Manchester City’yi tarihinin ilk Şampiyonlar Ligi finaline çıkartmak isteyen Guardiola ve geçen sezon finalde Bayern’e kaybeden PSG ve ondan önceki sezon yine bir Şampiyonlar Ligi finalini Liverpool’a kaybeden hocaları Pochettino, Etihad Stadı’nda rövanş maçına çıktı. İlk maçı kazanan City, bu maçta da hata yapmadı ve 2-0’lık skorla tarihinin ilk Şampiyonlar Ligi finaline katılma şansı elde etti.

Takım 11’leri ve oyun şablonları

Manchester City

City 11’i kağıt üzerinde yukarıdaki görseldeki gibi 4-3-3 biçiminde dizilse de, gerçekte Bernardo’nun de Bruyne’nin yanına gelmesiyle ve İlkay ile Fernandinho’nun çift pivot oynamasıyla 4-4-2 gibi oynadılar. Oyun planlarında sağ kanatta Mahrez genişlik katarken, sol kanatta Zinchenko’nun bindirme yapmasıyla Foden half-space’e kaydı ve 3-2-5 gibi hücum ettiler.

Paris Saint-Germain

PSG de kağıt üzerinde 4-3-3 gibi görünmesine karşın hücum planları City’den daha farklıydı. Aynı City gibi ileri uçta beşli bir hat oluşturdular, fakat bunu iki bek Diallo ile Florenzi’nin bindirmesi ve kanatlar Neymar ve Di Maria’nın half-space’lere kaymasıyla sağladılar. Herrera nispeten önde pozisyon aldı ve Veratti box-to-box gibi oynayarak hücumlarda ileri çıktı. Böylece PSG de bir tür 2-3-5 gibi oynadı.

Takımların sahadaki ortalama dizilişleri ise yukarıdaki gibiydi. City’de sol bek Zinchenko daha fazla bindirme yaptığından sağ bek Walker’ın önünde. Foden da Zinchenko’nun bindirme yapmasından ötürü içeriye kaydığından biraz daha merkezde çıkmış. Sahte-9’lar Bernardo ve de Bruyne en merkezi oyuncular. Sağ kanada genişlik katan ise Mahrez olmuş.

PSG’nin dizilişine bakıldığında ise Neymar ve Di Maria’nın daraldığı, beklerin bindirme yaptığı ve Paredes’in derine indiği bir 4-3-3 çok rahat biçimde seçilebiliyor.

Top Manchester City’deyken

Manchester City kendi sahasından topla oyun kurarken oyuncuların sahadaki konumlanması yukarıdaki görseldeki gibiydi. Stoperler Dias ve Stones ceza sahasına girdi, bekler Walker ve Zinchenko ise nispeten ileride konumlandı. İlkay ve Fernandinho pas opsiyonu yaratmak için derine geldiler.

PSG ise City’nin bu şekilde oyun kurmasına ileri üçlünün dar pozisyonlandığı bir 4-3-3 ile karşı koymaya çalıştı. Buna karşın PSG orta sahasının pres için ileriye çıkmasıyla PSG savunma bloğu ile arada geniş bir alan oluştu. City’nin Sahte-9 rolündeki oyuncuları Bernardo ve de Bruyne PSG stoperlerinden uzaklaşıp derine gelerek uzun pas opsiyonu oluşturdular.

İlk yarıdaki PSG ön alan presinde tipik bir 4-3-3’ten ziyade Veratti ve Paredes’in nispeten geride beklediği, Herrera’nın ise derine gelen İlkay ile Fernandinho’nun hemen ensesinde durduğu bir yapı vardı. City, bu presten çıkmakta hiçbir güçlük çekmedi ve 2.yarı Pochettino yukarıdaki şablonda gösterilen önde pres yapısına döndü.

Bu görselde, yukarıdaki şablonda çizilmiş PSG pres yapısına daha benzer bir görüntü var. Farklı olarak burada Neymar’ın merkezde derinde bekleyerek İlkay ve Fernandinho’nun arasında konumlandığını görmek mümkün. Icardi ve Di Maria ise rakip stoperlere daha yakın. Geriden ise Veratti ile Herrera’nın desteği var.

City, geriden oyun kurmayı tamamladıktan sonra ise takımlar sahada yukarıdaki gibi şekillendi. Neymar ya da Di Maria’nın derine inmesiyle PSG 4-4-2 benzeri bir yapıyla rakibini bekledi, çoğu zaman derine inen oyuncu Di Maria oldu.

Manchester City’de ise sol bekte Zinchenko’nun bindirme yapmasıyla kanattaki Foden daha merkezi bir bölgeye konuşlandı ve half-space’te bekledi. Benzer biçimde stoperler arasında bekleyen de Bruyne de sağ kanattaki half-space’e geçti, PSG stoperlerinin arasına ise Bernardo geldi. Sağ kanatta City’e genişlik sağlayan isim ise Mahrez oldu.

Bu ekran görüntüsünde hem PSG’nin savunma dizilişi, hem de City’nin hücum sırasında uyguladığı şablon net biçimde görülmekte.

PSG’nin ilk yarıdaki önde pres denemelerinden birisi. Görüldüğü üzere Di Maria ellerini iki yana açmış biçimde bir şeylerden şikayet ediyor. Muhtemelen orta sahadaki arkadaşlarına neden ileriye gelmediklerini soruyor burada, zira bu kareden hemen sonra Ederson topu İlkay’a rahatlıkla paslıyor.

PSG, orta sahada daha kalabalık olmasından ötürü City zaman zaman problem yaşadı. Zira PSG üçlü bir orta saha ile oynuyorken City’de çift pivot İlkay ve Fernandinho merkezdeydi. Yukarıdaki karede bu problemi çözmek için de Bruyne derine iniyor, bu nedenle Veratti kendisini takip etmek zorunda kalıyor. Böylece PSG’nin orta sahası ile savunma hattı arasında bir boşluk elde ediyor City.

Burada ise City’nin hücum yapısına daha yakından bir bakış imkanı bulunmakta. Görüldüğü gibi de Bruyne ve Foden half-space’lerde, Bernardo merkezde ve Zinchenko ile Mahrez de kanatlardan genişlik sağlıyor.

City’nin sürekli çift Sahte-9 ile oynamasının bu maç özelinde takım adına faydalarından birisi, iki oyuncunun da hücum bölgesine hareketlenip buradaki pas akışına yardımcı olmasıydı. Foden’ın zaten içeride konumlanmış olmasının üzerine Bernardo ve de Bruyne’nin derine gelmesi, orta sahadaki İlkay ile forvet hattının bağlantısının kurulmasını sağladı.

Forvet hattının akışkanlığına bir başka örnek ise yukarıdaki görselde. Bu hücum kombinasyonunda kanatlar Mahrez ve Foden ile merkezde bulunması gereken Bernardo ve de Bruyne yer değiştirmiş durumda rakip ceza alanında.

Yukarıdaki görsel, maçta garip bulduğum anlardan birisi. City sol kanadından gelişen kontra atakta, PSG sol beki Diallo geriye koşmak için çok geç kalıyor, Mahrez de bu bölgede rakip alana doğru hızlıca hareket ediyor. Neymar o alana doğru hareket ederken kafasını çevirip Mahrez’e bakıyor ve onu net biçimde görmesine rağmen rakibine paralel koşmak yerine çaprazlama merkeze doğru koşmaya başlıyor. Ardından Mahrez golü atıyor.

Top Paris Saint-Germain’deyken

PSG geriden oyun kurarken, bekler ileriye çıktı ve stoperler ceza alanına yaklaştı. Orta sahadan Paredes ve Veratti derine geldi ve pas opsiyonu oluşturdu. Bu ikiliyi çoğu zaman Bernardo ve de Bruyne gölgeledi. Ayrıca Herrera biraz daha ileride beklerken zaman zaman Neymar ya da Di Maria’dan birisi de derine indi.

PSG geriden oyun kurarken City’nin en öndeki iki oyuncusundan birisi topla oynayan stopere basarken, diğeri biraz daha derinde bekleyerek stopere en uygun açıdaki derine gelen PSG orta sahasını marke etti. Böylece City PSG’nin merkezden ilerlemesini engellemeyi denedi.

City’nin önde pres yapma denemesi, savunma dörtlüsünün özellikle Icardi’yi arkaya kaçırmak istememesinden ötürü derinde beklemesi kaynaklı olarak bloklar arası önemli ölçüde boşluk oluşmasına sebep oldu. PSG geriden oyun kurarken Veratti ve Paredes derine geldiğinde İlkay ve Fernandinho bu ikiliyi adam adama tutmayı denedi. Bu oyuncuların ileri çıkması fakat savunma hattının desteğinin bulunmaması, orta sahadaki ekstra PSG oyuncusu Herrera’nın ve ilerideki Neymar’ın bu bölgeye girerek rakip sahaya geçişi sağlayan pas kanalları oluşturmasını sağladı.

PSG’nin City’e nazaran daha kalabalık bir orta sahayla oynaması merkezde İlkay ve Fernandinho’yu sürekli sayı dezavantajına soktuğundan önde pres yapmak City adına zaman zaman problemlere sebep oldu. Bunu erken fark eden Guardiola, kanattaki Foden ve Mahrez’e orta sahaya yaklaşmaları ve daralmaları yönünde talimat verdi. Bu şekilde Fernandinho ve İlkay’ın Veratti ile Paredes’i eskisi kadar sıkı tutmasına gerek kalmadı ve PSG’nin topla çıkması yavaşladı.

PSG’nin geriden oyun kurmayı tamamladıktan sonra hücum ederken uyguladığı şema ise kabaca yukarıdaki gibiydi. Bekler Diallo ve Florenzi ileri çıktı, bunun üzerine Neymar ve Di Maria stoper-bek arasına konuşlandı. Orta sahada Veratti ve Paredes de daha yukarıda pozisyon aldı.

Yukarıdaki şemada da belirtildiği gibi, bekler yukarıda ve Neymar ile Di Maria merkezi bölgelerde bulunuyor yukarıdaki görselde.

Neymar, maç boyunca sık sık deplase oldu ve sahanın farklı yerlerinde topla buluştu. Sık sık bu ekran görüntüsünde olduğu gibi derine de indi. Neymar burada derine inince, Veratti onun bıraktığı boşluğa geçiyor.

Neymar ve Di Maria yine dar konumlanmış durumda, fakat bu kez Mahrez ve Foden da aşırı dar pozisyon almış halde. Florenzi ve özellikle Diallo birebirde çok kabiliyetli oyuncular olmadıklarından ötürü Guardiola en kötü ihtimalde Zinchenko ve Walker’ın bu oyuncularla 1v1 oynaması gerekeceğini düşünmüş ve oyuncularının problem yaşamayacağına inanmış olsa gerek.

İlk yarının sonlarında oluşan bu görüntüde, City aşırı dar bir alanı 9 kişiyle savunmakta.

City özellikle ikinci yarının başında ve PSG’nin kırmızı kartla eksik kalmasından sonra agresif ve tempolu bir rakip saha presi yaptı. Bu presi yaparken City’li oyuncular topun olduğu alanda sayısal üstünlük kurmayı deneyerek rakibi uzun oynamaya ya da topu kaybetmeye mecbur bırakmaya çalıştılar. Walker, bu üstünlüğün sağlanması için savunma hattından rakip 1.alanına kadar geliyor neredeyse.

İstatistikler

Manchester City şaşırtıcı biçimde yalnızca %43 topla oynayabildi bu maçta. Buna karşın sağ tarafta görüldüğü üzere, PSG’nin topa sahip olduğu bölümün %37’si kendi sahasında topla oynadığı anlardan oluşuyor. Aynı zamanda dakika olarak bakıldığında da topla oynama miktarları City’nin kendi sahasında topa sahip olduğu bölümden iki kat daha fazla. Bu da City’nin agresif olmamakla birlikte ön alanda yaptığı presin pas kanallarını kapatmakta ne kadar etkili olduğunu işaret eden bir indikatör olarak değerlendirilebilir.

PSG, pres alanında etki göstermeyi başaramadı. Yukarıdaki sayılar da bunu doğrular nitelikte. PSG’nin maç boyunca yaptığı presi City neredeyse sadece ilk yarıda yapmayı başarmış. Özellikle ikinci yarıda PSG’nin pres etkinliği iyice düşerken City bu konuda zirve yapmış. Tabii ki bunda PSG’nin eksik kalmasının da etkisi göz ardı edilmemeli.

PSG, hem şut hem de gol beklentisi yaratma konusunda City’nin önüne geçmiş. Buna karşın City’nin 5 isabetli şutu varken PSG hiçbir şutunda kaleyi bulamamış. Gol beklentilerinde ise City maçı 1.14 ile tamamlarken PSG 1.55 ile rakibini bu alanda geçmiş.

Hücum bölgelerine bakıldığında ise iki takımın da akan oyunda eşit sayıda hücumda bulunması ilk göze çarpan nokta. Buna karşın bu hücumların bölgesel dağılımına bakıldığında takımlar birbirine zıt tablolar çizmekte. City, hücumlarının büyük kısmını kanatlardan gerçekleştirirken, PSG çoğunlukla merkezden gelmiş. Orta sahadaki sayısal üstünlükleri ve kanatlar Neymar ile Di Maria’nın da sık sık merkezi bölgelere hareketlendiği düşünülürse bunun beklenti dışı olmadığı söylenebilir. Dikkat çekebilecek bir diğer nokta ise, City’nin toplam 9 şutunun 4 tanesinin kontra ataklar sonucu gelmiş olması.

PSG’nin isabetli şutu olmamasındaki en büyük etken belki de kendi başına Ruben Dias’tı. Yukarıdaki görselde kırmızı daire ile gösterilen yer, Dias’ın bu maçta yaptığı toplam ve isabetli pas sayılarını temsil ediyor. Görüldüğü üzere, Şubat ayına kadar çıktığı hiçbir maçta Dias bu kadar az pas yapmamış. Öyle ki, bu maçın dışında en az pas yaptığı maç milli takımında oynadığı Sırbistan maçı ve orada bile bu maçtaki toplam pas sayısının iki katını bulmayı başarmış. Buna karşın karşıladığı toplarla PSG’nin geçemediği bir duvara dönüştü maç esnasında.

City savunmasında etkili isimlerden bir diğeri de Walker oldu. Yukarıda daire ile gösterilen yere bakıldığında, Di Maria’ya karşı hiç ikili mücadele kaybetmeyen Walker, Neymar’a karşı da girdiği 6 mücadelenin ikisini kazanmayı başarmış.

City için maçın yıldızı olan Mahrez ise tüm metriklerde kendi sezon ortalamasının üzerine çıkmakla birlikte, 9 dripling denemesinde bulunup bunların 8’inde başarıya ulaşmış. Keza çektiği 4 şutun 3’ü kaleyi bulmakla beraber 2 tanesi de gol oldu.

Bu maç PSG için hayal kırıklığı olmanın yanı sıra, Icardi için de unutmak isteyeceği bir gece oldu. Stoperler Marquinhos ve Kimpembe bile ceza alanı içerisinde en az 1 aksiyonda yer almalarına karşın Icardi hiçbir aksiyonda yer almamış.

Anahtar Veriler

  • PSG topla %57 oynarken Manchester City %43’te kaldı.
  • Icardi, rakip ceza sahasında topla hiç buluşamadı.
  • Mahrez, 9 dripling denemesinin 8’inde başarılı oldu.
  • Walker, Neymar ve Di Maria’ya karşı girdiği toplam 8 ikili mücadelenin 6’sını kazandı.
  • Dias, Şubat’tan beri en az pas yaptığı maçı oynadı.
  • City’nin şutlarının yarısı Mahrez’den geldi.
  • Manchester City 1.14 xG bulurken, PSG 1.55’i gördü.
  • PSG, 11 şut çekmesine rağmen hiçbirinde isabet bulamadı.
  • PSG 1.bölgede City’den iki kat fazla topla oynadı.
  • Manchester City ikinci yarıda yaptığı 20 presin yarısında topu kazanmayı başardı.

Sonuç

PSG’nin, her ne kadar bunda City savunmasının ekstra performansı olsa da, rakip ceza sahasında etkinlik bakımından Pochettino’nun beklentisinin altında kaldığını söylemek mantıksız bir argüman olmaz. Guardiola ise şaşırtıcı biçimde topsuz bir oyun planı uygulayarak rakibini alt etmeyi başardı. Buna karşın Guardiola’nın asıl planının bu olduğunu söylemek güç. Maçın akışına göre daha pragmatik bir yaklaşım benimsediği çıkarımını yapmak daha doğru olacaktır.

PSG’ye dair belki de en fazla dikkat çeken nokta ise oyuncuların saha içi davranışları oldu. Di Maria’nın kırmızı kartı bir yana, sahadaki tüm PSG oyuncularında garip bir sinir ve gerginlik var gibiydi. Kırmızı karttan hemen sonra Veratti’nin gördüğü sarı karttaki hal ve tavırları, bundan önce ilk yarıda Bernardo’nun Neymar ile girdiği ikili mücadelede rakibini düşürmesi üzerine Neymar’ın verdiği tepki bunlara örnek verilebilir. Buna sebep olan unsur ilk maçın kaybediliş biçimi mi, Ligue 1’de şampiyonluk yarışında geride kalmaları mı, fazla motivasyon mu, yoksa bunların tümünün bir karışımı mı tahmin etmek imkansız. Fakat PSG adına ligi kaybettikleri takdirde sarılabilecekleri farklı bir ihtimal kalmadı. Buna tezat oluşturacak biçimde ise Manchester City Guardiola ile tarihinde ilk kez Şampiyonlar Ligi finaline adını yazdırdı.