Doğum tarihi: 01.08.1993 (22 yaşında)

Mevki: Forvet

Takımı: Real Madrid Castilla

Ülkesi: Dominik Cumhuriyeti

Değeri: –

Sözleşme Sonu: 30.06.2021

 

Profil

Karayipler’in genç yıldızı Mariano Díaz Mejía ya da kısaca Mariano, Dominik’li bir annenin ve İspanyol bir babanın çocuğu olarak Barcelona’da dünyaya geldi. 9 yaşında Espanyol takımının altyapısında futbol oynamaya başlayan Mariano, 2006-2011 yılları arasında sırasıyla Premia de Mar, Sanchez Llibre ve Badalona kulüplerinde altyapı eğitimini almaya devam etti. 2011 yılında 18 yaşındayken Badalona A takımı ile 3 maça çıktıktan sonra aynı yıl Real Madrid altyapısına katıldı. 2012 yılının Ağustos ayından itibaren Real Madrid C takımı ile maçlara çıkmaya başladı, ikinci sezonunda ise ilk 11 oyuncusu olarak düzenli süre aldı. 2013-2014 sezonunda oynadığı 26 maçta 15 gol atarak dikkatleri üzerine çektikten sonra 2014-2015 sezonunda Real Madrid’in ikinci takımı Real Madrid Castilla’da 10 maça çıktı ve 5 gol attı. Gerisinde bıraktığımız 2015-2016 sezonunda ise düzenli olarak ilk 11’de forma giyen Diaz üç maçta hat-trick yaptı ve sezonu da 32 maçta attığı 27 golle kapattı. Bu performans, onu gelecek sezondan itibaren Real Madrid’in A takımı kadrosuna alınmasını sağladı.

2013 yılında Dominik Milli takımında ilk kez Haiti’ye karşı forma giyen Mariano aynı maçta gol atma başarısı da gösterdi, ama bu maçın dışında bir daha Milli Takım’da forma giymedi.

Tek santrafor olarak 4-5-1, 4-2-3-1 ya da 4-1-4-1 sistemlerde forma giyen Dominiklinin Real Madrid’in A takımına çıkması eski hocası Zinedine Zidane ile tekrardan buluşması anlamına gelecek ve kalitesini La Liga’da da gösterme şansı da bulacak.

 

 

Güçlü Yönleri

Mariano’nun öne çıkan birçok değerli özelliği mevcut. Öncelikle hızından ve atletik yapısından bahsetmek gerek, geniş alanda topla buluştuğunda rakip defans oyuncularının onu durdurması çok zor oluyor. Atletik yapısı ve gücü hızı ile birleştiğinde defans oyuncularını rahatça geçebilmesi gerçekten büyüleyici. Kaleci ile karşı karşıya kaldığında ise sağ ayağı ile gol atma konusunda hiçbir sıkıntı yaşamıyor, özellikle bu durumlarda soğukkanlılığını koruyabiliyor ve akıllıca şutlarla kaleciyi alt edebiliyor. Kalecilerin üzerinden aşırttığı şutlar ya da şut fakeleri oyun zekasını ve santrafor olarak bitiricilik yeteneklerini gözler önüne seriyor. Şutlarının %50’sinin de (4.6/2.3 şut) kaleyi bulan isabetli şutlar olması, şut isabetinin oldukça üst düzey olduğunu kanıtlıyor. Mariano’nun isabetli şutlar çıkarmasının yanında sağ ayağını raket gibi kullanıp çok sert şutlar çekebilmesi de ceza sahası dışından goller bulmasını sağlıyor. Hem sert hem de isabetli şutlar çıkarmasından dolayı takımının serbest vuruşlarını da değerlendirip goller bulabiliyor. Özellikle mesafe tanımaksızın attığı frikikler ile kaleyi yoklaması çoğunlukla rakip kalede tehlikeler yaratıyor. Atletizminin getirdiği bir diğer avantaj da kafa toplarındaki başarısı, 1.78 m boyunda olmasına rağmen rakip stoperlerin üzerinden yükselip isabetli kafa vuruşları ile goller bulabiliyor ve hava topu mücadelelerindeki başarı oranı da %52.

Fiziksel ve forvet yetenekleri dışında öne çıkan bir diğer özelliği takım arkadaşlarını paslarla beslemeye çalışması; Castilla’nın geride olduğu maçlarda çift forvetli bir formasyona geçildiğinde ceza sahası dışında topla buluşmaya çalışıp Borja Mayoral, Martin Odegaard ya da Enzo Zidane gibi diğer yetenekli oyunculara servis yapma çabaları göze çarpıyor. Bu nedenle de takım arkadaşları arasında yaşının daha büyük olmasından da dolayı saygı duyulan bir karakter diyebiliriz. Takımını ateşleyen bir yapıda olan Diaz’ın lider ruhlu olduğunu söylemek de mümkün. Ayrıca maçın genelinde savaşçı ve pes etmeyen bir ruhu olduğu da görülebiliyor.

Bütün bu özelliklerin onda toplanması sonucu takımının uzun toplarla onu beslemeye çalışması ve hedef oyuncu olarak takımını taşıması onu değerli kılıyor. Maç başına 1.2 gol ortalaması ile oynaması Diaz’ın etkisini yansıtıyor. Topsuz oyunda pozisyon bilgisinin yüksek olması da dikkat çeken özelliklerden. Takım arkadaşlarının nerelere pas atabileceğini erkenden tahmin edip başarılı koşular yapabiliyor. Bütün bu noktaların yanı sıra kariyerinde hiç kırmızı kart görmemesi de pozitif olarak değerlendirilebilir.

 

 

Zayıf Yanları

Her ne kadar güçlü yönleri ile öne çıksa da zayıf yanları da zaman zaman ortaya çıkabiliyor. En zayıf noktasının dribbling başarısı olduğunu söylemek gerek, maç başına 8.0 dribbling denemesi yapan Mariano’nun bu denemelerinden sadece 3.8’i başarılı, bu da yaklaşık %50’lik bir başarı oranına denk geliyor. Bu oran genele baktığımızda çok düşük olmasa da oyununu dribblingleri üzerine kuran bir oyuncu için düşük sayılabilir, ayrıca top sürerken ikili mücadeleye girdiğinde bu mücadelelerinin yalnızca %40’ını kazanabiliyor ve kaybettiği toplar rakip takımın kontratağına dönüşüp kendi kalesinde tehlikeler yaratabiliyor.

Takım arkadaşlarını beslemeyi seven bir tarzı olsa da paslarının %69’unun başarılı olması çok parlak değil. Bunun dışında savaşçı bir oyuncu olmasından dolayı bu sezon çıktığı 30 maçta 12 sarı kart görmesi sorun olarak adlandırılabilir. Takımının geride olduğu maçlarda da her ne kadar her şeyini verse de çok çabuk morali bozulabiliyor ve maçtan kopabiliyor. Arada sırada maç seçme gibi kötü bir huyunun da olduğunu söylemekte fayda var. Ayrıca yedek kalmaktan hoşlanmayan bir futbolcu, yedek kulübesinden oyuna girdiği maçlarda her zaman yüksek motivasyonlu olduğunu söylemek güç. Güçlü yanlarında boyunun çok uzun olmamasına rağmen kafa toplarında başarılı olduğunu belirtmiştik, yine de 1.78 m boyunda olması ondan daha uzun boylu  stoperler için kafa topu mücadelelerinde bir avantaj sağlıyor. Özellikle en az onun kadar atletik ve ondan daha uzun stoperlere karşı çok etkisiz olabiliyor. Sol ayağı zayıf ve sol ayağını kullanmaktan çekiniyor. Sol ayağı ile pas vermekten de şut atmaktan da çekinmesi ve topu sağ ayağına çekmesi ona maç sırasında zaman kaybettiriyor. Son olarak da 22 yaşında hiç üst düzeydeki liglerde forma giymemiş olması onun adına gittiği lige adaptasyon sorunu yaşatabilir. 

 

 

Benzediği Oyuncular: Alexandre Lacazette (Lyon), Eder (Inter),  Cedric Bakambu (Villareal)

Bütün özelliklerine bakıldığında kendine has bir tarzı olduğunu söylemek mümkün, benzersiz bir santrafor diyebiliriz. Hem hızı, hem şut yetenekleri, hem de kafa vuruş becerisi ile ona en çok benzeyen oyuncu kendisi o seviyede olmasa da Lyon’un yıldızı Alexandre Lacazette. İki oyuncu da top sürüp defansı delmeyi seven yapıdalar ve teknikleri üst düzeyde. Inter’in forveti Eder de bu özellikleri ile Diaz’ın benzediği bir diğer oyuncu. Ayrıca ülkemizde de forma giymiş Bakambu da Diaz’a benzetilebilir. Yine de Mariano’nun serbest vuruş yeteneğinin bu üç oyuncununkinden daha iyi olduğunu belirtmek gerek.

 

 

Gelebileceği Takımlar: Galatasaray, Trabzonspor, Antalyaspor, Bursaspor, Konyaspor

Mariano’nun Bakambu örneğinde olduğu gibi ülkemizde başarısız olma ihtimalinin yok denecek kadar az olduğunu düşünmek yanlış olmaz. Her ne kadar 2016’nın Ocak ayında Real Madrid ile 5 senelik sözleşme uzatmış olsa da gelecek sezondan itibaren Real Madrid’in as takımında oynama fırsatının çok fazla olacağını düşünmek gerçekçi olmaz. Özellikle rotasyonda önünde Benzema, Jese Rodriguez ve ondan daha potansiyelli 19 yaşındaki Borja Mayoral olan Dominik’linin kiralık olarak ülkemize gelme ihtimali hiç de düşük değil. 2 senelik kiralık formülü ile forvette sorun yaşayan Galatasaray dışında Trabzonspor, Antalyaspor ve Bursaspor gibi takımlara çok katkı sağlayabilir. Bonservis bedelinin 2 milyon € ile 4 milyon € arasında değişeceğini var sayarsak sayılan takımların onu bonservisi ile alma şansı bile olabilir. Bu durumda da ilerleyen senelerde bu takımlar yüksek bonservis ile Mariano’yu yurt dışına satabilirler. Her şekilde Karayip’in yıldızının ligimizde etkili olabileceği aşikâr.

 

TrScouts Notu: Oyuncu 01.07.2017 tarihinde 8.000.000 € bedel ile Lyon’a transfer olmuştur.

 

Transfermarkt Profili