UEFA Avrupa Ligi Son 16 Turu rövanş mücadelesinde, Milan ve Manchester United, Giuseppe Meazza’da karşı karşıya geldi. İngiltere’deki ilk maçta alınan 1-1’lik skor ile maça kağıt üstünde daha avantajlı başlayan İtalyan ekibi bu avantajı koruyamadı ve 1-0’lık skorla turnuvaya veda eden taraf oldu.
Milan’ın maç öncesinde ligde aldığı sonuçlar çok iç açıcı değil. Oynadığı son 6 karşılaşmada 3 mağlubiyet alan Milano ekibi 56 puanla lider Inter’in 9 puan gerisinde ikinci sırada bulunuyor. Maçtan birkaç gün önce karşılaştığı Napoli’ye de tek golle boyun eğen Milan da mücadele öncesi kart cezalısı A.Rebic ile sakat Romagnoli, R.Leao, D.Calabria ve Mandzukic kadroda bulunmuyor.
Ligde ocak ayından beri mağlup olmayan Manchester United ise 29 maçta 57 puan toplayarak M.City’nin arkasında zirve takibini sürdürüyor. Milan ile oynanan ilk maç öncesinde M.City’yi deplasmanda mağlup eden Kırmızı Şeytanlar, bu maç öncesinde de ligin iyi top oynayan ekiplerinden West Ham’ı tek golle geçti. Solskjaer’in takımında maç öncesi E.Cavani, A.Martial ve J.Mata kadroda olmayan isimler.
Milan Avrupa Ligi’nde grup mücadelelerinden sonra henüz galibiyet alamadı. Son 32 Turu’nda Kızılyıldız ile iki maçta da berabere kalarak deplasman golü avantajı ile tur atlayan Milan, ManU ile oynanan ilk maçta da S.Kjaer’in son dakika golüyle beraberliği kurtardı. Avrupa’da İngiliz takımlarıyla karşılaştığı 6 eşleşmenin 5’inde turnuvaya veda eden Milano ekibinin saha içinde neleri yapıp neleri yapamadığını daha detaylı inceleyeceğiz.
Bu sezon sadece Şampiyonlar Ligi grup aşamasında deplasman mağlubiyeti gören Manchester United ise ilk maçta evinde öne geçmesine rağmen yakaladığı avantajı koruyamadı. Son 32 Turu’nda ise Real Sociedad ile eşleşen ekip bu engeli rahat geçti. Tarihte Milan ile oynadığı mücadelelerde 4 galibiyet 3 mağlubiyet ve 3 beraberlik alan Manchester ekibinin sahada neler yaptığına değineceğiz.
Mücadeleye dönmeden önce iki ekibin 11’lerine ve sahaya dizilişlerine bakalım.
İki hocanın da sezon içinde genel olarak takımlarını 4 2 3 1 şeklinde sahaya sürdüğünü gördük. Bu maçta da kağıt üstünde klasik 4 2 3 1 dizilişi ile mücadeleye başlayan Milan saha içinde ise genelden farklı olarak 4 4 2 şeklinde pozisyon aldı. Kadrosunda ana oyun planını oluşturan çok fazla eksik oyuncusu bulunan Milan’da milli futbolcumuz Hakan Çalhanoğlu maça 11’de başlayarak 90 dakika sahada kaldı.
Manchester cephesinde ise eksik oyuncular Milan kadar can sıkıcı değildi. B.Fernandes’in önderliğinde kurgulanan hücum planları ile tehlikeli olan ekip, hızlı geçiş oyunları ile direkt olarak kaleye gidip skor üretebiliyor.
İki takımın ortalama pozisyonlarına bakarak saha içi hakkında konuşmaya başlayabiliriz.
Manchester United klasik 4 2 3 1 diziliminde planladığı oyununu maç boyunca istikrarlı olarak korudu. Fred, McTominay, Bruno Fernandes, ve M.Greenwood’un maç boyunca bulunduğu konum ve pozisyonlar beklenildiği gibi gerçekleşti. A.Wan-Bissaka gibi savunma yönü güçlü olan bir oyuncunun önünde oynayan D.James’in ise maç boyunca daha ileride daha özgür bir oyun sergilediğini görebiliriz. M.Rashford’un etkisiz ilk yarı performansı sonrasında oyuna giren P.Pogba ise komple bir hücum oyuncusu gibi oyuna etki etti.
Milan cephesinde ise bekleri hücumda etkin kullanan Pioli, genelde F.Kessie’yi stoperlerin arasına sokarak geride bir 3’lü hat oluşturur, Bennacer ile de geriden oyun kurardı. Fakat Bennacer ve stoper Romagnoli gibi pas kalitesi yüksek oyuncuların oyunda olamayışı Milan’ı B planına yöneltti. Orta sahadaki yaratıcılığı sağlayan milli oyuncumuz H.Çalhanoğlu, topun ileriye taşınamadığı zamanlarda derine gelip takımının 4 3 3 gibi bir dizilime geçmesini sağlayarak oyunu Milan lehine çevirebiliyordu. Fakat bu maç için Hakan yerine R.Krunic’in orta sahayı 3’lemesi Milan’ın orta sahada daha etkili olmasının önüne geçti.
Orta sahada yapılan top kayıpları ile başlayan mücadele de Manchester ekibi ilk dakikalarda daha etkili olan taraftı. Bu dakikalarda sağ kanattan hücumlar deneyen İngiliz ekibi maç içinde rakibi karşılama noktasında ara ara 4 4 2 şeklinde de sahaya dizildi.
Milan’ın ana plan olarak sahada 4 4 2 şeklinde bulunduğunu belirtmiştik. Bunu yaparken de kanatlardaki R.Krunic ve A.Saelemaekers daha içte konumlanarak oyunu daraltmayı hedefledi.
Milan’ın genel oyun planında özellikle Hakan Çalhanoğlu ve stoperlerin attığı diyagonal paslar önemli bir yer tutuyor. Oyunun sıkıştığı yoğun baskıya maruz kalınan zamanlarda Z.Ibrahimovic’e atılan uzun topların kanatlara ve orta sahalara servis edilmesi Milan’ı çok kısa sürede pozisyona sokarak skor üretmesine neden olabiliyor. Oyuna bekleri ile genişlik katan Milano ekibinde kanat oyuncuları da içeri kat ederek bu topları iyi değerlendiriyor. Oyunu sağ tarafa yıkarak D.Calabria ile kanat ve orta sahaların oluşturduğu üçgenler, sol bekte oyunu açan Theo Hernendez’e atılan ani bir uzun topla rakip kalede tehlikeye yol açabiliyor. Theo Hernandez’in bu sezon 11 gole katkı vermesinin ana nedenlerinden birisi de bu organizasyonlar. Fakat ManU maçı özelinde benzer bir senaryo izleyemedik. Stoperde Romagnoli ve orta sahada Bennacer gibi oyuncuların yokluğu, ileride Z.Ibrahimovic’in olmayışı Milan’ın oyununu etkileyen önemli eksiklerdi. Theo Hernandez’in de son zamanlarındaki formsuzluğu, Milan için hücumda üretkenliği kısıtlayan bir diğer etken.
Ole Gunnar Solskjaer yukarıda anlattığımız oyuna paralel olarak top rakipteyken Milan orta sahası ile oyuncularını 1v1 eşleştirerek orta sahaların rahat top almasına izin vermedi ve pas kanallarını kapatmayı hedefledi. Stoperleri sürekli olarak uzun top atmaya teşvik eden bu baskı ile atılan hemen hemen tüm toplarda Manchester orta sahası topu kazanmayı bildi. Milan’ın temel tercih olarak benimsediği bu uzun toplardaki başarısızlık pas istatistiklerine de yansıdı.
Sahada daha çok üretmek daha çok oynamak isteyen bir Milan izledik fakat atakların sonuçlandırılması ve pas tercihlerinde yapılan yanlış seçimler Milan’ın skor üretmesinin önüne geçti. Orta saha kurgusunda Hakan dışında yaratıcı bir oyuncu olmaması bunun en büyük nedeni olarak görülebilir.
Manchester United ise alışık olduğumuz şekilde B.Fernandes’in ana istasyon olduğu direkt hücumlarla pozisyon aradı. Yukarıda Milan’ın etkili olamadığını belirtirken bu etkisiz oyunda Manchester ekibinin büyük bir rolü olduğundan bahsedemedik. Kağıt üstünde avantajlı olarak sahaya çıkan rakibine karşı daha etkili bir oyun oynaması beklenen Kırmızı Şeytanlar’ın özellikle hücum oyuncuları neredeyse hiç varlık gösteremedi.
Solskjaer’in oyununda en uçta ya da kanatta belirgin pivot özelliklerine sahip bir hücum oyuncusunun varlığı Manchester’ın oyununu farklı bir yöne çekebilir. Martial’in eksikliğinde M.Greenwood tam olarak istenileni veremiyor. Rashford – Pogba değişikliğinden sonra ileride daha etkili olan Manchester ekibi anlattığımızı destekler nitelikte bir oyun ortaya koydu. Pogba hem fizik gücü ile rakibe üstünlük kurdu hem de ileride topu tutarak arkadaşlarının hücumda çoğalmasını sağladı.
Aşağıdaki grafikle 45 dakika süre alan iki oyuncunun(Rashford-Pogba) performanslarına bir bakalım. Rashford’ın ne kadar etkisiz olduğunu ve Pogba’nın oyuna girdikten sonra ne kadar aktif bir oyun sergilediğini daha net görebiliriz.
Maç İstatistikleri
Kaleyi bulma ve gol beklentisi sayılarında iki ekibin sayıları birbirine yakındı. İlk devre daha etkili olan Milano ekibi, ikinci yarı aynı etkiyi gösteremedi. Özellikle yenilen golden sonra daha etkili olması beklenen Milan beklenilen performansı sergileyemedi.
Topla oynama oranlarında ikinci yarı Manchester United üstünlüğü göze çarpıyor. Pogba’nın oyunda etkin olması bunun en büyük nedenlerinden.
İki ekibin sık denediği pas kombinasyonları ise şöyle gerçekleşti;
Milan;
Manchester United;
Sonuç
Eski günlerini arayan iki ekibin Avrupa’nın iki numaralı kupasında karşı karşıya geldiği mücadelede seyir zevki yüksek bir karşılaşma izleyemedik. Orta sahada bolca top kayıpları ve az sayıda hücum varyasyonları gördüğümüz maçta izlediğimiz tek golde bir karambolden geldi.
Manchester ekibinin ilk maçın skoruna rağmen ortaya koyduğu edilgen oyun ileri hat oyuncularının varlık gösterememesi ile ilgili olabilir. Yukarıda Milan’ın hücum üretkenliğinin zayıflığından bahsederken ortaya koyduğumuz istatistiklerde Manchester’da Milan’a kıyasla çok fark yaratamadı.
Kötü bir form grafiğine sahip olan Milano ekibi bu maç ile de kötü gidişata dur diyemedi. Lig de de havlu atan Kırmızı Siyahlıların bu sezon için yarıştığı bir kulvar kalmadı denilebilir.
Kırmızı Şeytanlar ise kötü oyununa rağmen kazanmasını bildi ve toplamda 2-1’lik skorla tur atlayan taraf oldu. Çeyrek finalde İspanyol ekibi Granada ile eşleşen Manchester ekibi ilk maçı 8 Nisan’da deplasmanda oynayacak.