Alman ligi Bundesliga’nın beşinci haftası geçmişi oldukça dolu ancak eski heyecanından çok uzak bir maça şahit oldu, Ruhrderby, diğer adıyla Revierderby. Bergbaurevier bölgesinin kısaltmasından ismini alan derbi aslında bölgenin bütün takımları arasında oynanacak maçları tanımlamak için kullanılabilecek olsa da bölgenin iki büyük takımının maçı “büyük revierderby” adıyla anılıyor, diğer bölge derbilerine “küçük revierderby” denilmekte.

İki takım arasında oynanan 181 maçın 71’ini Schalke kazanmışken, 63 Borussia Dortmund galibiyeti ve 47 beraberlik ile karşılaşmaktayız. Ancak derbilerin seyri Schalke’nin inanılmaz büyük bir ekonomik buhrana girmesinin ardından oldukça değişmiş durumda. 3 Mayıs 1925’te karşı karşıya ilk maçlarına çıkan bu iki takımın karşılaşmasının sonucunu kestirmek çok zor olmadı ligin uzmanı olmayan bir izleyici için bile, hatta maçın statüsünün ve izlenme rakamlarının ciddi bir düşüş geçirdiği bile iddia edilebilir Schalke’nin durumundan kaynaklı. Karşılaşmayı COVID-19 protokolleri sebebiyle 300 kişi seyredebildi (80,000 kapasite).

Bu maç öncesi 20 maçtır kazanamayan ve savaşılmış bir beraberlikle gelen bir Schalke’ye karşı şampiyonlar liginde beklenmedik bir mağlubiyet aldığı söylenebilecek bir Dortmund vardı önümüzde. Ligde son 2 maçta 4 gol katkısı yapmış, şampiyonlar ligini de boş geçmeyen “super-wonderkid” Haaland Dortmund ekibinin en dikkat çeken ismi iken, Schalke’de sezona kötü başlayan genç yetenek Amine Harit ve ülkemiz açısından önemli iki yetenek Can Bozdoğan (her ne kadar milli takım tercihi bilinmese de) ve Ahmed Kutucu dikkat çeker durumda idi. Schalke karşılaşmaya 3-5-2 dizilişinde çıkarken, Borussia Dortmund alışılmış dizilişinde hem yorgunluk hem de rakibin oynayacağı muhtemel futboldan kaynaklı değişikliğe giderek 2 stoperli 4-2-3-1 dizilişi ile sahaya çıktı.

Schalke 04 ilk 11

Borussia Dortmund ilk 11

 

Durdurulamaz Kuvvet Karşısında Hareket Ettirilemez Nesne

Maça takımlar beklenen kurgularla başladı desek yanılmış olmayız sanırım, peki neydi bu kurgular? Schalke maça 3’lü stoper kurgusunun yanında savunma yönü de güçlü kanat bekler ile başladı. İlk göze çarpan detay merkez stoperler dışındaki iki stoperin ve bu kanat beklerin top Sancho ve Guerreiro ile buluştuğunda değişimli olarak sert pres uygulaması oldu, burada amaç Borussia Dortmund’un etkili ve yetenekli ayakları topla buluştuğunda dikey pas ve dripling yapılması engellemek tabi ki. Dortmund’un takımla özdeşleşen dikey futbol anlayışını bu şekilde durdurmayı amaçlayan Manuel Baum, Mascarell ve Bentaleb ikilisini muhtemel dikey pas yollarını kesme amacıyla kullandı. Dortmund ise inanılmaz kompakt bir şekilde dizilip kısa paslar ile Schalke dengesini bozmaya çalıştı. Ters bek şeklinde görev yapan Guerreiro ve Meunier nin yarattığı boşluklara koştuğunda tehlike yaratan Haaland, ilk yarıda bu preslerle performansı minimal tutuldu. Yine de düzenin dışında her pas ve her adam eksiltmede etkili olan bir Dortmund vardı, sakarlıklar ve kaleci Ronnow maçın ilk yarıda golsüz sona ermesinin iki sebebiydi diyebiliriz.

Nastasic Sancho'yu presleyerek dripling yapmasını engellemeye çalışıyor

Nastasic Sancho’yu presleyerek dripling yapmasını engellemeye çalışıyor

Dortmund’un “gerçek” dizilişi, aslında ne kadar kompakt dizildiklerinin de bir göstergesi

 

 

Kalite ve Genel Takım Moral Farkı Öne Çıkmaya Başlıyor

Schalke’nin hücum planına değinecek olursak, uzun pasları indirebildikleri takdirde elit bir hıza sahip Rabbi Matondo topla buluşturmak ve onun bir şeyler yapmasını beklemek. Zaten maçın hikayesini belirleyen şey de biraz Schalke’nin neredeyse hiçbir hücum planı olmadan sahaya çıkmasıydı, aynı hava mücadelesi başarısını kendi stoperlerinden de bekleyen Baum, bir diğer kaliteli ayağı Nabil Bentaleb’den stoperlerin kazandığı hava toplarını dikey olarak kanatlardaki isimlere aktarmasını bekledi, bu pozisyonlarda Schalke forveti Pacienca kanat mevkisinde konumlanıyordu, kendisinin pozisyonunun üstünde bir seviyede dripling becerisine sahip olması burada tercih edilmesine sebebiyet vermiş olabilir hücum setinde. Ancak Bentaleb’in maçta birçok pozisyonda istenen şekilde şekillenmesine rağmen bu pasları atamaması Schalke’yi hücum manasında bitirdi. Bu pasların ulaştığı 1 2 pozisyonda ise Pacienca ve Matondo’nun bu topları gevelemesi de yardımcı olmadı tabi ki. Dortmund’un ilk yarının ortasından itibaren kalite farkını ortaya koyup oyunun tamamını domine etmesi bu açıdan şaşırtıcı değildi desek doğru olacaktır.

 

Akanji vs Schalke – İlk Gol Geliyor

Maçın kaderini belirleyen anlardan birçoğu COVID-19’u yeni atlatan Manuel Akanji’nin ikili mücadelelerini içeriyordu bir şekilde, kendisinin elit hızından bahsettiğimiz Rabbi Matondo’nun koşularını engellediği an dışında golde ve maç genelinde ikili mücadele ve atletik başarısı takdire şayandı. Schalke’nin hesaba katmadığı da bu seviye bir atletin orada kullanılabilecek olmasıydı belki, kendisini bir önceki hafta karantinada olması sebebiyle, Hummels ve Emre Can’dan oluşacak bir tandem yavaş kalacak, klasik Piszczek tercihi ise fiziksel güç bakımından eksik olacaktı, orada Akanji’nin bulunması maçın kaderini değiştirdi. Attığı golle de aslında maçın fişini çekti yok ettiği direnç ile.

Bu senaryolarda Matondo’yu yakalayabilecek az sayıda oyuncu var.

 

İlk Gol Geliyor ve Kaçınılmaz Son

Akanji’nin 55. Dakikada attığı golden sonra direnci kırılan Schalke Dortmund’a dikey oynamak ve dripling yapmak için çok daha fazla alan vermeye başladı diyebiliriz. Özellikle Nastasic’in öncekine göre daha geride kalmasıyla istenen pasları bulan Dortmund, çok kısa sürede ikinci golü de bulmayı başardı bu sefer Haaland’ın ayağından. İkinci golden sonra oyundan tamamıyla kopan Schalke’de kaçınılmaz son gerçekleşmiş oldu. Bu sonuçtan sonra galibiyet hasretini 21 maça çıkaran Schalke, 17 Ocaktan beri galibiyet alamıyor (son galibiyet Borussia Monchengladbach).

İlk golden sonra geriye kayan Schalke savunma çizgisine bir örnek

 

Hücum Yönleri ve Planların Uygulanma Başarısı

Dortmund sağ tarafı 25 kez, Sol tarafı 34 kez, Merkezi ise 22 kez kullandı, genelde dengeli hücum dağılımı ile bildiğimiz Dortmund bu maçta da bu trendi devam ettirdi. Sol kanattaki ufak pozitif yönlü farkın takımın önemli hücum silahlarından Guerreiro’a bağlayabiliriz ki kendisinin bu hücum başlangıçlarının 60’unda görev alması ve bu hücum başlangıçlarının 29’unun sol tarafta olması da şaşırtacak bir gerçek değil bizi.

Dortmund Sol Taraf Hücumu;

Dortmund Sağ Taraf Hücumu;

Dortmund Merkez Hücumu;

Schalke ise dağınık bir hücum planı seyretti stratejilerinin doğal bir sonucu olarak. Kendileri için kritik aksiyon haritasının kontra ataklar olduğuna inanmaktayım;

12 total kontra-atak aksiyonunun 7’si Harit- Matondo- Paciencia üçlüsünden geldi, aksiyonların başladığı bölgelerin işaret ettiğimiz boşluk bölgelerinin başlangıçları olduğunu söylemekte fayda var;

Boş topları ele geçirmede de stratejisi gereği iyi bir iş yapması gereken Schalke 46’ya 64 ile bu alanda da sınıfta kaldı. Özellikle üçüncü bölgede sadece 8 kez topla buluşabilmeleri hücum anlamında inanılmaz etkisiz kalmalarını açıklayabilir;

Maçın kahramanı sorulduğunda kesinlikle Manuel Akanji demek doğru olacaktır, koronavirüs dönüşü oldukça iyi savunma performansını golle de süslemeyi başardı. Kendisinin bu maçta InStat Indexi de oldukça yüksek 408’di. 98% isabetle 98 pas tamamlayan oyuncu 12 ikili mücadelede 83% başarı yakaladı. 4 hava topu kazanmasının yanı sıra 100% başarı ile 4 müdahalede bulundu. İşte kendisinin sezon geneli ortalamalar ile karşılaştırılmış detaylı maç istatistikleri;

Raphael Guerreiro da sezon genelindeki harika performanslarını sürdürdü, 1 asist ile bu haftayı boş geçmeyen oyuncu, Dortmund’un hücum başlatma planında çok büyük bir yer tutuyor az önce değindiğimiz gibi, duran top becerisi de cabası. İşte kendinsin sezon geneli ile karşılaştırmalı istatistikleri (1% başarılı key pas istatistiği InStat sistemindeki bir hatadan kaynaklanmakta.);

Schalke’de ise iyi performanstan çok inanılmaz kötü işler ortaya koyan Matija Nastasic öne çıktı, 3 golün 2’sinde gole sebep olan hatada bulunan oyuncu, stoper üçlüsünün bir diğer elemanı Salif Sane ile bu konuda yarıştı denebilir, Salif Sane de ilk golde gole sebep olan hatanın sahibi idi, Nastasic’in sezon genel ortalaması ile karşılaştırılmış istatistikleri;

Oyuncu sezon genelinde zorlandığı grafiği ile dikkat çekiyor

Sane de benzeri performansı ile göz kanattı desek yanlış olmayacaktır herhalde;

Schalke’nin yıldızı ise kaleci Frederik Ronnow oldu, oldukça başarılı kurtarışlara imza atan 28 yaşındaki kaleci 3 “Süper-Kurtarış” a da imza atmayı başardı. Bu kurtarış istatistiği InStat’a özel ve reflekslerin konuştuğu özel kurtarışları baz alıyor, işte Ronnow’un sezon geneli ile karşılaştırmalı istatistikleri;

 

 

Maçın kilit noktaları ve Dortmund’un gol bulduğu anlar duran toplar oldu, 3 golün 2’si duran top varyasyonlarından geldi her ne kadar ilk gol seken topu tamamlaması sebebiyle duran top golü sayılmasa da. Oyun akışı da kesinlikle Dortmund’un gol atacağı bir şekilde ilerlese de duran toplar ile başlayan goller yine bir duran top ile sona erdi. Dortmund’un korner organizasyonları ve tehlike ya da gol yaratan pozisyonlar da aşağıda;

Guerreio oldukça efektif kornerleri ile dikkat çekiyor

 

Son olarak takımların genel istatistikleri de aşağıda, maçın Dortmund tarafından domine edildiği de istatistiklere yansımış durumda;