Yarı finale gidecek tarafın belirleneceği Signal Iduna Park’ta oynanan ikinci ayak maçında, Manchester City geriye ve turu kaybedecek konuma düştüğü maçı Foden ve Mahrez’in golleriyle çevirerek bir sonraki tura gitmeye hak kazandı.
Veriler
Oyuncuların ortalama pozisyonları. Özellikle City’nin gerçek santrafor barındırmayan oyunu sebebiyle ileri merkez bölümde bir boşluk oluştuğu görülebiliyor. Dortmund’da ilk göze çarpan ise sağ kanadın sol tarafa kıyasla çok daha derinde kalmış olması.
Şaşırılmayacağı üzere City, maçın büyük bölümünde topa hakim olan taraftı. Keza maçı da topla oynamada üstün olarak tamamladılar. Özellikle orta sahada City’nin topla oynamada rakibine ezici bir üstünlük kurduğu görülebiliyor. Dortmund orta sahada topla 8 dakika 44 saniye oynamışken, City neredeyse 19 dakikayı görmüş. Ayrıca Dortmund’un sahanın rakip çeyreğinde topa sahip olduğu bölüm sadece 2 dakika 47 saniye. Özetle Dortmund topu, topa sahip olduğu kısa sekanslarda rakibe tehdit oluşturacak yerlerde tutmayı başaramamış.
Şut grafiğinde ise Dortmund aynı topla oynama grafiğindeki gibi bir eğri çizmiş. Oyunun sadece ilk 15 ve son 15 dakikasında rakiplerinden daha fazla şut çekmeyi başarmışlar. Zaten golü de ilk 15 dakikada bulduklarını belirtmek gerek. Gol beklentilerinde ise Dortmund 0.93’te kalmışken, City bu sayıyı 2.32’ye taşımış. Her ne kadar City gollerden birisini penaltıdan bulmuş olsa da rakip ceza alanı içinde de bolca tehlikeli pozisyon yakaladılar. Dortmund kalecisi Hitz’in önemli kurtarışları oldu.
Grafikte, Dortmund ataklarının aslında etkisiz olarak nitelenebilecek sağ kanattan daha sık gelişmiş olduğu ve bu ataklardan sol kanattakilere kıyasla daha fazlasının şutla tamamlandığı görülüyor. Bunda Bellingham’ın sağ tarafa sürekli destek olmasının ve Terzic’in ikinci yarıdaki değişikliklerinin payı var. City’de ise beklendiği gibi hücumların çok büyük kısmı Foden’ın bulunduğu sol taraftan gelişmiş.
Dortmund’un presinin ne kadar etkisiz olduğunu gösteren bir tablo. Dortmund maçın büyük bölümünü ileride pres yapmayarak oynadı, fakat görüldüğü üzere pres sonucunda kazandıkları tüm topları önde pres sayesinde almışlar. City ise tam aksine rakibin kalesinin içine kadar pres yaparak Dortmund’u boğmayı denedi, bu şekilde çok daha yüksek bir pres başarısı elde ettiler.
Anahtar Veriler
- Dortmund 0.93 xG üretirken, City’de bu sayı 2.32.
- Dortmund maç boyunca yaptığı 11 presten yalnızca 2 tanesinde başarıya ulaşabildi.
- City, önde pres yaptığı 12 durumun 6’sında topu kazandı.
- City’nin 66 hücumunun 30 tanesi sol kanattan gelişti.
- Dortmund maçın ilk 15 ve son 15 dakikası dışında topla oynama ve şut sayılarında hep geride kaldı.
- Morey savunmada yaptığı 9 hamlenin yalnızca 2 tanesinde başarılı oldu.
- Dias ve Stones’un her biri girdikleri ikili mücadelelerin %80’ini kazandı.
- Akanji savunma hamlelerinin yarısında başarısız oldu.
Takım Şablonları
Borussia Dortmund
Dortmund, sahaya esas olarak 4-3-3 biçiminde yayıldı. Hücumlarda Reus, topla içe kat ederken orta sahalar Dahoud ve Bellingham da ceza alanına doğru hareketlenerek özellikle half-space bölgelerine doğru koşular yaptılar. Emre Can ise nispeten statik bir rolde çoğunlukla oyun kurulumuna yardım etmek için derinde bekledi. Dortmund maça her ne kadar fena başlamasa da özellikle ilk yarının sonları ve ikinci yarıda City üstünlüğü ele geçirdi. Dortmund’un sağ kanadının maç esnasında sürekli teklediğini de belirtmekte de fayda var. Morey ve Akanji, rakiplerini kontrol etmekte sürekli problem yaşadılar. Ayrıca Haaland’ın da aşırı durgun ve etkisiz bir maç geçirmesi, Dortmund için zaten pek iyi görünmeyen maçta işi iyice zora soktu.
Dortmund, topa sahip olmadığı bölümlerde Knauff ve Reus’un geriye gelmesiyle 4-5-1 gibi sıralandı. Ayrıca dörtlü ve beşli bloklar arası boyu kısa tutarak City’nin pas oyunu ile tehlike yaratmasına engel olmayı denediler. Orta/derin blok presi ile rakibi karşılamayı tercih ettiler maç genelinde. Agresif bir Dortmund presi pek fazla izlemedik.
Dortmund’da Morey, top ne zaman Foden’a gelse onu rahatsız etmek için ileriye çıktı ve topu bırakana kadar pozisyonuna geri dönmedi. Aynı şekilde top Mahrez’e geldiğinde de sol kanattaki Guerreiro benzer bir davranış sergiledi. Buna karşın Foden ve Zinchenko’nun, de Bruyne’nin de sürekli o tarafa doğru deplase olmasıyla Morey ve Akanji’yi çok zor duruma soktuklarını söylemek yanlış olmaz.
Yukarıda kırmızı ile gösterilen yerde Morey’in defansif hamleleri var. Morey, 9 defansif hamlenin yalnızca 2 tanesinde başarılı olmuş. Her ne kadar çok fazla maç oynamamış olsa da, sezon ortalaması 6 defansif hamlenin 3 tanesinde başarı sağlayarak %50 iken, bu maçta %22’de kalmış olması dikkat çekici bir nokta. Morey’in daha başarılı olmak için fiziğini kuvvetlendirmesi şart.
Dortmund savunmasında negatif anlamda öne çıkan oyunculardan bir diğeri de Akanji’ydi. Tabii ki Akanji’nin performansını Morey’inkinden ayrı düşünmek imkansız, zira ikisi de aynı tarafı savundular. Buna karşın bu iki oyuncunun düşük performanslarını incelerken buna sebep olanın Morey mi yoksa Akanji mi olduğunu tartışmak da bir nevi yumurta-tavuk hikayesi olacaktır. Yukarıdaki görselde Akanji’nin defansif hamleleri kırmızı ile işaretlenmiş durumda. 8 hamleden 4 tanesini başarıyla sonuçlandırarak %50 oranla maçı tamamlayan Akanji de sezon ortalamasının altında kalmış, tıpkı Morey gibi.
İşin hücum tarafında ise, Dortmund’da Reus-Haaland-Knauff üçlüsüne destek olmak için Dahoud ve Bellingham sık sık ileriye çıktı. Zaman zaman sol bek Guerreiro’nun da bindirmeleri oldu, fakat çoğu zaman hücumlar bu beş oyuncu üzerinden gelişti. Yukarıdaki görsel Bellingham’ın golünden hemen öncesini gösteriyor. Görüldüğü üzere iki merkez orta saha da rakip ceza sahasında. İlk şutu Dahoud çekiyor, dönen topa ise diğer orta saha Bellingham vuruyor ve Dortmund 1-0 öne geçiyor.
Yukarıda bahsedildiği gibi, Bellingham Emre Can’ın yanından ayrılarak ileriye doğru koşmaya başlıyor.
Dortmund’un arasında en fazla pas yapan beş oyuncusunu gösteren harita yukarıdaki. Görüldüğü gibi, takımın ortalama pozisyon olarak en gerideki beş oyuncusunun arasında olmuş pasların büyük bölümü. Bu da Dortmund’un hücumdaki etkisizliğinin bir göstergesi olarak değerlendirilebilir.
Manchester City
City de aynı Dortmund gibi kağıt üzerinde 4-3-3 şeklinde sahaya çıkmıştı. Fakat tabii ki City’nin gerçek bir santraforla oynamaması teoride bunu imkansız kılıyordu, nitekim sahada da bundan farklı dizildiklerini gördük. Aşırı akıcı bir yapıyla oynadılar. Kevin de Bruyne sık sık deplase oldu (çoğu zaman sol tarafa doğru), Zinchenko sol taraftan bindirme yaptı. Walker çoğu zaman bindirme yapmayarak derinde kaldı ve savunma hattının üçlü kalmasını sağladı. Bunun hücumda takımı zayıflatmaması adına Guardiola Bernardo Silva’yı da ileriye çıkarttı. Bu durumda da orta sahada Rodri yalnız kalacağından İlkay derine indi ve çift pivotlu bir yapı oluşturdular. Sonuç olarak topa sahip değillerken 4-3-3/4-2-4 ve topla oynarken 3-2-5/ 2-3-3-2 gibi dizildiler.
De Bruyne’nin orta sahaya kadar indiği durumda, Walker ve Zinchenko Rodri ile aynı yatay çizgide, De Bruyne ise Bernardo ve İlkay ile aynı çizgide konumlandı. İleride ise Mahrez ve Foden bir ikili oluşturdu ve 2-3-3-2 benzeri bir yapı oluşturdular oyun kurarken.
Özellikle geriye düştükten sonra Bernardo ve Zinchenko’nun ileri çıkmasıyla City beşli bir hücum hattı oluşturdu topa sahipken. Yukarıda bu 3-2-5 yapısı net biçimde görülüyor. Merkezde ise çift pivot şeklinde İlkay ve Rodri var.
Pres yaparken City farklı varyasyonlar kullandı. Bu örnekte Bernardo’nun de Bruyne’nin yanına gelmesi ile ileriyi dörtlediğini görmek mümkün.
Dortmund’un topla City sahasına geldiği nadir bölümlerde ise Foden ve Mahrez’in geriye gelmesiyle aynı Dortmund gibi 4-5-1 biçiminde seti savundu City de.
Burada ise özellikle maçın başlarındaki enerjik ön alan presi görülüyor City’nin. Foden ve de Bruyne, kaleci Hitz’e kadar gelmiş durumda. Dortmund, ilk yarıda bu presten pas yaparak çıkmayı başardıysa da ikinci yarıda özellikle Akanji’nin sık sık hata yapmasıyla problem yaşadılar.
İlk yarıda Walker tipik bir bekten ziyade yarı stoper gibi oynadı. Fakat ikinci yarıda City’nin ilk golünün gelmesinden sonra Zinchenko gibi o da bindirme yapmaya ve hücuma destek olmaya başladı. Burada Bernardo ileri hattan savunmaya kadar derine geliyor ve oyun kurulmasına yardımcı olmaya çalışıyor. Walker bunu görüyor ve savunmada başka bir oyuncunun üçlü yapıyı oluşturmasından ötürü o da ileriyi beşlemeye gidiyor.
City’e dair önemli bir diğer detay ise stoper performansları. Kırmızı ile işaretli bölüm, stoperler Stones ve Dias’ın ikili mücadelelerdeki başarı oranlarını gösteriyor. Dias 10 mücadelenin 8’ini kazanırken, Stones 5 mücadelenin 4’ünü kazanmış ve ikisi de %80 ikili mücadele başarısı ile maçı tamamlamışlar. Bu, Haaland’ın maç boyunca etkisiz kalmasını açıklamakta kullanılabilecek bir veri olabilir.
Sonuç
Dortmund, maça gayet iyi başladı ve erken de bir gol buldu. Eğer golü bulduktan sonraki skorla maçı tamamlayabilselerdi turu geçeceklerdi, ve muhtemelen Terzic de aynı şekilde düşündüğünden ötürü maç 1-0 olduktan sonra Dortmund çok etkisizleşti. City maçı her ne kadar net biçimde oyun olarak üstün götürse de, görülmeye alışık olunan domine edici bir oyun oynamayı başaramadılar. Yine de Emre Can’ın eline çarpan top sonucu verilen penaltıyı Mahrez’in gole çevirmesiyle tekrar oyuna girdiler ve Foden’ın nefis golüyle yarı finale isimlerini yazdırdılar.