Ligin iki şampiyonluk adayının Vodafone Park’ta oynanan derbisinde kazanan taraf geriden gelen Beşiktaş oldu.
Beşiktaş’ın ilk 11’i
Beşiktaş, kağıt üzerinde sahaya 4-2-3-1 şeklinde dizilip maç esnasında da büyük ölçüde bu şeklini korudu. Teixeira sık sık ileri çıkıp forvetvari bir performans sergiledi. Orta sahada Josef ve Pjanic çift pivot yapısını oluşturdu, Pjanic oyun kurmaktan sorumluyken Josef tutucu bir rolde oynadı.
Beşiktaş’ın 4-2-3-1 yapısını yukarıdaki karede görmek mümkün.
Galatasaray’ın ilk 11’i
Galatasaray sahaya Fatih Terim’den görmeye alışık olduğumuz 4-1-4-1/4-3-3 dizilişiyle çıktı. İlk yarı özelinde bakıldığında takımın önceliğinin merkezi bölgeleri alan daraltarak kapalı tutmak olduğu göze çarptı. Maç boyunca takımın dizilişi değişiklikler gösterdi.
Galatasaray’ın maçın başlarındaki 4-1-4-1 yapısını bu görselde seçmek mümkün.
Top Beşiktaş’tayken
Beşiktaş, özellikle ilk yarıda topa daha fazla sahip olan taraftı. Zira Galatasaray pres yaparken çok yukarıya çıkmayıp agresif bir baskı oluşturmayı denemedi. Bunun yerine daralarak merkezi doldurmayı ve topsuz savunma yapmayı denediler. Galatasaray’ın nispeten reaktif bir savunma tercih etmesi, ilk yarıda Beşiktaş’ın oyunu rakip sahaya yıkmasına ve tehlikeler yaratmasına olanak tanıdı.
Galatasaray’ın merkezi kapatması Beşiktaş’ın sık sık kanatlardan hücum etmeye mecbur kalmasına sebep oldu, buna karşın Pjanic ve Ghezzal’in de marifetiyle ara sıra merkezden penetre edici paslarla tehlikeli pozisyonlar yakalamayı da başardılar.
Bu görselde Beşiktaş’ın oyun kurarkenki yapısı ve bu esnada Galatasaray’ın nasıl pres yaptığı konusunda kabaca bir fikre sahip olmak mümkün. Öncelikle Beşiktaş açısından bakıldığında, stoperler Vida ve Necip genişlemiş durumda, bekler Rosier ve Umut da orta sahadaki Pjanic ve Josef hizasında ileriye çıkmış beklemekte.
Galatasaray’da Cicaldau Pjanic’i, Berkan ise Josef’i adam adama marke etti. Top Beşiktaş’tayken Cicaldau ve Berkan sorumlu oldukları rakiplerini deplase oldukları durumlarda dahi takip ettiler. Bu şekilde Galatasaray muhtemelen Beşiktaş’ın merkez etkinliğini azaltmayı hedefledi. Pjanic-Cicaldau ve Josef-Berkan eşleşmesi görselde net biçimde seçilebilir.
Beşiktaş, maç boyunca bu görüntüyü pek göstermedi. Buna karşın takım muhtemelen bu şemaya çalışmış olup, Sergen Yalçın tarafından alternatif olarak kullanılacaktır. Burada Josef stoperler Vida ve Necip’in arasına girerken, Pjanic oyun kurucu olarak bu üçlünün önünde durmakta. Bu esnada bekler ile Beşiktaş ön tarafındaki Ghezzal ve Teixeira aynı hizaya gelmiş durumda. Larin ise ileriye Batshuayi’nin yanında. Bu şekilde Beşiktaş, bir tür 3-1-4-2 formasyonunu maçın çok küçük bir dilimi için dahi olsa sergilemiş oldu.
Galatasaray; maça reaktif, geride ve dar bir savunma yapısıyla başladı. Asli amaç rakibin merkez akınlarını önlemek ve alanı olabildiğince daraltarak efektif pas olanaklarını sınırlamaktı. Buna karşın Beşiktaş’ın pasör oyuncularının katkısı ve kanat hücumlarıyla Galatasaray ilk yarıda bu anlayışla bazı problemler yaşadı.
Top Galatasaray’dayken
Galatasaray topla oyun kurarken 4-1-4-1 şeklinde olan formasyonunu Berkan’ın derine inmesiyle 4-2-3-1 haline getirdi. Galatasaray’ın topsuz oyunundaki orta saha eşleşmelerinin hepsi Galatasaray oyun kurarken de devam etti. Nitekim Taylan’ı Teixeira, Berkan’ı Josef, Cicaldau’yu ise Pjanic tuttu. Galatasaray oyun kurarken derine inen ismin Cicaldau değil de Berkan olmasının bir diğer sebebi de rakip merkezinde yalnız kalacak orta sahanın Josef değil de Pjanic olmasını sağlamak olabilir. Zira Pjanic ve Josef’in savunma yönleri kıyaslandığında bariz bir fark bulunduğu ortada.
Galatasaray’ın 4-2-3-1 şeklinde oyun kurması, Beşiktaş’ın topsuz oyun şeklini Teixeira’nın biraz daha derine gelmesi suretiyle 4-1-4-1’e dönüştürdü.
Burada Berkan’ın derine inmesinin Galatasaray’ın takım şekli üzerindeki etkisi görülebilir. Berkan’ın derine gelmesiyle Galatasaray’ın topla oynadığı sekanslardaki saha içi dizilişi 4-2-3-1 oldu.
Yukarıdaki görselde takımların top Galatasaray’dayken sahaya nasıl dağıldığı ve orta saha eşleşmelerinin ne şekilde gerçekleştiği görülebilir.
Galatasaray oyun kurarken Berkan ya da Cicaldau’dan birinin derine inmediği ve bu sebeple Taylan’ın orta sahadaki tek oyuncu olduğu durumda Beşiktaş presi 4-2-3-1 şeklinde oldu. Özetle, Beşiktaş’ın pres dizilişini belirleyen unsur Galatasaray’ın topla oynarken tercih ettiği saha içi dağılımıydı.
Maçtaki en vurucu taktik detay muhtemelen yukarıdaki görselde açıklanan kesitte görülen. Galatasaray, Beşiktaş’ın pres yapısını dağıtmak için orta saha, bek ve kanat oyuncuları arasında rotasyonlar gerçekleştirdi. Burada Kerem’in orta sahaya geldiğini, Kerem’in kanatta bıraktığı boşluğa van Aanholt’un çıktığını ve van Aanholt’un geride bıraktığı boşluğu ise Taylan’ın doldurduğu görülebilmekte. Bu şekilde Teixeira ekarte olduğundan Beşiktaş’ın merkezdeki eşleşmeleri bozulmuş ve Galatasaray 2v3’lük lokal bir üstünlük ele geçirmiş durumda. Nitekim Galatasaray maç boyunca merkezi bölge hücumlarından Beşiktaş’a kıyasla oransal olarak nispeten daha fazla faydalanan taraf olup bu taktiğin etkisi olması muhtemel.
Yukarıda açıklanan durum bu görselde çok daha net biçimde görülebilir. Görüldüğü üzere bekler kanatların, kanatlar orta sahaların, orta sahalar ise beklerin yerine geçmiş durumda ve Beşiktaş sahasının merkezinde geniş bir boşluk mevcut.
Beşiktaş ikinci gol ile öne geçtikten sonra Galatasaray maçın sonlarına doğru derin savunma anlayışından vazgeçip önde agresif bir pres yapmaya başladı. Bunu yaparken 4-1-3-2 gibi bir saha dağılımı tercih ettiler.
Veri Analizi
Ortalama pozisyonlara bakıldığında Beşiktaş’ta Larin’in en ilerideki oyuncu olduğu dikkat çekmekte. Bunun dışında Ghezzal’in merkeze kanada olduğundan daha yakın ve Teixeira ile Batshuayi’nin ortalama pozisyonlarının birbirine çok benzer bölgelerde olduğu görülebilir.
Galatasaray’da ise beklerin ileride olması ve kanatların merkeze yakınlığı dikkat çekmekte. Bu, yukarıda açıklanan rotasyonun bir yansıması olarak değerlendirilebilir. Bunun dışında orta sahada Taylan’ın beklendiği üzere stoperlerin hemen önünde, Berkan’ın onun bir ilerisinde ve Cicaldau’nun da onun önünde olduğu görülmekte. Bunun sebebi ise maçın son bölümlerinde Berkan’ın tutucu orta saha olarak stoperlerin önüne geçmiş olması.
Topla oynamalarda ilk yarıdaki Beşiktaş üstünlüğü 15-30.dakikalar arası hariç belirgin. İkinci yarıda ise Galatasaray’ın topa sahip olma oranı giderek artarken, maçın son 15 dakikalık kısmında belirgin biçimde Beşiktaş’tan fazla.
Topla oynama sürelerinin bölgelere göre değerlendirildiği sağ tarafa bakıldığında ise Galatasaray ve Beşiktaş’ın kendi bölgelerinde ve rakip bölgede topla oynadığı süreler arasında belirgin bir fark bulunmadığı göze çarpmakta. Farkın oluşmasına sebep olan, Beşiktaş’ın orta sahada top üzerinde hakimiyet kurması olmuş. Nitekim Galatasaray’ın nispeten geride ve dar savunması da göz önünde bulundurulduğunda bunun doğal bir sonuç olduğunu düşünmek yanlış olmaz.
Şut verilerine bakıldığında muhtemelen ilk dikkat çeken nokta Galatasaray’ın Beşiktaş’tan fazla gol beklentisi üretmesi olacaktır. Buna karşın Galatasaray’ın her ne kadar kaçırılsa da penaltı atışı kullandığını hatırlatmakta fayda var. Galatasaray, şut sayılarında maçın son 15 dakikası dışında Beşiktaş’tan geride kalırken son 15 dakikada çektikleri 5 şutla sayıyı eşitlemiş durumda. Bunda Beşiktaş’ın son bölümde savunma emniyetini ön plana çıkarması ve Galatasaray’ın oyunu rakip sahaya yıkma odaklı değişiklikleri etkili.
Dikkat çekilecek bir diğer nokta ise Beşiktaş’ın şutlarının üçte ikisi ceza sahası içinden çekilmişken, Galatasaray’da bu oranın üçte bir olması. Galatasaray her ne kadar alan daraltarak savunma yapsa da, bu veriler Galatasaray’ın savunma anlayışının Beşiktaş’a pozisyon üretme konusunda sorun teşkil edecek şiddette bir önlem olmadığını düşündürmekte.
Hücum bölgelerinde Beşiktaş’ın ağırlıklı olarak sol kanattan geldiğini görmek mümkün. Nitekim gollerin ikisi de Beşiktaş’ın sol kanat oyuncusu Larin’den geldi. En az Beşiktaş hücumu ise merkezden gelişmiş olup, bunda yukarıda da açıklanan Galatasaray’ın dar alan savunmasının etkili olması kuvvetle muhtemel.
Galatasaray ise ağırlıklı olarak merkez ve sol bölgeden hücum etmiş olup, sağ kanadı nispeten az kullanmış.
Dikkat çekilmesi gereken bir başka nokta ise Galatasaray ile Beşiktaş’ın ikinci yarıdaki hücum sayısının neredeyse eşit olmasına karşın Galatasaray’ın 7, Beşiktaş’ın ise yalnızca 3 isabetli şutu olması. Yani maçın son bölümlerinde Beşiktaş’ın tehdit yaratmakta güçlük çekme sebebi hücum edememesinden ziyade verimli hücum edememiş olması.
Verilerle alakalı olarak değinmek istediğim son husus ile yukarıdaki matris. Kırmızı daire içerisindeki sayılar, Josef-Berkan ve Pjanic-Cicaldau arasındaki ikili mücadelelerden kaçını kimin kazandığını göstermekte. Görüldüğü üzere Berkan Josef’le girdiği 2 ikili mücadeleyi de kazanmış olup, Cicaldau da Pjanic ile girdiği tek ikili mücadeleden galip ayrılmış. Bu da yukarıda açıklanan orta saha eşleşmelerinin Galatasaray açısından ne kadar verimli olduğuna ilişkin bir done teşkil edebilir.
Anahtar Veriler
- Beşiktaş en fazla sol kanattan (31) hücum ederken, Galatasaray’ın en fazla hücum ettiği bölge merkez (24).
- Galatasaray’ın çektiği toplam şut (9) sayısının yarısına yakını (5) son 15 dakikada geldi.
- Beşiktaş 0.89 xG üretirken, Galatasaray 1.17 xG üretti.
- Beşiktaş, Galatasaray’dan iki kat daha fazla ceza alanı içerisinde şut çekti.
- Galatasaray kendi sahasında (9:43) Beşiktaş’ın kendi sahasında oynadığından (8:49) daha fazla topla oynadı.
- İkinci yarıda Beşiktaş’ın hücum sayısı (41) Galatasaray’ınkine çok yakın (39) olmasına karşın, ikinci yarıda Beşiktaş 3 şut çekerken Galatasaray 7 şut çekti.
Sonuç
Galatasaray, her ne kadar maçı kaybetmiş olsa da kaçan penaltı da hesaba katıldığında pekala maçın farklı bir noktada tamamlanmış olması şaşırtıcı olmazdı. Keza Galatasaray’ın gösterdiği taktik potansiyel Galatasaray açısından üzerinde durulması gereken pozitif bir nokta. Beşiktaş açısından bakıldığında ise özellikle ilk yarıda Galatasaray’ın dar alan savunmasına rağmen atılan dikine delici paslar ve yaratılan pozisyonlar takımın üretkenlik konusundaki kabiliyetini kanıtlar nitelikte.