İngiltere Premier Liginin 24. Hafta mücadelesinde Leicester City son şampiyon Liverpool’u evinde, King Power Stadyumu’nda ağırladı. Aynı zamanda bir Türk derbisine sahne olan maç öncesi Leicester City topladığı 43 puanla liderin 7 puan gerisinde 3. sırada yer alırken, Liverpool ise 40 puanla Leicester’ın hemen altında 4. sırada yer aldı. Liverpool’un Jurgen Klopp öncesi menajeri Brendan Rodgers ise Leicester City yönetiminde çıktığı 3 Liverpool maçından da puan çıkartamamıştı. Ayrıca, ligin ilk yarısında oynanan mücadelede de Liverpool sahasında Leicester City’i adeta bozguna uğratıp 3-0 gibi net bir skorlar galip gelmişti. Dolayısıyla, Brendan Rodgers ve Leicester City’nin bu maçta nasıl bir performans göstereceği merak konusuydu. Maç öncesi takımların ligdeki durumuna bakıldığında göze çarpan ilk detay, iç saha maçlarında en az berabere kalan takımların başında Leicester City’nin gelmesi (11 maçta sadece 1 beraberlik), Liverpool’un da dış saha maçlarında en çok berabere kalan takımların başında gelmesi (11 maçta 5 beraberlik) verilebilir. Takımların maç öncesi 11’lerine ve maç sonundaki ortalama pozisyonların sahaya dağılımına göz atmak gerekirse; Milli futbolcularımız Çağlar Söyüncü ve Ozan Kabak’ın ilk 11’de forma şansı bulduğunu ve 90 dakika boyunca oyunda kaldıklarını ancak Cengiz Ünder’in ise bu maçta süre almadığını söyleyebiliriz. Ozan Kabak’ın Liverpool forması altında ilk resmi maçında nasıl bir performans sergileyeceği de maç öncesi merakla beklenen konuların başında geliyordu.

Maç sonundaki oyuncu pozisyonlarında göze çarpan en önemli detay, Leicester’da sağ tarafın sol tarafa nazaran daha derine gömülmesi ancak buna karşın Liverpool’da Mane ve Robertson ikilisinin bu gömülmeye karşılık verememesiydi. Alman teknik adam Klopp’un geçen seneden alışık olduğumuz sahaya dizilişini bu maçta da rahatlıkla görebiliyoruz; iki hücumcu bek Robertson ve Alexander-Arnold’un rakip yarı sahada hücumdaki partnerleri Sadio Mane ve Mohamed Salah’a yakın oynaması Liverpool’un hücum taktiklerinin habercisi niteliğindeydi.

Maçın Önemli Anları

Maça baskılı başlayan Liverpool ilk net pozisyonunun 10. dakikada kaptan Jordan Henderson’ın uzun topuyla savunma arkasına koşu yapıp kaleciyle karşı

karşıya kalan Mohammed Salah ile buldu. Salah’ın pozisyonunu arkadan gelen Ricardo Perreira bozarak topu kornere gönderdi. Leicester City’nin Liverpool kalesini gerçek anlamda tehdit ettiği ilk pozisyon ise 36. dakikada Vardy ile geldi. Ricardo Perreria’nın sol kanatta bulduğu boşlukta, yaptığı dribbling sonucunda topla buluşturduğu partneri Harvey Barnes’in yaptığı ortada Vardy’nin penaltı noktasından yaptığı kafa vuruşu kaleci Allison’un üzerine geldi ve Leicester City öne geçme fırsatını değerlendirememiş oldu. Leicester City ikinci net pozisyonlarını yine Vardy ile 42. dakikada buldu ve maçın kahramanlarından Wilfred Ndidi’nin gönderdiği uzun topta Maddison şık bir topuk pasıyla Vardy’i kaleciyle karşı karşıya bıraktı ancak Vardy topu direğe nişanladı.

İkinci yarının ilk tehlikeli pozisyonu Liverpool’un 57. dakikada Alexander- Arnold’ın 30 metreden kullandığı ancak direkten dönen serbest vuruştan geldi. Maçtaki ilk gol ise 67. dakikada ceza sahası içerisinde topla adeta dans eden Firmino’nun şık pasında Mohammed Salah’ın sol ayağıyla yaptığı tek vuruştan geldi. Liverpool’un üstünlüğü çok uzun sürmedi ve golden 10 dakika sonra Harvey Barnes’ın ceza sahası çizgine çok yakın bir noktada düşürülmesi sonucu VAR kontrolü yapıldı. VAR, pozisyonun penaltı olmadığına karar vermesine rağmen James Maddison’un ceza sahasına yerden kestiği sert serbest vuruş kimseye değmeden direkt olarak Liverpool ağlarıyla buluştu. Yan hakem ofsayt bayrağını kaldırmasına rağmen VAR kontrolü sonrası gol geçerli sayıldı ve Leicester skorda eşitliği sağladı. Bu golden hemen 1 dakika sonra ise kendi yarı sahasında topla buluşan Youri Tielemans’ın gönderdiği uzun topta Ozan Kabak ve Allison bir anlaşmazlık yaşadı ve çarpışmalarının sonucunda top Jamie

Vardy’nin önünde kaldı. Jamie Vardy’nin boş kaleye topu yuvarlaması sonucu ev sahibi ekip 2-1 öne geçti. Maçın son anlarına doğru ise Mohammed Salah ‘ın takımını hücuma çıkartırken yaptığı pas hatası neticesinde Ndidi’nin Barnes’ın koşu yoluna yaptığı assist sonucu Leicester City maçın skorunu belirledi ve 3 puanı hanesine yazdırdı.

Dizilişler

Leicester City, maça çıktığı ilk 11’den de anlaşılacağı üzere klasik 4-2-3-1 dizilişiyle sahaya çıkmasına rağmen, bu dizilişi sahaya pek de yansıtamadı. Özellikle ilk yarı topa sahip olma probleminin de getirisiyle hücumda çok az pozisyonda bu dizilişi görebildik. Aşağıdaki görüntüde, ender gelişen yerleşik Leicester City hücumlarından birindeki dizilişi inceleyebiliriz.

Liverpool ise, daha çok topa sahip olan ekip olmasına rağmen maç boyunca rakip yarı sahada istediği boşlukları bulamadı. Markajdan kurtulmak için geriye gelen Roberto Firmino çoğu hücumda kenar boşluklarından faydalanmak isteyen Mohammed Salah ve Sadio Mane’nin gerisinde kaldı. Liverpool’un 4-3-3 dizilişinin öndeki 3 oyuncu perspektifinden inceleyebiliriz.

Buna karşın Liverpool, topu verdiği kısıtlı zamanda ise daha derli toplu gözüken bir dizilişle Leicester City hücumlarını karşıladı. 4’lü savunma ve öndeki 3’lü orta saha aynı çizgi üzerinde Leicester City hücumunu karşılamakta

Leicester City ise Liverpool hücumlarını karşılarken maç boyunca çok daha disiplinli bir görüntü çizdi. Özellikle Ndidi ve Tielemans’ın zaman zaman Çağlar ve Evans’a zaman zaman ise Amartey ve Pereira’ya çok yakın oynaması Liverpool’un aradığı o boşlukları bulmasına engel oldu.

Taktik Plan

Liverpool’un bu sezonki oyununda geçen sezona göre en çok özlemini duyduğu taktiklerin başında tartışmasız Klopp’un “Gegenpress” taktiği gelecektir. Maçın ilk yarısına yine bu arzuyla başlayan Liverpool’un Gegenpress’i maç geneline yayamadığını net bir şekilde söyleyebiliriz. İlk yarının başında başarılı bir şekilde uyguladıkları bu taktiğe örnek olarak aşağıdaki görüntüleri incelemek gerekirse; Leicester City 1. bölgesinde Liverpool Salah, Firmino, Alexander-Arnold ve Curtis Jones 4’lüsüyle topa ve Pereira’ya yakın baskı uygulayarak tekrar kazanma gayreti içerisinde olduğunu görebiliriz. Pereira’nın pas kanalına ise bir başka Liverpool’lu James Milner’ın hızlıca yaklaştığı da bu görüntüden net bir şekilde gözükmektedir.

İlk yarıdaki bir başka görüntüde ise, yine Leicester 1. bölgesinde Tielemans’a 4 Liverpool’lu oyuncunun yakın baskı yaptığını görebiliyoruz.

Ancak; Leicester City’de Ndidi ve Tielemans’ın savunmaya yakın oynaması ve Liverpool orta sahasına fiziksel olarak üstünlük sağlaması Liverpool’un bu taktiği sürdürülebilir bir şekilde kullanamamasına sebep oldu. Maç boyunca topa 64 % oranında sahip olan Liverpool, ikinci yarı ise bu taktiği uygulamakta sorun yaşayınca, bu sefer takım boyunu uzatmak durumunda kaldı. Aşağıda, ikinci yarının ortalarına doğru Liverpool’un orta sahasıyla hücumu arasında kalan mesafenin uzunluğunu görebiliyoruz. Bu mesafe Leicester’ın rakibi karşılarken işini kolaylaştırdığını ise rahatlıkla söyleyebiliriz.

Liverpool’un baskı istatistiklerine baktığımızda ise yarılar arasındaki farkı rakamlarla desteklemiş oluyoruz. Liverpool ilk yarıda yaptığı baskıların neticesinde 57 % oranında başarı gösterirken, ikinci yarı bu oran 29 % seviyesine düştüğünü görüyoruz.

Leicester City ise Liverpool’a karşı Maddison, Barnes ve Vardy üçlüsüyle kontra- atak silahını kullanmaya çalıştı. İlk yarıda pek başarılı oldukları söylenemez fakat ikinci yarıda çektikleri 5 şutun 5’inde de isabet buldular ve neticede 8 dakikalık periyotta 3 gol buldular. Bu 3 golün 1’i direkt serbest vuruştan gelirken, diğer 2’si ise kontra ataktan geldi. Leicester City, kontra ataklara genelde tek paslarla çıkmaya çalışırken, ilerde top tutmak yerine direkt kaleye yönelmeye veya kaleye en hızlı gidebilmek için kullanacakları silaha yani Vardy’e yönlendirmeye çalıştılar.

Savaşçı Wilfred Ndidi

Maçı 1 asistle tamamlayan Wilfred Ndidi tartışmasız maçın adamıydı. Leicester City orta sahasında hem savunmada hem hücumda önemli işler yaptı. Toplam 29 ikili mücadelenin 21’ini kazandı ki bu sahanın en yüksek rakamı olarak öne çarpan istatistiklerin arasında geliyor. Roberto Firmino’nun geriye top almaya geldiği zamanlarda onu markaja alma görevini yine Wilfred Ndidi üstlendi. Ndidi, Firmino’yla girdiği 6 ikili mücadelenin 5’ini kazandı. Pas kanalı görevini ise ağırlıklı olarak sol taraf için Pereira ile oyunun diğer yönü için ise partneri Tielemans ile üstlendi. Ndidi’nin paslaşmalarının yaklaşık 40 %’ı Tielamans ve Pereira ikilisinden geldi. 96 dakika oyunda kalan Ndidi’nin topla buluştuğu noktalara bakacak olursak da özellikle savunmaya bu derece yakın top alması, Maddison-Vardy-Barnes 3’lüsüne geçiş evresinde ne kadar önemli bir göreve sahip olduğunu göstermektedir.

Sağ Koridor Alexander-Arnold

Liverpool’da ise geçen sezonun kahramanlarından olan Alexander-Arnold bu sene de Liverpool’un genel oyun şablonunun merkezinde yer alıyor. Özellikle hücum geçişlerinde sağ koridorda bulduğu boşlukları hızlı dribblingleriyle değerlendiren Alexander-Arnold takımının attığı golde asistin asistini yaptı. Ayrıca 30 metreden kullandığı serbest vuruş da direkten dönmüştü.

Yukardaki görüntülerden de görülebileceği üzere özellikle Liverpool’un hızlı hücum fırsatlarında Alexander-Arnold genelde topu 3. bölgeye taşıyan oyuncu oldu. Alexander-Arnold’un topla buluştuğu noktalara göz attığımızda da Liverpool’un sağ koridorunda basılmadık yer bırakmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Sonuç

Bu maçtan galip gelerek rakibinin ligde üstüne çıkma parolasıyla maça başlayan Liverpool öne geçmesine rağmen bu fırsatı değerlendiremedi ve Klopp’un da kendi ağzıyla dile getirdiği gibi şampiyonluk şansını iyice zora soktu. Haftanın sonunda 40 puanda kalan Liverpool, 6. sıraya kadar geriledi. Bununla beraber Leicester City ise puanını 46 yaparak Manchester United ile 2.lik koltuğunu paylaşmaya devam etti.

Liverpool’un, bu maçtan sonra skoru neden koruyamadığına ve geçen senenin şampiyonluk kilidi olan “Gegenpress” konusunda bu sezon neden henüz randıman alamadığına çalışması gerekiyor. Bu maçla birlikte son 7 maçın 5’ini kaybeden bir Liverpool, önümüzdeki hafta Merseyside derbisinde Everton’a karşı nasıl bir futbol oynayacağı bir başka merak konusu olarak göze çarpıyor.

Leicester City ise ligde yoluna emin adımlarla ilerlerken, aynı zamanda hafta içi Slavia Prag ile UEFA Avrupa Ligi karşılaşmasına çıkacaklar. Öte yandan, Brendan Rodgers için bu maç ayrı bir anlam ifade ediyordu. Leicester City ile eski takımı Liverpool’a karşı çıktığı müsabakalarda ilk kez galibiyet sevinci yaşayan Brendan Rodgers, aynı zamanda 2012’de Roy Hodgson yönetiminde West Ham United’ın Liverpool’u yenmesinden beri eski bir Liverpool’lu teknik direktörün başka bir takımla Liverpool’a karşı kazandığı ilk teknik direktör olma unvanını elde etmiş oldu.