Doğum Tarihi: 19.09.1993 (23 yaşında)

Mevki: Sağ Bek

Takımı: Rapid Wien

Ülkesi: Avusturya

Değeri: 800.000 €

Sözleşme Sonu: 30.06.2018

 

 

 

 

Profil

Henüz 15 yaşındayken girdiği Rapid Wien kapısından hiç çıkmamış olan yetenekli sağ bek Mario Pavelic, ihtişamlı günlerinden uzak kalmış olsa da halen açık ara Avusturya Bundesliga’nın en fazla şampiyon olan takımının en önemli oyuncularından biri konumunda. Altyaş kategorilerinde dahil olduğu Rapid Wien’in altyapı takımlarında 2 sezon geçirdikten sonra 3. Ligde mücadele eden Rapid Wien II takımına geçen Pavelic, bu takımda da sağ bek pozisyonunda başarılı performanslar sergileyince, son dönemin en genç liglerinden biri olan Avusturya Bundesliga’ya yükselme zamanı da gelmişti. 2013-2014 sezonunda takımın başına geçen (günümüzde Karabükspor’da görev yapan) Zoran Barisic tarafından A takıma dahil edilen Pavelic, zaman zaman ikinci takımda oynasa da 4’ü 90 dakika olmak üzere 11 maçta A takımda görev aldı ve başarılı performanslar sergiledi. Bu dönemde zaman zaman sol bekte zaman zaman da ön liberoda denenmesine karşın en iyi performansını sağ bekte verdiği anlaşıldı ve o yaz Trimmel’in takımdan ayrılmasıyla 2014-2015 sezonunda 28 Bundesliga maçına çıktı ve 1 gol 3 asistlik performansıyla bu seviyede oynamaya hazır olduğunu kanıtlamış oldu. 2015-2016 sezonunda takımının tahtaya adı ilk yazılan isimlerinden biri olmayı başaran Pavelic, o sezonda 8’i Avrupa Ligi olmak üzere tam 38 maçta forma giydi ve tüm kulvarlarda 2 gol 6 asistlik katkı sağladı. Avrupa Ligi’nde 15 puan toplayarak gruptan çıkma başarısı gösterseler de Valencia’dan 2 maçta toplamda 10 gol yiyerek Avrupa’dan elenen Rapid Wien ekibinde sezonun da yine ikincilikle kapatılmasının ardından sezon sonunda Zoran Barisic ile yollar ayrıldı ve geçici olarak Mike Büskens ile çalışılmasının ardından mevcut teknik direktör Damir Canadi ile anlaşıldı. Tüm bu teknik adamların ortak özelliği hangi formasyonda olursa olsun Pavelic’in yerinin her zaman hazır olmasıydı. İçinde bulunduğumuz sezonda son dönemin en kötü performansını sergileyen Rapid Wien’de şimdiden 29 maçta forma giyen Pavelic 2 gol 3 asistle mücadele ediyor.

Son döneme kadar ağırlıklı olarak klasik 4-2-3-1 dizilişinde forma giyen Pavelic, yeni teknik direktör Damir Canadi’nin 3-4-3 sistemi ile orta 4’lünün kanadında görev almaya başladı. Her iki sistemde de takımının vazgeçilmezi olan Pavelic, sakatlık yaşamadığı sürece hem 4’lü hem de 3’lü defans kurgusunun sağ kanadında görev alabiliyor.

Son dönemde Avusturya Bundesliga’dan daha üst seviyedeki liglerde mücadele eden Avusturyalı futbolcu sayısının artması sonucunda daha kaliteli bir fubolcu havuzuna sahip olan Avusturya’da milli takıma seçilmek oldukça zor. Öyle ki son Dünya Kupası Elemeleri’nde mücadele etmesi için çağrılan futbolcu grubunda Salzburg’da futbol hayatını devam ettiren iki futbolcu hariç hiç kimse Avusturya Bundesliga’da forma giymiyor. Hal böyle olunca Pavelic için de her ne kadar altyaş kategorilerinde forma giymiş olsa da böylesine kötü bir sezon geçiren Rapid Wien’den milli takıma çağrılması zor görünüyor. Yine de Pavelic sağ bek havuzu pek de geniş olmayan ve son Moldova maçında 3-4-3 dizilimiyle sahaya çıkan Avusturya için o bölgede her zaman kadroya dahil edilebilecek bir isim olarak göze çarpıyor.

 

 

Güçlü Yönleri (Orta Yapma, Fizik Kondisyonu, Oyun İçi Temposu, Hamle Becerisi, Pozisyon Bilgisi)

Mario Pavelic’in güçlü özelliklerine değinirken öncelikli olarak 4’lü ve 3’lü savunma sistemlerindeki görevlerinden bahsetmek gerekiyor. Zoran Barisic önderliğinde 4-2-3-1 dizilişiyle sahaya çıkan Rapid Wien kadrosunun sağ bekinde görev alan Pavelic, hücum başlangıçlarında genellikle orta sahanın da ilerisinde pozisyon alan ve hücumcu bek olarak adlandırılabilecek bir görevi ifa eden bir oyuncuydu. Bu sistemde hem rakip ceza sahasına gönderdiği toplarla tehlike yaratan hem de savunma dönüşlerini çok çabuk yapabilen bir oyuncu olması nedeniyle takımının fark yaratan isimlerinden biri oluyordu. Hem önündeki boş alanı koşuyla değerlendirerek rakibin savunmasını taç çizgisine kadar genişletmesine neden oluyor hem de topla buluştuğu takdirde etkili ortalar yaparak ceza sahası içerisinde tehlike yaratıyordu. İşin savunma kısmında ise sahip olduğu kondisyon ve fiziksel güç sayesinde maçın her saniyesinde geri dönüşleri aksatmadan yapan, ikili mücadele kazanan ve doğru hamle tercihlerinde bulunan bir bek oyuncusu profili çiziyordu. 

Damir Canadi ile getirilen yeni 3-4-3 veya zaman zaman 3-5-2 sisteminde ise 4’lü veya 5’li orta sahanın sağ kanadında görev alıyor. Bu sistemlerde teknik direktör tarafından Pavelic’ten istenen, savunmayı 4’lü savunma kurgusundaki görevine oranla biraz daha geri plana atması ve hali hazırda orta saha hizasında toplanmış ısı haritasını daha da ileri çekmesiydi. Bunun karşılığında orta sahada Schwab’ın yanına Grahovac veya Auer gibi defansif isimleri yerleştirdi ve hücumların da büyük çoğunluğunu sağ kanattan yönlendirmeye başladı. Bu sistemde Pavelic, sol bek Kuen’in yaptığı ortalarda dahi ceza sahasında yer alıyor veya çevresinde dönen topları toplama görevi üstleniyor. Bu rolü, bir bek oyuncusundan ziyade klasik bir sağ kanat oyuncusunu daha fazla andırsa da esas farklılık, Pavelic’in hamle becerisi sayesinde 2. bölgede yaptığı baskılarla top kazanarak rakibi sık sık dengesiz yakalayabilmesinde ortaya çıkıyor. Defansif sezgilerini ve hamle becerisini rakip yarı sahada doğru zamanda kullandığı zaman, topu da iyi kullanabilen bir isim olarak rakip takıma büyük tehlikeler yaşatabiliyor. Maç başına yaptığı 2 ortada %25’lik isabet sağlaması bir tarafta dursun, maç başına 2 de kilit pas deniyor ve %56 lık bir başarı istatistiği var. Gerek orta yaparak gerekse kazandığı topları dikine tehlikeli bölgeye aktararak takımının hücumuna oldukça faydalı oluyor.

 

 

Zayıf Yanları (İstatistik Katkısı, Dribbling Becerisi, Şut Özelliği)

Her iki sistemde de hücuma katılması ve takımının rakip sahada bir kişi fazla oynamasını sağlayan Pavelic’in, hücumda bu kadar sık topla buluşan bir oyuncu olmasına rağmen gol ve asist katkısı beklenenden düşük. Bunun en büyük sebebi, hücum oyuncusu altyapısı olmadığı için gol bölgelerindeki son harekette aksama yaşaması. Maçın genelinde takımını ileri taşıyan, top kullanan bir isim olarak göze çarpsa da şut fırsatlarını değerlendiremediğini veya hızlı karar verilmesi gereken zamanlarda oyalandığını görebiliyoruz. Zira maç başına 1.4 şut çeken bir bek veya kanat oyuncusunun normal şartlarda skora daha çok etki etmesi gerekirdi.

Bunun haricinde topla olan ilişkisinde orta yapma, pas verme gibi hareketleri gayet iyi yapmasına rağmen iş dribblingle ceza sahasına girme veya sıfıra inmeye gelince o denli etkili olmadığını görüyoruz. Özellikle 4’lü veya 5’li orta sahanın kenarında görev aldığı zaman kendisinden beklenen bu tip hücum aksiyonlarını üst seviyede gerçekleştiremeyince, hücum katkısı bir anda sıradanlaşıyor. 4’lü savunmanın sağ beki olarak hücuma çıktığında ondan beklenenlerden daha fazlasına ihtiyaç duyan Pavelic, ne yazık ki bu noktada fazla fark yaratamıyor.

 

Benzediği Oyuncular; Gökhan Gönül, Stephan Lichtsteiner

Sahip olduğu tempo, hücuma sık sık katılması ve savunmadaki hamle becerisi ile Gökhan Gönül’ün gençlik yıllarını anımsattığını söyleyebiliriz. O dönemde iki yönlü bek oyuncusu tanımına ülkemizde en çok uyan isim konumunda olan Gökhan’ın maç içerisinde hem rakip sahada yaptıkları hem de kademe bilgisi ve en önemlisi hamle yeteneği büyük fark yaratmıştı. Bu özellikleri Pavelic’te de görmek mümkün. Juventus’un 5’li orta sahasının vazgeçilmezi Lichtsteiner de bir hücum oyuncusundan çok savunma ve orta saha özellikle oyunuyla dikkat çeken ve en üst seviyede pozisyon bilgisiyle hem 4’lü hem de 3’lü savunma sistemlerinde rahatlıkla görev alan bir isim olarak Pavelic’in idol olarak görebileceği bir oyuncu konumunda.

 

 

Gelebilceği Takımlar; Osmanlıspor, Antalyaspor, Kayserispor, Karabükspor

Hücumcu oyun yapılarıyla dikkat çeken Anadolu kulüplerinin sağ bek eksikliklerini giderebilecek, form yakalarsa büyük takımların da rahatlıkla listesine girebilecek bir oyuncu. Sergen Yalçın ile daha fazla rakip kaleyi düşünen Kayserispor, ligde kalması durumunda bu transfer için en uygun takımlardan biri olabilir. Aynı şekilde ligin ikinci yarısında çıkışa geçen ve Avrupa Ligi potasına giren Antalyaspor da kadro yapısı itibarıyla bu özellikte bir bek oyuncusunu Ramon Motta ile birlikte iki kanatta oldukça etkili kullanabilir. Mustafa Reşit Akçay’ın istifası sonrasında benzer oyun yapısına devam etmesi durumunda Osmanlıspor için de önemli bir değer haline dönüşebilecek bir oyuncu. Ayrıca Karabükspor’un Tudor sonrası başına geçen Zoran Barisic ile tekrar çalışma fırsatı bulursa Karabükspor’da da oldukça verimli olacaktır.  Oyuncunun kontratının 2018’de biteceği düşünüldüğünde 1-1,5 M € civarı bir bonservis ücretiyle takımlarımıza transfer edilebilir.

 

Transfermarkt Profili