İngiltere Premier Lig bu hafta sonu seyir zevki yüksek bir karşılaşmaya sahne oldu. Lig de oynadığı maçlarda en son yenilgisini geçtiğimiz sene yine Mourinho’nun ekibi Tottenham’a karşı 2-0 ile alan Manchester ekibi bu maçtan sonra çıktığı 14 karşılaşmada 2 beraberlik ve 12 galibiyet alırken kalesinde sadece 3 gol görerek müthiş bir performansa imza attı. Yakaladığı bu form grafiği ile ligi domine ederek zirveye oturan City’nin, en yakın rakibi Leicester ile arasındaki puan farkı 7’ye çıkmış durumda. Manchester City orta sahası İlkay Gündoğan’ın ise bu yükselişte payı büyük. City formasıyla ligde çıktığı son 7 maçta 8 gol kaydeden İlkay, bu sezon 13 gole ulaşmış durumda.

Kuzey Londra ekibi Tottenham da ise işler o kadar iyi gitmiyor. Ligde oynadığı son 6 karşılaşmada 3 mağlubiyet 2 galibiyet 1 beraberlik alan ekipte, alınan puanlar ligin son üç sırasında ki Fulham, West Bromwich ve Sheffield United’a karşı oynanan mücadelelerde alındı. Ligin ilk haftası aldığı mağlubiyetten sonra bir yenilmezlik serisi yakalayarak çıkışa geçen Tottenham art arda aldığı Liverpool ve Leicester yenilgilerinden sonra tam anlamıyla bir istikrar yakalayamadı. Kuzey Londra ekibi 36 puanla ligde dokuzuncu sırada bulunuyor.

Maça hızlı başlayan M.City Rodri’nin ayağından bulduğu penaltı golü ile öne geçti. İlk yarıyı bu golle önde kapatan ekipte ikinci yarı İlkay Gündoğan sahne aldı. 15 dakika içinde bulduğu iki golle takımını 3 farklı üstünlüğe taşıyan İlkay kaydettiği ikinci golden birkaç dakika sonra sakatlanarak oyunu terketti. Maçın geri kalanında Tottenham’ın skoru değiştirme çabaları sonuçsuz kaldı ve maç Manchester ekibinin 3 farklı üstünlüğü ile sonlandı.

Maçın detaylı analizine geçmeden önce iki ekibin 11’lerine göz atalım;

İki takımın maça başlarken ve maçın bitişinde sahaya yerleşimi ve ortalama pozisyonları ise şöyle gerçekleşti;

Takımını sahaya klasik 4 3 3 ile çıkaran Pep Guardiola ileri 3’lüde Liverpool maçından farklı olarak Mahrez yerine Jesus ile başladı. Pep Guardiola’yı kariyerinde Jürgen Klopp’dan sonra en çok mağlup eden teknik adam olan Mourinho ise takımını sahaya 4 2 3 1 şeklinde sürdü. Bu sezon 3 4 3 ve varyasyonları ile de sahaya çıkan Tottenham, bu maçta daha çok oynadığı 4’lü savunma ile mücadeleye başlamayı tercih etti. İlk maçta Son’u ters kanatta oynatarak savunma yönü daha zayıf olan Cancelo ile eşleştiren Mourinho, bu maçta Son’u esas mevkisi olan sol kanatta başlattı. İleri uçta Kane, arkasında Moura, sağ kanatta Lamela ile başlayan Mourinho iki hücum oyuncusunu da ilerleyen dakikalarda oyundan aldı. Guardiola ise İlkay’ın zorunlu değişikliği dışında Jesus ile Mahrez’i değiştirerek oyuna müdahalede bulundu.

Taktik Analiz

Manchester City

Manchester ekibi Tottenham’a karşı ileride çok adamla baskı yaparak kompakt bir oyun ortaya koydu. Defans çizgisini ileride yapılan baskıya paralel olarak orta sahaya yakın kuran ekipte hareketli bir ön alan baskısına şahit oluyoruz.

Manchester City geriden oyun kurarken sağ bek  Cancelo, Guardiola’nın daha önceki maçlarda da uyguladığı plana sadık kalarak orta sahada etkin oldu. Bunun  sonucunda M.City bölgede daha fazla adamla yer aldı. Aynı planı zaman zaman diğer bek Zinchenko da uygulayarak çizgilerde kolayca bir üçgen kurulmasını sağladı. Maç içi görüntüler ve istatistikler ile bunu görebiliriz.

Joao Cancelo maç içi hareket grafiği;

Olexandr Zinchenko maç içi hareket grafiği;

Hücumda ise kanat oyuncuları Sterling ve Foden çizgilerde konumlanarak oyuna genişlik kattı. Bununla birlikte M.City orta sahaları bek ve stoperler arasında oluşan boşlukları kullanarak pozisyon aradı. Sol kanatta bu boşluğu İlkay daha aktif kullanırken sağ tarafta Cancelo bu bölgeyi kullandı. Cancelo ve zaman zaman Zinchenko’nun bu sahte bek performansı ve orta sahadaki etkinliği, Bernardo Silva’ya daha özgür bir oyun sundu. Silva da bu serbestlik ile birlikte topun oynandığı bölgelerde sayı olarak Mavilerin daha fazla olmasını sağladı. Silva’nın maç boyunca topla buluştuğu grafikte de bu açıkça görülüyor.

İlk yarıyı Rodri’nin golüyle önde kapatan Manchester ekibi ikinci yarıya değişiklik yapmayarak başladı. Maçın ilk yarısında önde çok adamla yapılan baskı ikinci yarı ile birlikte daha çok 2. bölgede rakibi karşılamaya döndü.

M.City ikinci yarının hemen başında, bu sezon İlkay’dan görmeye alışık olduğumuz ceza sahasına koşularından birinde ikinci golü bularak daha rahat bir oyun ortaya koydu. Tottenham’a biraz daha topla oynama fırsatı vererek hızlı hücumlar ile etkili olmaya çalışan ekipte Ederson’un İlkay’a yaptığı asistle üçüncü golü de bulması M.City için maçın geri kalanını daha kolay bir hale getirdi. Kalesinde tehlikeli pozisyonlar vermeyen Manchester ekibi maçı net bir skorla kazanarak haftayı lider tamamladı.

Tottenham

Tottenham sezonun genelinde görüldüğü üzere rakibine 3. bölgede bir baskı uygulamayarak kendi yarı sahasında savunmayı tercih etti. Sahaya çıktığı dizilime bağlı kalarak önde tek başına Harry Kane arkasında ise Lamela, Moura ve Son yer aldı. Ön alan da yapılmayan baskı neticesinde M.City kalecisi Ederson’un topla nereye kadar çıktığını görebiliyoruz.

Mourinho daha önceki maçlarda örneğini gördüğümüz bir savunma yapısını M.City karşısında uygulamadı. Bu yapıya göre kanat oyuncularını ya da iç boşluğa girerek tehlike yaratan oyuncuları defans hattının önündeki 2 pivotu bek ve stoperlerin arasına sokup 6 kişiden oluşan bir defans bloğu oluşturarak savunan Mourinho, bu sayede kanat oyuncularına daha az savunma yükü yüklüyordu. Bu savunma yapısı ile Son ve diğer kanatta ki mevcut oyuncunun yaratacağı kontra tehlikesi diri kalıyordu. Fakat bu maçta Son ve Lamela’yı top City’de olduğu zaman geriye çekerek derinde savunma yapan Tottenham, Kane ve Moura ile ileride tehlike yaratmayı amaçladı. Moura’nın etkisiz oyunu ve Kane’nin tek başına kalması ise Tottenham’ın pozisyon bulmasını zorlaştırdı. Harry Kane’nin duran topta direği nişanlaması dışında Tottenham ilk yarı M.City kalesinde varlık gösteremedi.

İkinci yarıya L.Moura – Sissoko değişikliği ile başlayan Mourinho topa daha çok sahip olarak orta sahadaki M.City etkinliğini kırmayı amaçladı. Sissoko ve Ndombele ile daha çok topa sahip olmaya başlayan Tottenham da Son ve bekler biraz daha hücumda etkinlik gösterdi. İlk yarıya nazaran ikinci yarının ilk 5 dakikasında daha çok  üretmeye çalışan bir Tottenham vardı ki İlkay’ın golü tüm planları bozdu.

Yenilen ikinci golden sonra da ortaya belirli bir hücum planı koyamayan ekip özellikle orta sahada biraz daha topla oynayarak pozisyon üretmeyi amaçladı. Bale – Lamela değişikliği ile ileride daha hızlı oyuncuları kullanarak etkili olmak isteyen Mourinho’nun ekibi 3. golü de yiyerek tamamen oyundan düştü. Tottenham maç boyu süren etkisiz oyunu neticesinde ilk tehlikeli pozisyonunu ancak maçın 80. dakikasında Bale’in bireysel çabasıyla buldu. Kuzey Londra ekibi kalan dakikalarda da varlık gösteremeyince maç Manchester City’nin 3-0’lık üstünlüğü ile tamamlandı.

İstatistikler

Topla oynama oranlarına bakacak olursak iki devrede de Manchester City’nin üstünlüğü göze çarpıyor.

İlk yarı da kaleye isabetli şutu bulunmayan Tottenham maç genelinde iki defa kaleyi bulabildi.

Manchester City hücumları genellikle sağ kanattan gelişti. Tottenham ise hücumlarını sol kanat ve merkezden geliştirmeye çalıştı.

Bir penaltı kazanıp iki de gol atan ve maçın yıldızı olan İlkay Gündoğan’ın maç içi aksiyonları ise şu şekildeydi;

 

Sonuç

Pep Guardiola saha içindeki devrimlerine devam ederek Tottenham engelini de rahat geçti. Hücum da kullandığı sahte dokuz numara kavramına bambaşka bir boyut kazandıran teknik adam İlkay Gündoğan’dan skor katkısı almaya bu maçta da devam etti. İleri uçta görev verdiği oyuncularının sürekli yer değiştirerek stoperler arasındaki boşlukları değerlendirmesi Manchester ekibinin hücum gücünü arttırarak savunulması zor bir hale getiriyor. Dörtlü savunmanın sağ ve sol bekini de çizgilerden ziyade orta saha da daha çok etkin kılan Guardiola bölgede çok fazla oyuncu ile yer alarak topa daha çok sahip olabiliyor.

İstikrarsız bir görüntü çizen Tottenham ise sahada çok olumlu işler yapamadı. Mourinho’nun klasik savunma oyunu ve etkili hücum oyuncuları ile skora gitme çabasından maç boyunca sonuç alınamadı. 90 dakika boyunca ileride çoğalamayan Kuzey Londra ekibi büyük bölümünü skor olarak geride götürdüğü maçta çok kısır bir görüntü çizdi. M.City’nin dominant oyunu karşısında sahaya bir B planı yansıtamayan Portekizli teknik adam ilerleyen maçlarda nasıl bir aksiyon alacak merak konusu.

Yakaladığı ivme ile ligde zirveye oturan Maviler sırasıyla Everton, Arsenal, West Ham ve Manchester United ile oynanacak karşılaşmalardan kayıpsız çıkabilecek mi hep birlikte göreceğiz. West Ham deplasmanına çıkacak olan Tottenham da ise ilk 4 hedefi hala mevcut.