Spor Toto Süper Lig’de geçtiğimiz sezonu 2. sırada tamamlayan ve UEFA Şampiyonlar Ligi Elemeleri’ne katılmaya hak kazanmasına rağmen 3. Tur’da  kupaya veda ederek 2019-2020 sezonunda ülkemizi UEFA Avrupa Ligi’nde temsil etmeye hak kazanan temsilcimiz İstanbul Başakşehir FK’nün J Grubu’ndaki rakiplerinden Alman ekibi Borussia Mönchengladbach’ı sizler için analiz ettik.

 

Genel Bilgiler ve Önceki Yıllar

Borussia Mönchengladbach, Almanya’nın batısında bulunan Kuzey Ren-Vestfalya eyaletine ait bir kent olan ve ‘Keşişlerin Gladbach’ı anlamına gelen Mönchengladbach şehrini temsil eden bir spor kulübüdür. 1 Ağustos 1900 tarihinde kurulan ve ‘Siyah Kartal İncisi’ olarak da bilinen Borussia Mönchengladbach; siyah,beyaz ve yeşil renklere sahip bir kulüptür. 2004 yılına kadar iç saha maçlarını Mönchengladbach şehrinde yer alan ve 34.500 kapasiteli Bökelberg Stadyumu’nda oynayan Borussia Mönchengladbach, günümüzde ise rakiplerini 30 Temmuz 2004 tarihinde açılışı gerçekleştirilen ve 54.010 kişilik kapasiteye sahip olan Borussia Park’da ağırlıyor. 

Geçmişinde gerek ülke sınırları içerisinde, gerekse Avrupa’da birçok kupa kazanan yahut adını finale yazdıran Borussia Mönchengladbach, özellikle 1970’li yıllarda taraftarlarını kaldırdığı kupalarla birçok kez mutlu etmiş bir takım. 1969-70 ve 1970-71 sezonlarında 2 kez Bundesliga şampiyonluğu yaşayan ve böylece Bundesliga tarihinde üst üste 2 kez şampiyon olarak bir ilki başaran Borussia Mönchengladbach; 1974-1975, 1975-1976 ve 1976-1977 yıllarında da Bundesliga şampiyonluğuna ulaşması nedeniyle ezeli rakibi Bayern Münih’in ardından bu başarıya ulaşabilen tek takım unvanına da sahip. Müzesinde üç adet DFB-Pokal kupası bulunduran Borussia Mönchengladbach, bu kupaları 1959-1960, 1972-1973 ve 1994-1995 sezonlarında kaldırdı. 1976-1977 sezonunda Avrupa’nın en büyük futbol organizasyonu olan UEFA Şampiyonlar Ligi’nde 1 kez finale kalma başarısı göstermesine rağmen finalde İngiliz temsilcisi Liverpool’a 3-1 mağlup olan Borussia Mönchengladbach; UEFA’nın en büyük 2. futbol organizasyonu olan UEFA Avrupa Ligi’nde ise 1974-1975 ve 1978-1979 sezonlarında mutlu sona ulaşmasının yanında finallerin o zamanlar iki maç usulü oynandığı 1972-1973 sezonunda Liverpool’a toplamda 3-2 ve 1979-1980 sezonunda ise başka bir Alman takımı Eintracht Frankfurt’a deplasman golü kuralı sebebiyle toplamda 3-3’lük skor sonucu mağlup oldu. 1960 ve 2004 yılları arasında düzenlenen ve daha sonra yerini FIFA Dünya Kulüpler Kupası’na bırakan Kıtalararası Kupa’da ise 1977 yılında ‘UEFA Şampiyonlar Ligi Şampiyonu’ unvanı ile ‘Güney Amerika Şampiyonu’ unvanına sahip Boca Juniors ile karşılaşan Borussia Mönchengladbach, iki maç sonucu sahadan 5-2 mağlup ayrıldı ve bu turnuvada da bir kez finale çıkma başarısı gösterdi. Ayrıca 1977-1978 sezonunda Borussia Dortmund’u 12-0 gibi farklı bir skorla yenerek Bundesliga tarihinin en farklı skoruna imza attığını da belirtebiliriz. 1980’li yıllardan itibaren belirgin bir kupa hasreti çeken Borussia Mönchengladbach’ın gerek ekonomik koşullar, gerekse ülkenin Bayern Münih gibi bir gerçeğe sahip olmasıyla belirgin bir kupa hasreti yaşadı. Bu gerilemenin sonuçları olarak ilk kez 1998-1999 sezonunda küme düşen Borussia Mönchengladbach, bu ligde geçirdiği 2 sezonun ardından 2000-2001 sezonunu 2. sırada tamamlayıp tekrar Bundesliga’ya yükseldi. 2006-2007 sezonunda tekrar 2. Bundesliga’ya düşen Borussia Mönchengladbach, 2007-2008 sezonunda ‘2. Bundesliga Şampiyonu’ unvanınn sahibi oldu ve böylelikle kuruluşundan günümüze kadar geçen yaklaşık 120 yıllık süreçteki son kez kupa kaldırma duygusuna erişti. Tarihinde Jupp Heynckes, Dick Advocaat, Hans Meyer, Lucien Favre gibi isimlerin teknik direktörlük görevini üstlendiği Borussia Mönchengladbach’ın şu anki teknik direktörlük görevini ise 1 Temmuz 2019’dan itibaren Marco Rose üstlenmiş durumda. 

Borussia Mönchengladbach, daha önce Türk takımlarından sadece Fenerbahçe ile karşılaştı. 2012-2013 sezonunda Avrupa Ligi’nde yarı finale kadar ilerleyen Fenerbahçe, lider tamamladığı C Grubu’nda Borussia Mönchengladbach ile iki mücadeleye çıktı. Fenerbahçe, Alman temsilcisi Borussia Mönchengladbach’ı grubun ilk hafta maçlarında Borussia Park’ta  4-2 gibi bir skorla mağlup etmiş, son hafta maçlarında ise Ülker Stadyumu’nda 3-0 mağlup olmuştu. Ayrıca günümüzde Fenerbahçe forması giyen ve o zamanlar Borussia Mönchengladbach’ın potansiyel vaadeden isimlerinden olan Tolga Ciğerci’nin de iki karşılaşmada toplam 133 dakika sahada kalıp Kadıköy’deki maçta bir de gol attığını söyleyelim.

 

Son Maçlar ve Kadro

Takımın teknik direktörlük görevinde yaklaşık üç sezon geçiren Dieter Hecking ile yollarını ayıran ve yerine Marco Rose’yi getiren Borussia Mönchengladbach’ın sezona teknik direktör değişikliği ile başladığını belirtebiliriz. Borussia Mönchengladbach’ın transfer dönemindeki aksiyonlarına bakacak olursak, şüphesiz ki en çok göze çarpan nokta takımın yıldızlarından ve geçen sezon kaydettiği 10 gol 11 asist ile Borussia Mönchengladbach’ın gole en çok etki eden ismi olan Thorgan Hazard’ın 25.5 milyon € karşılığında takımdan ayrılması. Borussia Mönchengladbach, geçmişte cüzi bir miktara bünyesine katıp zaman zaman şans verdiği genç Fransız oyuncusu Mickael Cuisance’yi de 12 milyon € karşılığında Bavyera ekibi Bayern Münih’e sattı. Ayrıca mevcut kardrosunda sağ bek rotasyonunda değerlendirebileceği bir isim olan Michael Lang’ı da 600.000 € karşılığında bir başka Bundesliga ekibi Werder Bremen’e gönderen Mönchengladbach, geçen sezon istediği verimi alamadığı Josip Drmic ile de sözleşmesini tamamlamasının ardından yollarını ayırdı. Genç oyunculardan Florian Mayer’i Borussia Mönchengladbach II’ye gönderen, Moritz Nicolas’ı ise Union Berlin’e kiralayan Borussia Mönchengladbach; böylelikle 6 oyuncu ile yollarını ayırıp kasasına 38.1 milyon € koymuş oldu. Hücum hattına iki takviye yaparak ofansif yönünü güçlendirmeye çalışan Borussia Mönchengladbach, Schalke 04’ten 10 milyon € karşılığında Breel Embolo’yu kadrosuna katmasının ardından Guingamp’a da 9 milyon € ödeyerek Marcus Thuram’ı transfer etti. Geçen sezonun devre arasında 2. Bundesliga ekibi Holstein Kiel’e kiralık gönderilen ve etkileyici bir yarım devre performansı gösteren Laszlo Benes’in kiralık sözleşmesinin bitmesinin ardından geri dönmesiyle orta alan rotasyonunda eli güçlenen Mönchengladbach, bu mevkiye başka bir takviye yapma gereği duymadı. Tecrübeli file bekçisi Max Grün’ü kadrosuna katan Borussia Mönchengladbach; RB Salzburg’dan 12.5 milyon € karşılığında Stefan Lainer’i, Rennes’den ise 8 milyon € karşılığında da Ramy Bensebaini’yi kadrosuna katarak savunmasını güçlendirdi. Böylelikle yaz transfer döneminde 39.5 milyon € harcayan Mönchengladbach’ın bilançoda 1.4 milyon € eksiye düştüğünü de söyleyebiliriz. Yeni teknik direktörü ile berbaber transfer dönemini de tamamlayan Borussia Mönchengladbach, ligde şu ana kadar çıktığı 6 karşılaşmada 13 puan toplayarak 5. sırada kendine yer buldu. 14 puanla lider konumunda olan Bayern Münih‘in ardından 13 puanlı beş takımdan biri olan Mönchengladbach; ligde 4 galibiyet, 1 beraberlik ve 1 mağlubiyet aldı. Bu karşılaşmalarda 10 gol atıp 5 gol yiyen Borussia Mönchengladbach, lige yaptığı başlangıçla tatmin edici bir görüntü sergileyip DFB-Pokal 1. Tur mücadelesinde de 2. Bundesliga ekibi SV Sandhausen’i 1-0 ile kupanın dışına itti. Fakat Mönchengladbach her ne kadar ülke içerisinde tatmin edici bir görüntü verse de Avrupa arenasında pek etkili değildi. Avusturya Bundesliga ekibi Wolfsberger’e evinde 4-0’lık şok bir mağlubiyet alarak UEFA Avrupa Ligi’ne ‘Merhaba’ diyen Alman ekibi, bu ağır mağlubiyetin ardından temsilcimiz İstanbul Başakşehir FK ile yapacağı maça daha fazla önem veriyor .

Bu sezon şu ana kadar çıktığı 6 lig maçının 5’ine 4-3-1-2 dizilişi ile çıkan Borussia Mönchengladbach, sadece RB Leipzig karşılaşmasına 4-2-3-1 dizilişiyle çıktı ve o karşılaşmada da ligdeki tek mağlubiyetini aldı. Marco Rose, bu sezonun genelinde kullandığı 4-3-1-2 dizilişinde kalecisinin önünde 2 tane pas oyununa yatkın, geriden oyun kurmayı becerebilen stoperlere ve bu ikilinin önünde kesici rolünü üstlenen, direnciyle ön plana çıkan bir defansif orta saha oyuncusuna şans veriyor. Ayrıca kanatlarda 2 kanat beki, orta alanda da 2 iç oyuncusu oynatan 42 yaşındaki teknik adam, bu oyuncuların önüne de üç oyuncu diziyor. Bu üç oyuncunun biri biraz daha geride oynasa da profil olarak hemen hemen aynı tip oyuncular olduğunu belirtebiliriz. Üçü de fizik olarak güçlü, ileri top taşıyabilen ve savunma arkasına hareketlenebilecek isimler. Ayrıca rakip savunmaya press uygulamayı ve rakibini uzun oynamaya iten bir üçlü olduğunu belirtebiliriz.

 

Borussia Mönchengladbach’ın bu sezon oynadığı tüm resmi maçlarda aldığı skorları  aşağıdaki tablodaki gibi;

BUNDESLİGA

1. Hafta

Borussia Mönchengladbach

0

0

Schalke 04

2. Hafta

Mainz 05

1

3

Borussia Mönchengladbach

3. Hafta

Borussia Mönchengladbach

1

3

RB Leipzig

4. Hafta

Köln

0

1

Borussia Mönchengladbach

5. Hafta

Borussia Mönchengladbach

2

1

Fortuna Düsseldorf

6. Hafta

Hoffenheim

0

3

Borussia Mönchengladbach

UEFA AVRUPA LİGİ

1. Hafta

Borussia Mönchengladbach

0

4

Wolfsberger AC

DFB-POKAL

1. Tur

SV Sandhausen

0

1

Borussia Mönchengladbach

 

Alman ekibinin UEFA Avrupa Ligi kadrosu ise şu şekilde:

Kaleci: #1 Yan Sommer – #21 Tobias Sippel – #31 Max Grün

Defans: #5 Tobias Strobl – #15 Louis Beyer – #17 Oscar Went – #18 Stefan Lainer – #19 Fabian Johnson –            #24 Tony Jantschke – #25 Ramy Bensebaini – #28 Matthias Ginter – #30 Nico Elvedi

Orta Saha: #6 Christoph Kramer – #8 Denis Zakaria – #13 Lars Stindl – #16 İbrahima Traore – #22 Laszlo                 Benes – #23 Jonas Hofmann – #32 Florian Neuhaus –

Forvet: #7 Patrick Herrmann – #10 Marcus Thuram – #11 Raffael – #14 Alassane Plea – #36 Breel Embolo –     #37 Keanan Bennetts

 

 

Muhtemel Formasyon ve Detaylı Kadro Analizi

Bundesliga’nın ilk haftasında evinde Schalke 04 ile karşılaşan ve nispeten zor bir rakiple açılış yaptığını belirtebilecğimiz Borussia Mönchengladbach takımı, yeni teknik adamı ve yeni oyuncu grubuyla çıktığı bu karşılaşmadan 1 puanla ayrıldı. 4-3-1-2 dizilişi ile sahaya çıkan Marco Rose’nin takımının ileri uçtaki isimlerinin üretkenlikte sıkıntı yaşadığını belirtebiliriz. Oyuncuları bölgelerine göre en belirgin halleriyle tanımlayacak olursak; kalede ve savunmada geriden oyun kurmaya ve top çıkarmaya yatkın toplam beş oyuncu, orta alanda dirençli, fizik gücü yüksek, temaslı oyundan kaçmayan ve topu ileri taşıyabilen dört oyuncu, ileri uçta da rakip savunmaya baskı uygulamayı ve mücadele etmeyi seven, ayrıca topu ileri taşıyabilmelerinin yanında fizik olarak da kuvvetli iki oyuncuyla sahaya çıktığını belirtebiliriz.

Bundesliga’nın ikinci haftasında Mainz 05 deplasmanına çıkan Borussia Mönchengladbach takımında Marco Rose, ilk hafta 11’de şans verdiği Breel Embolo’yu kulübeye çektiğini görüyoruz. Onun yerine Fabian Johnson’a şans veren Alman teknik adamın 4-3-1-2 dizilişinden vazgeçmediğini belirtebiliriz.

Üçüncü hafta karşılaşmasında sahasında RB Leipzig’i ağırlayan Borussia Mönchengladbach, Marco Rose’nin taktik dizilişini ilk kez değiştirdiği bu karşılaşmadan 3-1’lik bir mağlubiyetle ayrıldı. Savunma dörtlüsünde değişikliğe gitmeyen fakat forvetten bir kişi eksiltip kanatlı bir dizilişe dönen teknik direktörün iki haftada 180 dakika süre verdiği Laszlo Benes’i kulübeye çekmesi tartışmaya gayet açık bir durumu beraberinde getirmekle birlikte puan kaybının da Alman teknik adama yazdığını belirtebiliriz.

Önceki hafta alınan ağır mağlubiyetin ardından dördüncü haftadaki dizilişe bakınca Borussia Mönchengladbach takımının tekrar 4-3-1-2 dizilişiyle sahaya çıktığını görüyoruz. Marco Rose’nin savunmanın solunda önceki üç haftada 270 dakika süre verdiği Oscar Went yerine takımın yeni isimlerinden Ramy Bensebaini’ye ilk kez şans verdiğini de hemen fark edebiliriz. Ayrıca Christoph Kramer’i de bu maçta ilk kez 11’de başlatan teknik adam farklı oyunculara şans verse de Borussia Mönchengladbach takımı 4-3-1-2 dizilişine döndüğü bu karşılaşmada sonuca gitti ve sahadan üç puanla ayrıldı.

Beşinci haftada stoper tandeminde ve ileri uçta değişikliğe giden Marco Rose, Tony Jantschke ve Patrick Hermann’ı 11’de değerlendirdi. İlk kez üçlü savunmaya karşı oynayan Borussia Mönchengladbach, Laszlo Benes’in 11’e döndüğü bu karşılaşmada yine 4-3-1-2 sistemi ile üç puanı almasını bildi.

Şu ana kadar ligde oynanan son karşılaşmada da 4-3-1-2 sistemi ile sahaya çıkan ve birbiriyle en çok oynamış savunma dörtlüsünü tekrar kuran Marco Rose’nin takımı, haftalar ilerledikçe olumlu sinyaller veren bu sistem ile en farklı galibiyeti aldı. Hemen hemen oturmuş bir savunma dizilimine sahip olan Marco Rose’nin bu karşılaşmada gösterilen genel performansın yanında iki santraforunun da gol atması nedeniyle gayet memnun olduğunu belirtebiliriz.

Avrupa Ligi J Grubu ilk maçında evinde Wolfsberger AC takım ile karşılaştığı maçın formasyonuna bakacak olursak, Marco Rose’nin sisteminden ödün verdiğini söyleyebiliriz. 4-4-2 dizilişini tercih ederek bambaşka bir taktikle takımını sahaya çıkaran Marco Rose’nin kadrosunda hafif bir rotasyon gözlemlediğimizi de söyleyebiliriz. Oscar Wendt ve Breel Embolo’yu kulübeye çeken teknik adam, gösterilen performans ve alınan skoru düşündüğümüzde bu tercihlerin ona pahalıya patladığını belirtmekte sakınca görmüyoruz.

Muhtemel bir kadro çıkartacak olursak;

Bu sezon tüm resmi maçlarda 90’ar dakika süre alan tecrübeli file bekçisi Yann Sommer’in yine kalesini koruyacağını belirtebiliriz. Kaptanlık pazubandının da sahibi olan İsviçreli kaleci, geriden oyun kurmada gayet başarılı bir isim. Tecrübesi ve barındırdığı özellikler nedeniyle Borussia Mönchengladbach’ın en  önemli isimlerinden olan Yann Sommer, kalesinde güven veren bir isim.

Sezon başında transfer edilen ve oynanan tüm resmi maçlarda sadece 2 dakika sahanın dışında kalan Stefan Lainer’in bu karşılaşmada da oynayacağını düşünüyoruz. Oyunu iki yönlü oynamaya çalışan ve sahada çalışkan bir görüntü veren 27 yalındaki oyuncu, rakip kontra ataklarda zaman zaman önde kalabiliyor. Maç içerisinde sağ kanattan orta denemelerine şahit olduğumuz Stefan Lainer sağ kanattan yaptığı bindirmelerle tehlike yaratabiliyor.

Stoper tandeminde sezonun şu ana kadarki bölümünde uyumlu bir görüntü veren ve en çok oynayan Matthias Ginter – Nico Elvedi ikilisinin oynayacağı fikrindeyiz. Özellikle geriden oyun kurmada ve top çıkarmada başarılı olan bu ikilinin hava toplarında da fena sayılmadığını söyleyebiliriz. Ayrıca hızlı oyunculara karşı zorlanabilen ve rakipleri tarafından geçildikten sonra yetişmekte zorluk çeken bir ikili olduklarını belirtebiliriz.

Sol bekte her ne kadar lig maçlarının büyük genelinde Oscar Went oynasa da bu karşılaşmada de ilk 11’de Ramy Bensebaini’yi de görsek şaşırmayız. Wolfsberger karşılaşmasında 90 dakika görev alan Ramy Bensebaini’nin Oscar Went’e göre hava toplarında daha başarılı olmasının yanında daha da hızlı bir oyuncu belirtebiliriz.

Orta alanda takımın en kilit isimlerinden olan ve bu sezon tüm resmi maçlarda 90’ar dakika süre alan Denis Zakaria, temsilcimiz ile yapılacak maçta da oynayacaktır. Oldukça dirençli, savunma katkısı ile ön plana çıkan ve zaman zaman orta alanda dribblingle alan da kat edebilen 22 yaşındaki oyuncu bu sezonun en istikrarlı isimlerinden biri. İsabetli pasları ve oyun görüşü ile dikkat çeken İsviçreli, hava toplarında da etkili. Orta alandaki diğer isimlerin ise Laszlo Benes ve Florian Neuhaus’un olacağını belirtebiliriz. Bu iki oyuncunun birer iç oyuncusu olacağını düşünüyoruz. Laszlo Benes de, Florian Neuhaus da topla ilişkisi iyi ve oyunun ofansif bölümünde kilit açacak işleri yapabilecek isimler.

Bu üçlünün önünde Breel Embolo’yu izleyebiliriz. Fizik gücü yerinde bir isim olan 22 yaşındaki oyuncu, topu ileriye taşıyabilen bir oyuncu. Dribblinglerle etkili olabilen Breel Embolo, hava toplarına da çıkıp vurabilen bir oyuncu. Daha çok gizli forvet tarzında bir görev üstlenen İsviçreli, ceza alanına girmekten ve şans kovalamaktan çekinmiyor.

Marco Rose’nin uçta ise Alassane Plea – Marcus Thuram ikilisine görev vereceği fikrindeyiz. Rakip savunmaya press uygulamayı seven ve güçlü bir fiziğe sahip olan bu ikilinin takımın gol yükünü çektiği bir gerçek. Temsilcimiz özellikle de sezona gayet iyi başlayan ve 6 lig karşılaşmasında 3 gol 2 asist üreten Alassane Plea’ya karşı son derece dikkatli ve titiz bir performans göstermeli.

 

Taktiksel Analiz

Hücum

Borussia Mönchengladbach’ın çok iyi bir hücum takımı olmadığını belirtebiliriz. Genelde kullandığı sistem olan 4-3-1-2 sisteminde sağ ve sol kanat bekleri ileri çıkaran ve kalabalık bir merkez dizilimine sahip olan Alman ekibi, topu müsait durumdaki kanada yönlendirip kenar ortaları ile etkili olmaya çalışan bir takım.

 

Savunma

Borussia Mönchengladbach takımının ligin ilk 6 haftasında Freiburg ile birlikte en az gol yiyen 2. Takım olduğu söyleyebiliriz. 4-3-1-2 taktiğini başarıyla uygulayabilen Alman ekibinin defansı rakip kontra ataklarda ağır kalsa da yerleşmiş savunmada başarılı.

 

 

 

 

Temsilcimiz İstanbul Başakşehir FK’ya UEFA Avrupa Ligi grup aşamasında çıkacağı bu maç öncesi başarılar dileriz.