisi burada ikiliye çok fazla alan şansı vermedi.
Kilidi açmak için önde beşli ve koridorlarda birer oyuncuyla toplam 7 oyuncuyla çalışan Gallardo öğrencileri boşluk bulamayıp devamlı topu 2. Bölgede çevirdi.
Boca’nın 10 kişi kalmasıyla 4-4-1 sistemine döndüğü, River’in ise yenik durumu tersine çevirmesi için risk alıp, 3-2-2-3 sistemiyle oynadığını görüyoruz.
Burada oyuncu değişikleri sonrasında Montiel-Rojas-Diaz 3’lüsüyle en geride, önlerinde De La Cruz-Enzo Perez ikilisi, 3. Bölge bağlantısını sağlamak üzere yeni giren Cristian Ferreira ve Ignacio Fernández ve ileride Suarez-Borre-Girotti görünüyor.
Buradaki amaç ileri 3’lünün stoperlerle 1 vs 1yada 2 vs 1, beklerle de 1 vs 1yaparak kanattan gelen/gelecek Montiel yada Ignacio oyuncularından en az birinin deplase kalması ve atağı oradan tekrar şekillendirilmesiydi. Aşağıda ki fotoğraf River’in eşitliği sağladığı golün hemen öncesinde oluşan bir ana ait. İkinci golde bu atağın oluşturulma şekli açısından neredeyse aynısıydı.
Pas istatistiklerine baktığımızda;
Maç boyu ev sahibi ekibin sadece 164 isabetli pası varken, Gallardo öğrencilerinin 511 başarılı pas yaptığı dikkat çekiyor.
Ancak bunu 3. Bölgede çok fazla kullanmadığını özellikle belirtmek gerekiyor. Aşağıdaki fotoğrafta River’in saha içinde verdiği tüm pas aksiyonlarının 3 bölgeye göre dağılımı bulunuyor. Genellikle 2. Bölgede yapılan yan ve geri paslar 3. Bölgede kapanan rakibinin açılmasına olanak vermeyince yaratıcılık eksikliği ortaya çıkıyor.
Pas konusunda bu kadar fark oluştuktan sonra kısaca topla oynama indeksinden de bahsedelim.
Bu noktada genel topla oynama oranları %29 – %71 iken maç içinde Boca’nın en yüksek topla oynama oranı buldukları golden sonra 15-30. Dakikalar arası %32 ile gerçekleşti. River’in bu şampiyonada oynadığı maçlarda ortalama topla oynama yüzdesi %61 iken bu maç %72 hatta maç içi %74’e kadar yükselmişti.
Yaratıcılık eksikliğinin teyidi olarak;
Tabloda görüldüğü üzere, xG parametresinde Boca 1.38’e 1.12 üstünlük sağlamış. Bu kadar topla oynama yüzdesine rağmen şut sayıları da neredeyse başa baş noktadaydı. River’in 12 şutuna karşılık Boca’da 10 şutla karşılık vermiş ve isabet sayıları de eşit olarak 5 idi.
Başka bir ifadeyle River bir şut atmak için yaklaşık 46 pas yapmak zorundayken, Boca ise sadece 22 pas ile şuta gidebiliyordu.
Sonuç
River’in şampiyona ortalamasının çok üzerinde topa sahip olduğu ancak buna rağmen Boca’nın çok iyi kapanarak alan ve fırsatlar vermeden geçen maçta, sinirler çok yüksekti ve bu da kart sayılarına yansıdı. Dünyanın en büyük derbisinde bu kadar yüksek adrenalin normal karşılanırken başında söylediğimiz gibi seyircilerden yoksun olması bizler için üzücü bir durumdu. Ayrıca iki takımın hafta içi oynayacağı ve Libertadores finalinde tekrar karşılaşma ihtimali içinde hasarsız çıkıp önce rakiplerini geçmesi gerektiğini akıllarından çıkarmamıştı. Bunlara rağmen, taktiksel açıdan Gallardo ve Russo’nun müthiş mücadelesine şahitlik etmemiz engellenmedi. Russo’nun savunma planını aşamayan Gallardo derbide ve rakip sahada her şeye rağmen 1 puanı kurtarıyordu. Russo da benzer şekilde öne geçtiği maçta çok iyi kapanmasına rağmen 10 kişi kalınca planları zora girmiş, ancak rakibin de atılması sonrası tekrar dengeyi yakalayarak 1 puanı kurtarmıştı.