Liderliğe ortak olmak isteyen Manchester United, sıralamada tekrar ilk altı takım arasına girmeye çabalayan Arsenal’a Emirates Stadyumu’nda konuk oldu. Maçta net pozisyonlar ve yüksek tempo olmasına karşın, taraflar müsabakayı golle taçlandıramadı ve maç başladığı şekilde sona erdi.

Dizilişler ve oyun planları

Takımların kâğıt üzerindeki dizilişleri yukarıdaki gibiydi. Buna karşın sahada iki takımın da oyun evrelerine göre farklı şekiller aldığı oldu.

Ortalama pozisyonlar

Oyuncuların maç boyunca ortalama pozisyonları ise yukarıdaki gibiydi.

Arsenal’ın temel oyun şablonu

Arsenal’ın yüzeysel biçimde bakıldığında temel oyun planı bu görseldeki gibiydi. Lacazette, sık sık derine indi ve kanatlara deplase oldu. Maçın bazı evrelerinde Pépé ile yer değiştirdikleri anlar vardı.

Emile Smith-Rowe gezici bir rol üstlendi, Arsenal United’a karşı pres yaparken Lacazette’in yanına gelmesi zaman zaman 4-4-2 görünümü verdi takım şekline. Ayrıca oyun kurulumunda derine inerek çift pivotlu yapının daha fazla pas opsiyonuna sahip olmasını sağladı.

Xhaka-Partey ikilisi merkezde stabilizatör sütunlar olarak pek dinamik olmayan bir oyun oynadı, ancak bunu pozitif manada değerlendirmek gerek. Zira bu sayede United’a merkezden neredeyse hiç tehdit yaratma imkanı tanımadı Arsenal. Partey, ara sıra topla beraber ileriye çıktı ve riskli bazı dribblingler denedi. Yine de bunlar takım planının bir parçası değil, oyuncunun anlık kararları sonucu ortaya çıkan hareketlerdi.

Gabriel hücumda pek etkinlik göstermedi, buna karşın savunmada Cédric ile iyi bir sinerji yakaladılar ve Rashford ile Wan-Bissaka’nın tehdit oluşturmasına büyük ölçüde engel oldular. Cédric neredeyse hiç bindirme yapmadı, bu muhtemelen Arteta’nın Rashford tehdidini önlemek için aldığı bir önlemdi. Bu durum, Martinelli ve Cédric’in üst üste binmesiyle ortalama pozisyonlar görseline de yansımış.

Gabriel-Cédric ikilisi ara sıra bu şekilde konumlanarak takımın savunmada 3-4-3 gibi görünmesine sebep oldu.

Bellerin-Pépé ikilisi ise özellikle ikinci yarıda Arsenal’ın ana hücum ayakları oldular. Pépé hücumlarda kendisini half-space yakınlarında konumlandırdı ve bu şekilde kendisini takip etmek zorunda kalan Shaw’un bıraktığı boşluğa Bellerin sık sık bindirme yaptı. Nitekim, Arsenal’ın şutlarının önemli kısmı da Pépé’nin ayağından geldi.

Bu görselde Arsenal sol kanattan daha fazla gelmiş olmasına karşın, sağ kanat hücumlarının sol tarafa kıyasla daha büyük bir yüzdesinin şutla sonuçlandığı görülmekte. Bu da yukarıdaki önermeyi destekler nitelikte bir veri. United açısından bakılacak olursa da, United sağ kanadı orijinli hücumların yalnızca %7’si bir şutla sonuçlanmış. Bu da Arteta’nın Rashford ve Wan-Bissaka’yı ne kadar etkili biçimde pasifize ettiğini göstermekte.

Arsenal sağ kanadının efektifliği üzerine bir anekdot daha. Maç boyunca Arsenal’da en çok pas yapan beş ikiliden birisi Bellerin-Pépé ikilisi olmuş.

Geriden oyun kurarken Arsenal

Top Arsenal’dayken takımların sahadaki dizilişi kabaca yukarıdaki görseldeki gibiydi. Manchester United özellikle maç başında yüksek yoğunlukta ve yukarıda pres yapmayı denedi, Shaw ve Wan-Bissaka, Pépé ile Martinelli’den birine top geldiği anda rakiplerine basmaya gitti.

Buna karşın Arteta’nın Arsenal’ı geriden oyun kurarken pas yapmaktan vazgeçmedi ve bunu yaparken uygulamada da iyi bir performans sergiledi. Yukarıdaki görselde de Arsenal’ın kendi 1.bölgesinde %39 topla oynadığı görülmekte.

Arsenal’ın geriden oyun kurduğu, maç başından bir kesit. Manchester United oyuncuları yukarıda basmasına karşın, 6v4 kaldıklarından ötürü Arsenal burada pasla çıkmakta güçlük yaşamadı.

Bu da ikinci yarı başında Arsenal geriden oyun kurarken alınmış bir ekran görüntüsü. İkinci yarı Gabriel-Willian değişikliği ile beraber Arsenal daha proaktif bir futbol oynamaya başladı. Bunu başarmak adına özellikle ikinci yarıda Cédric ve Bellerin ikilisi ileride rakip sahada konumlanmış durumda olduğundan, oyun kurarken Xhaka stoperlerin yanına giderek geri hattı üçledi. Bu da Arteta’nın Arsenal’da birden fazla geriden oyun kurma planını oyuncularına başarılı biçimde aktardığını gösteriyor.

Manchester United’ın temel oyun şablonu

Manchester United’a geçersek, temel oyun planı bu şekildeydi Solskjaer’nın.

McTominay ve Fred, aynı Arsenal’daki gibi, takımın hücum/savunma dengesini sağlamak adına nispeten statik, tipik çift pivot oyunu oynadı.

Wan-Bissaka ve Shaw sık sık rakip sahaya bindirme yaptı. Pogba tipik bir kanat oyuncusundan ziyade bir kanat oyun kurucu gibi oynadı. Sık sık merkezi bölgelere deplase oldu. 37.dakikada McTominay’in sakatlanması ve Martial’in oyuna girmesi ile maçın kalanını Fred ile beraber merkezde oynadı.

Rashford ise çok durgun bir maç geçirdi. Martinelli ve Cédric kendisine hiç alan bırakmadığından ötürü hücumda etkin olamadı.

Görüldüğü üzere, Rashford yaptığı ofansif hamlelerin yalnızca yarısında başarılı olabilmiş. Tipik bir kanattan ziyade daha santrafor-vari özellikler taşıyan tarzda bir oyun stili olduğunu da göz önünde bulundurursak, 81 dakikada yalnızca iki şut çekmiş olması ve isabet bulamaması da hayal kırıklığı olarak görülebilir.

Cavani, oyuna yardım etmekten ziyade gol atmaya odaklı bir mantalite ile sürekli ileri uçta bekledi.

Fernandes ise sahada sürekli hareket ederek oyun akıcılığını sağlamaya çalıştı. Maçın ilerleyen bölümlerinde, özellikle McTominay sakatlanıp oyundan çıktıktan sonra, United daha net bir 4-4-2’ye döndü ve Fernandes topsuz oyunda Cavani’nin yanında konumlandı.

Manchester United savunmada 4-4-2 şekli aldı. Bruno Fernandes, Cavani’nin yanında ilk angajman hattının kurulmasında rol oynadı.

Geriden oyun kurarken Manchester United

Top Manchester United’dayken ise bu şekilde bir görüntü verdi takımlar sahada. Smith-Rowe Lacazette’in yanına gelerek Fred-McTominay çiftini gölgeledi. Her ne kadar kanattaki United oyuncuları boşta gibi dursa da,  gerekse De Gea uzun vurmak konusunda pek iyi olmadığından, gerekse de Arsenal’ın fiziksel manada sağladığı üstünlükten kaynaklı, geriden oyun kurarken United çoğu zaman topu Arsenal’a kaybetti.

McTominay ve Fred görüldüğü üzere Smith-Rowe ve Lacazette tarafından kontrol ediliyor. Burada Lindelöf de muhtemelen bundan yakınarak pas kanalı olmamasından ötürü hayıflanıyor.

Arsenal’ın hücum planı

Arsenal, rakibini çoğu zaman geçişte vurmayı denedi. Topu United’a bırakıp kompakt bir savunma yaparak rakibin pas hatası yapmasını ve hızlı çıkışlar ile tehdit yaratmayı tercih etmiş Arteta. Yukarıdaki görsel de bunu destekler şekilde Arsenal’ın %43 topla oynadığını işaret ediyor. 30-45.dakikalar arasındaki sert düşüş ise Martial’in oyuna girmesi sonucu Pogba’nın kanattan merkeze dönmesi ile ilgili olabilir.

Arsenal’ın geçiş hücumlarından birisine örnek. Bu geçiş, United’ın korner kullanmasının ardından topu kaybetmesiyle başladı. Arsenal görüldüğü üzere rakibini 6v5 yakalamış durumda.

Yukarıdakinden hemen sonra yine United’ın korner atışının ardından kaybettiği bir topla başlayan Arsenal kontrası.

Duran Toplar

Arsenal’ın United’ın korner atışı kullanmasının hemen ardından bu kadar fazla kontra fırsatı yakalamasının sebeplerinden birisi bu karede. Görüldüğü üzere ceza alanı içerisinde altı United oyuncusu var. Bu da başarısız bir korner atışının ardından rakibin tehdit oluşturmasını kolaylaştırdı.

Arsenal ise kornerlerde ceza alanı içerisinde beş kişiyle bekliyor. Ceza alanının hemen dışı ise dört oyuncuyla abluka altına alınmış durumda. Bu pozisyonda Xhaka’nın kafa vuruşu De Gea’nın üstüne geldi, ancak Arsenal kontra atağa maruz kalmadan dengeli biçimde savunmaya tekrar yerleşmeyi başardı.

Manchester United’ın set hücumlarındaki sorun

Son olarak, Manchester United’ın hücumları üzerine konuşmak gerekirse, United topa daha fazla sahip olmasına karşın set hücumlarında rakibine karşı efektif biçimde pozisyona girmeyi başaramadı. Fernandes ve Cavani’nin başrol oynadığı birkaç kaliteli pozisyona girmeyi başardılar, fakat bunların büyük kısmı duran top ya da bireysel hata sonucu meydana gelen pozisyonlardı.

Manchester United’ın Arsenal’a karşı istikrarlı biçimde pozisyon üretememesinin sebeplerinden birisi merkezi alanları kullanmamaları. Yukarıdaki görseldeki kırmızı alanın tamamen boş olması, United oyuncularının merkezden penetrasyon yapmasına engel oldu ve United’lıları sürekli kanatlardan akın etmeye mecbur bıraktı. Keza daha yukarıdaki, yazının başlarındaki hücum bölgelerini gösteren görselde de 71 United atağının yalnızca 15 tanesinin merkezden geliştiği görülmekte.

Sonuç

Sonuç olarak, Arsenal topu Manchester United’a bırakıp kompakt savunma yaparak yakaladıkları geçiş hücumlarını değerlendirmeyi hedeflerken, başta Fernandes ve Cavani olacak şekilde, bireysel performanslar üzerinden oynamaya çalıştı. Arsenal için işler iyiye gidiyor gibi görünüyor, Manchester United’ın ise bu sezon oynadığı hiçbir Top Six maçını kazanamamış olması Solskjaer’nın takımı ligde en fazla ne kadar yükseğe çıkartabileceği konusunda önemli bir soru işareti gibi duruyor.