Trabzonspor birkaç yıldır sürmekte olan yapılanmalarının semerelerini tam anlamıyla toplamaya başladığı bir sezon geçirmekte. Abdullah Avcı yönetimindeki bordo-mavili takım nitekim 2021-2022 sezonunun ilk yarısını en yakın takipçisinin 7 puan önünde lider biçimde kapatmış durumda.
Bu yazının amacı Trabzonspor’un bu sezonki performansını bazı temel istatistik ve metrikleri kullanarak analiz etmek ve yorumlamak. Tabii ki bu veriler ile gerçek dünyadaki durum arasında bir nedensellik bağı kurulmasının amaçlandığı değil, basitçe veriler ve durum arasında bir ilişkinin varlığını ve bu ilişkinin şiddetini ortaya koymaktan ibaret olduğu şeklinde anlaşılmalı.
Diziliş Tercihleri
Geçmiş sezonlardaki Başakşehir macerasında da görüldüğü üzere Abdullah Avcı’nın tercih ettiği asıl diziliş 4-3-3. Keza Trabzonspor’da da 4-3-3’ü sık sık kullanmış olmakla birlikte zaman zaman 4-2-3-1’e dönmekten de imtina etmediği yukarıdaki grafikte görülmekte.
Buna karşın sezon boyunca 4-1-4-1 ve 4-4-2 dizilişleri hoca tarafından toplamda yalnızca üç defa tercih edilmiş.
Buradan Abdullah Avcı’nın oyuna müdahale ederken dizilişi doğrudan değiştirmekten ziyade oyun içindeki rol dağılımlarını ve oyuncu profillerini düzenleme yönünde bir yaklaşım tercih ettiği yönünde bir yorumda bulunmak mümkün. Yine de hoca gerektiğinde dönüşümlü olarak kullanabileceği iki ana taktik şablonunu da hazırlamış gibi görünüyor.
Bu tabloda ise Trabzonspor’un tercih edilen dizilişteki maç başı gol ve xG sayılarını görmek mümkün. 4-4-2 ve 4-1-4-1 dizilişlerinin tercih edilme sayısının 4-3-3 ve 4-2-3-1’e kıyasla çok daha düşük olduğu göz önünde bulundurulduğunda yalnızca 4-2-3-1 ve 4-3-3 üzerinden okuma yapmak daha doğru olacaktır.
Trabzonspor 4-3-3 dizilişinde maç başı ortalama 2.1 gol atmışken, 4-2-3-1’de bu sayı 1.6. Gol beklentilerine gelindiğinde ise 4-3-3 için maç başı 1.74, 4-2-3-1 için ise maç başı 1.47 xG üretmeyi başarmışlar. Bu sayılardan Trabzonspor’un 4-3-3 oynarkenki hücum başarısının 4-2-3-1’e kıyasla daha yüksek olduğunu fark etmek mümkün.
Tabii ki bu dizilişler arasındaki üretkenlik ve hücum etkinliği farkının bu dizilişlerin tercih edildiği maç profilleri ve maç günündeki şartlar da göz önünde tutularak değerlendirilmesi gerekmekte.
Maç Sonuçlarının Sahaya Göre Dağılımı
Yukarıdaki grafikte Trabzonspor’un bu sezon maçın hangi sahada oynandığına göre ayrılmış biçimde elde ettiği sonuç sayıları görülmekte.
Trabzonspor iç sahada deplasman maçlarına kıyasla üzerinde durulması gerekecek miktarda daha fazla puan toplamış gibi görünüyor olmasına karşın, grafik çizilirken kullanılan veride sezon öncesi hazırlık maçlarının da dahil olduğu unutulmamalı. Nitekim bu hazırlık maçlarının hepsi iç saha şeklinde kaydedilmiş olduğundan özellikle galibiyetler bakımından sahanın ev ya da deplasman olması bakımından çok fazla önemi olmadığını söylemek mümkün. Zira Trabzonspor sezon başındaki dört hazırlık maçının üçünü kazanırken, birinde berabere kaldı.
Trabzonspor’un mağlubiyetlerine gelindiğinde ise toplamda üç mağlubiyetin biri ev birisi deplasman olmak üzere ikisinin UEFA Konferans Ligi’ndeki Roma maçlarından geldiğini vurgulamak gerekmekte. Trabzonspor Süper Lig’deki iç saha namağlup serisini devam ettirmekte. Ligdeki tek mağlubiyetleri ise 11 Aralık tarihinde deplasmanda oynanan 2-1 sonuçlanmış Antalyaspor maçı.
Saha ve Maç Sonuçlarına Göre Ortalama Topla Oynama Oranları
Yukarıdaki grafikte Trabzonspor’un iç saha ya da deplasmanda oynanan maçlarda elde ettiği sonuçlara göre topla oynama oranının ortalamaları görülmekte.
Buna göre Trabzonspor en yüksek topla oynama ortalamasına deplasmanda mağlup olduğu maçlarda ulaşmışken, en düşük topla oynama ortalaması ise deplasmanda berabere kaldıkları maçlarda oluşmuş.
Bunun haricinde grafiğe bakıldığında mağlubiyetler haricinde Trabzonspor’un iç sahada ortalama olarak maç sonucundan bağımsız biçimde topa daha hakim bir oyun sergilediğini görmek mümkün. Mağlup olunan maçlarda her ne kadar deplasman topla oynama ortalaması iç sahadakinden daha yüksek çıkmış olsa da Trabzonspor’un yalnızca üç maç kaybettiği ve bu maçların iki tanesinin sezonun ilk bölümlerinde nispeten zor bir rakip olan Roma’ya karşı olduğu göz önünde tutulmalı.
Her halükarda Trabzonspor’un ortalama olarak %50’den daha fazla ortalama topla oynama oranı elde ettiği ve nitekim rakipten daha fazla topa hakim olmaya meyilli bir takım portresi çizdiği aşikar.
Topla Oynama Aralıklarına Göre Maç Sonuçları
Bu grafikte Trabzonspor’un topa maksimum oranda sahip olduğu maç ile minimum oranda sahip olduğu maç arasında topla oynama oranları üç farklı aralığa bölünmüş durumda.
Grafikte dikkat çeken ilk nokta Trabzonspor’un nispeten düşük topla oynama aralıklarında hatırı sayılır miktarda daha fazla galibiyet almış olması. Görüleceği üzere Trabzonspor’un topla %35.9-%53 aralığında oynadığı 11 maçın hiçbirini kaybetmeyip yalnızca ikisinde berabere kalmış. Buna karşın topla oynama miktarı arttıkça kazanılan maç sayısı oransal olarak belirgin biçimde düşüşe geçmiş. Yine grafikten okunabileceği üzere %53-%57 ve %57-%73 topla oynama aralıklarındaki maçlardaki galibiyet elde etme oranı yaklaşık %50.
Abdullah Avcı takımları her ne kadar topa sahip olma ve set hücumları konusundaki yetkinliğiyle tanınsa da grafikten başarı için topa sahip olmanın gerek şart olmadığı sonucuna kolayca varılabilir.
Topla Oynama Aralıklarına Göre Üretilen Ortalama Gol Beklentisi (xG)
Trabzonspor’un topa sahip olduğu aralıkların sınırlarını oluşturan oranlar yükseldikçe üretilen maç başı ortalama gol beklentisi de artmış durumda. Grafikte görüldüğü üzere Trabzonspor’un topla %35.9-%53 arası oynadığı maçlardaki maç başı xG 1.5 dahi etmezken %57-%73 arasındaki maç başı xG’si 2’nin biraz üzerine çıkmış.
Yine de bu grafiğin yukarıdaki topla oynama-maç sonucu grafiği ile beraber değerlendirilmesi çok önemli. Zira üretilen gol beklentisi başarının ölçülmesinde önemli bir metrik olmakla birlikte kesinlikle tüm hikayeyi anlatmaya yetmez. Nitekim en fazla maç başı xG’nin üretildiği %57-%73 aralığı aynı zamanda maçların neredeyse yarısının kazanılamadığı (7 galibiyet, 3 beraberlik, 1 mağlubiyet) topla oynama aralığı.
Trabzonspor’un Ortalama Gol Beklentisinin (xG) Maç Sonucuna ve Sahaya Göre Dağılımı
Bu grafikte Trabzonspor’un elde ettiği maç sonuçlarında sahaya göre üretmeye başardığı ortalama gol beklentisi (xG) değerleri gösterilmekte.
Trabzonspor, en yüksek ortalama gol beklentisini 1.9’dan biraz yüksek bir sayıyla berabere kaldığı iç saha maçlarında üretmiş. Tabii ki burada bir değerlendirme yapılırken göz önünde tutulması gereken bir husus da Trabzonspor’un berabere kaldığı 7 maçın 2 tanesinin deplasmanda, 5 tanesinin ise iç sahada oynanmış olması. İç sahada oynanan 5 maçın birisi ise Başakşehir ile 0-0 berabere kaldıkları 24 Temmuz tarihli hazırlık maçı.
Mağlup olunan maçlar değerlendirilirken yukarıda da söylendiği üzere Trabzonspor’un yalnızca üç maçı kaybettiği ve bu üç maçtan sadece Roma maçının iç sahada olduğu göz önünde tutulmalı. Yani mağlubiyet kısmındaki iç saha ortalama gol beklentisi aslında UEFA Konferans Ligi’nde Trabzon’da oynanmış Roma maçının gol beklentisine eşit. Keza deplasman maçlarının birisi de Roma maçının rövanşı olup, Antalyaspor’a karşı 2-1 mağlup olunan maçta Trabzonspor’un üretmiş olduğu xG ve Roma maçında üretilen xG’nin ortalaması mağlup olunmuş deplasman maçlarının ortalama xG’sine eşit.
Trabzonspor’un Sezon xG ve xGA Grafiği
Konu gol beklentilerinden açılmışken yukarıdaki grafikten bahsetmek gerekmekte. Bu grafikte Trabzonspor’un maç maç ürettiği gol beklentisi, rakibin o maçta ürettiği gol beklentisi ve oluşan net gol beklentisi gösterilmekte. Grafiğin üst kısmındaki mor çizgi Trabzonspor’un ürettiği gol beklentisini, alttaki mavi çizgi rakibin ürettiği gol beklentisini, çubuklar ise Trabzonspor’un gol beklentisi ile rakibin ürettiği gol beklentisi arasında oluşan net farkı temsil etmekte.
Bu grafiğe göre Trabzonspor’un hem en yüksek xG ürettiği hem de en yüksek pozitif xG-xGA farkına ulaştığı maç iç sahada oynanan Molde maçı olmuş. Bunun tam tersi şekilde Trabzonspor’un rakibin gol beklentisinden en fazla geride kaldığı maç ise deplasmanda oynanan Konyaspor maçı olmuş.
Trabzonspor’un sezon boyunca gol beklentisi üretmekte en çok problem yaşadığı maç deplasmanda oynadıkları Göztepe maçı. Öyle ki, Trabzonspor Roma maçlarında dahi ~1 xG üretmeyi başarmışken Göztepe maçında neredeyse hiç tehdit oluşturamamışlar. Keza sadece bununla da kalmayıp bu maç özelinde oyunun savunma kısmında da önemli problemler yaşanmış, zira Göztepe Trabzonspor’a karşı neredeyse 2 xG üretmeyi başarmış. Yine de neticeten maçı kazanan taraf 0-1 skorla Trabzonspor olmuştu.
Trabzonspor’un net gol beklentisi bakımından en başarılı maçları iç sahadaki Molde ve Fenerbahçe maçları. Molde maçı özelinde bakıldığında Trabzonspor’un xG’sinin bu denli yüksek çıkması maçın son bölümlerinde Bakasetas’ın kullandığı penaltıyla açıklanabilir. Fenerbahçe maçında ise 23.dakikada Kim Min Jae’nin ikinci sarı kartla oyun dışı kalmasından ötürü maçın önemli bir kısmında eksik rakiple oynandığı göz önünde tutulmalı.
İçeride oynanan Roma maçından yine iç sahadaki Alanyaspor maçına kadar Trabzonspor’un net gol beklentisi anlamında biraz problemli bir döneme girdiği görülmekte. Yine de Trabzonspor’un bu süreçte -Roma maçları ayrık tutulmak kaydıyla- hiç maç kaybetmemesinin ligde şu an bulunduğu iddialı konuma gelmesinde çok büyük etkisi olduğu aşikar.
Trabzonspor’un Gol Beklentisi ve Gerçekte Attığı Gol Sayısı Kıyası
Bu grafiğin sol tarafında Trabzonspor’un ürettiği gol beklentisinin gerçekte attığı gol sayısını geçtiği maç sayısı ve bu maçların sonuçları, sağ tarafında ise atılan gol sayısının üretilen gol beklentisini aştığı maçlar ve bu maçların ne şekilde sonuçlandığı görülmekte.
Öncelikle Trabzonspor’un gol beklentisinin attığı gol sayısını aştığı maçlardaki galibiyet oranının %50’nin altında olduğunu söylemek gerekmekte (5 galibiyet, 5 beraberlik, 2 mağlubiyet). Buna karşın gerçekte attıkları gol sayısı ürettikleri gol beklentisini aştığında çok yüksek bir başarı oranı elde etmişler (13 galibiyet, 2 beraberlik, 1 mağlubiyet).
Buradan yola çıkarak Trabzonspor’un elde ettiği fırsatları değerlendirme konusunda kuvvetli bir duruş sergilediği sonucuna ulaşılabilir. Nispeten az pozisyon üreterek ihtiyacı karşılayacak ölçüde gol atmak konusunda kabiliyetli bir takım olarak öne çıkmaktalar.
Rakiplerin Ürettiği Gol Beklentisi ve Gerçekte Yenilen Gol Sayısı Kıyası
Bu grafikte ise bir yukarıdaki grafiğin aksine Trabzonspor’un rakiplerinin ürettiği gol beklentisi ile Trabzonspor’a atılan gol sayısı kıyaslanmakta. Grafiğin sol tarafında rakibin ürettiği gol beklentisinin Trabzonspor’un kalesinde gördüğü gol sayısından fazla olan maçlardaki sonuç dağılımı gösterilirken, sağ tarafta rakiplerin Trabzonspor’a attığı gol sayısının ürettikleri gol beklentisinden fazla olduğu maçlardaki sonuç dağılımı gösteriliyor.
Trabzonspor’un rakiplerinin gerçekte attıkları golden fazla gol beklentisi ürettiği maçlarda Trabzonspor tam olarak %50 galibiyet oranı tutturmuş (7 galibiyet, 5 beraberlik, 2 mağlubiyet). Bu durum rakibin hücum bakımından nispeten üretken bir oyun sergilediği zamanlarda Trabzonspor’un 3 puanı elde etmekte sorun yaşayabildiği yönünde bir kanı oluşturmaya müsait.
Rakipler ürettikleri gol beklentisinden daha fazla gol attığında ise Trabzonspor maçı elinde tutmakta problem yaşamamış gibi görünmekte. Bu Trabzonspor’un rakibe ortada hiçbir şey yokken birden pozisyon verip gol yemediği şeklinde yorumlanabilir. Yani Trabzonspor’a karşı başarı elde edebilmek için hücum manasında üretken bir oyun oynamaya çalışmak daha akılcı bir yaklaşım gibi görünmekte.
Orta Sayısı ve Gol Beklentisi Aralıklarının Maç Sonuçlarıyla İlişkilendirilmesi
Abdullah Avcı’nın çalıştırdığı bir takım olarak Trabzonspor’un orta açmak yerine yerden kısa paslar kullanmaya daha yatkın olduğu bilinen bir durum. Bu grafikte yatay eksende Trabzonspor’un ürettiği gol beklentileri dört aralığa bölünmüş durumda. Bu gol beklentileri ise dikey eksende her maç sonucu türüne göre maç başı açılan orta sayısı ile kıyaslanmakta. Grafiğin ortasından geçen koyu renkli yatay çizgi ise Trabzonspor’un tüm maçlardaki ortalama maç başı orta sayısı (Sezon boyu maç başı orta sayısı = ~9.2).
Öncelikle Trabzonspor’un gol beklentisi arttıkça galip geldiği maçlardaki orta sayısının da nispeten alçakgönüllü bir biçimde arttığı göze çarpmakta. Buna karşın galip gelinen maçların hiçbirinde maç başı orta sayısı 10’u geçmemiş. Berabere kalınan maçlarda ise üretilen gol beklentisinden bağımsız olarak maç başı orta sayısının sezon genelindeki maç başı orta sayısının çok daha üzerinde olduğu görülüyor.
Maç sonuçları ve açılan orta sayıları arasındaki bağlantıda hangisinin sebep hangisinin sonuç olduğuna dair bir ifadede bulunmak pek doğru değil. Buna karşın her durumda Trabzonspor’un galip ayrıldığı maçlarda berabere kaldıklarından çok daha az orta açma ihtiyacı hissettiği sonucuna kesin biçimde ulaşılabilir.
Mağlup olunan maçlara ilişkin bir değerlendirme yapmak aşırı sınırlı örnek sayısı bulunmasından ötürü manasız olacaktır.
Trabzonspor’un Gole Dönüştürme Oranının Rakip Sahaya Giriş Sayısına Göre Değerlendirilmesi
Bu grafikte yatay eksen Trabzonspor’un bir maçta rakip sahaya kaç defa girdiğini, dikey eksen ise atılan gol sayısının üretilen gol beklentisine bölünmesi ile elde edilen sayıyı göstermekte.
Trabzonspor’un Gol/xG oranının sezon genelinde yaklaşık 1.2’ye eşit olduğu grafikteki kesikli yatay çizgiyle gösterilmekte. Bunun dışında bu oranın neredeyse 6’ya kadar ulaştığı bir anomali gözlemlenebilir. Bu maç ise yukarıdaki “Sezon xG/xGA Grafiği” başlığı altındaki değerlendirmelerden de ulaşılabileceği üzere Göztepe maçı. Bu maçın ayrık tutulması halinde Trabzonspor’un rakip sahaya giriş sayısı ile ürettiği gol beklentisini gole çevirme oranı arasında bir ilişki yok gibi görünmekte.
Takımın sezondaki Gol/xG oranının 1.2 olması yukarıda değinilmiş olan az sayıda pozisyonu iyi değerlendirme karakteristiği hipotezini destekler nitelikte bir veri.
Sonuç
Her ne kadar Abdullah Avcı’nın futbol anlayışının Trabzonspor’a sirayet ettiği tartışmaya kapalı bir konu ise de takımın yalnızca bundan ibaret bir oyun oynamadığı söylenebilir. Takımın topla aşırı yüksek oranlarda oynamadığı maçlarda dahi istenen sonuçları elde edebildiği görülmekte. Bunun yanı sıra önemli hususlardan birisi takımın rakiplerine rastgele fırsatlar vererek “kaza golleri” yemiyor olması ve bunun tersi biçimde elde ettiği az sayıda fırsatı da gole çevirmekte yetkin olması.
Trabzonspor’un lig sonunda duracağı konumu önceden tahmin etmek mümkün olmamakla birlikte bu şekilde sonuç elde etmeyi sürdürebildikleri takdirde sıralamadaki yerlerinin değişmeyeceğini söylemek çok da iddialı bir ifade olmayacaktır.