BÜYÜK ZAFERİN ANAHTARI ‘RAKİBİ TANIMAK‘

Bir yıl önce Bursaspor’un Şampiyonlar Ligi gruplarına katılan ilk Anadolu takımı olduğunda aldığı başarısız bazı sonuçların ardından Trabzonspor’dan da benzer sonuçları bekleyenler olmuştu. Ancak bu ön yargıyı bu zor grupta kırmak için ellerinden geleni yaptılar ve başardılar da.

Diego Milito ve Wesley Sneijder’li 1 yıl öncesinin Şampiyonlar Ligi şampiyonu Inter, Eden Hazard, Moussa Sow’lu son Fransa Ligue 1 şampiyonu Lille, her yıl gruplarda görmeye alıştığımız, Vagner Love, Doumbia, Ahmed Musa’lı hücum hattı ile CSKA Moskova’dan oluşan B grubu bazı gruplar kadar zorlu gözükmese de hiç de kolay değildi. Tarihinde ilk kez Şampiyonlar Ligi gruplarında mücadele edecek Trabzon’da tüm halk maçı bekliyordu. Gruptaki ilk rakip son şampiyon Inter’di. Hoş bir tesadüf olarak, karşılaştıkları ilk ve tek müsabaka 14 Eylül 1983’te Trabzon Hüseyin Avni Aker Stadı’ndaydı ve bu kez yine bir 14 Eylül günü Guiseppe Meazza Stadyumu’nda karşılaşacaklardı.

14 Eylül 2011’de Stadio Guiseppe Meazza’da sahaya çıkacak olan Trabzonspor’da büyük kozu, Burak Yılmaz UEFA Avrupa Ligi elemelerinde Athletic Bilbao ile oynanan müsabakada 7.dakikada gördüğü kırmızı kart cezası nedeniyle ilk 3 maç da oynayamayacaktı.  Ancak Trabzonspor kadrosunu başarılı hamleler ile güçlendirmişti. Polonya’nın genç yeteneklerinden Adrian Mierzejwski’yi Polonia Warsaw’dan yüksek bir bonservis olan  5.25 Milyon €’ya, tecrübeli Didier Zokora’yı 5 milyon €’ya Sevilla’dan, Olcan Adın, Marek Cech, Robert Vittek, Marek Sapara ve Halil Altıntop gibi tecrübeli transferler ile Ondrej Celutska, Paulo Henrique gibi sürpriz transferler ile kadrosunu güçlendirmişti. Milano’da 24.444 gibi düşük bir taraftar sayısı ile oynanacak maçın ilk 11’leri ve yedek oyuncuların düzeni şu şekildeydi.

Maçın ilk dakikalarından itibaren topu kendi sahasında rakip takımın ayağında kabul eden Trabzonspor defansif oyunda aşağıdaki görseldeki gibi 4-5-1 oynarken hızlı hücumlarla pozisyon arama felsefesiyle oyuna başlamıştı. Alanzinho’nun topu hızla alıp sürmesi, Colman’ın ara paslarıyla Henrique’yi defans arkasına kaçırmaya çalışıyorlardı ancak karşılarında Inter Cambiasso ve Zanetti orta sahasıyla sağlam bir görüntü veriyordu. Aynı zamanda Inter’de ise bir önceki sezon şampiyon olduğu kadro büyük çoğunlukla değişmişti. Teknik Direktör Rafa Benitez ve Leonardo ile biten sezon Gian Piero Gasperini ile başlamıştı ve şampiyonlar ligini kazandıkları Bayern Münih final karşılaşmasında sahada olan sadece 5 oyuncu Trabzonspor’a karşı ilk 11’deydi. Attığı goller ile kupayı getiren Diego Milito ise yedek bekliyordu. 4-3-1-2 düzeniyle sahaya çıkmışlardı.

İlk yarıdan farklı dakikalardan iki pozisyonda göründüğü gibi Trabzonspor’un oynadığı 4-5-1’in en temel özelliği pozisyonunu korumaktı. Birbirine yakın ve sert orta saha rakibi kendi yarı sahasının ortalarında karşılayacak ve Inter’in hücum oyuncularıyla olan bağlantıyı keseceklerdi.

Ancak ileride çoğalamamak Trabzonspor’un tüm maçın genelindeki en büyük problemiydi. Serbest vuruşlarda bile 3 oyuncuyla rakip ceza sahasına giden Şenol Güneş tamamen rakibin hata yapması için sabır göstererek sonuca gitmeyi hedefliyordu.

Çok pozisyonlu geçmeyen orta saha mücadelesi kıvamında giden maçta Tolga’nın 31-45.dakikalar arası 2 tane harika kurtarış yaptığı maçın ikinci yarısında yorulmaya başlayan yaş ortalaması yüksek rakibine karşı Trabzonspor biraz vitesi arttırıp daha çok adamla hücum etmeye başlamıştı, ikinci yarıda geçen senelerin en büyük kozu olan Diego Milito’yu oyuna alan Inter daha çok adamla Trabzonspor’un üstüne gelirken, Trabzonspor ise istediği oyun düzenini Inter’e benimsetmek de daha başarılı oluyordu ki öyle de oldu, dakikalar 76’yı gösterirken ilk kornerinde, 5 oyuncuyla rakip ceza sahasında gol ararken,

Halil Altıntop’un yakın mesafeden direkten dönen şutunu, zor pozisyonda alıp akıl dolu bir vuruşla ters direk dibini bulan Çek oyuncu Ondrej Celutska tarihi bir gol ile takımını Inter karşısında, deplasmanda 1-0 öne geçiriyordu.

“O” an

Golden sonra tüm hatlarıyla kendi yarı alanına çekilen bordo-mavili takım Inter’i üstüne çektikçe rakip yarı sahaya topu taşıyacak boş alanları buluyordu. Trabzonspor için, Marek Cech gibi deneyimli bir bek ile kapılan toplarla topu ileri taşıyarak zaman geçirmek kaçınılmaz bir oyun biçimiydi ve Marek Cech bunu kusursuz yapıyordu. Maç sonu istatistik tahtasına yansıyanlarda ise oyunun orta saha mücadelesinin boyutunu gözler önüne seriyor. İki tarafında, defansif oyunda orta sahada çok adamla rakibi bozmaya yönelik, hücumda ise defans arkasına atılan toplar ile tehlike yaratmak istediği oyun tarzlarında karşılıklı 14 e 15 faul sayıları ve ofsayt sayıları durumu özetler nitelikte.

Tolga Zengin ise maçın kuşkusuz kahramanıydı ki 6 kurtarış ile bunu istatistiklere yansıtmıştı. 6 kurtarış da neredeyse %100 pozisyonlardı. En net pozisyonlardan biri de 32.dakika da Zarate’nin çaprazdan yaptığı vuruşu direğin dibinden çıkarmasıydı. Tolga, öyle net kurtarışlar yaptı ve kalede güven verdi ki, Avrupa’nın büyük takımların radarına bile girdiği konuşuldu.

Maçın son düdüğü çaldığında 2010 yılının şampiyonunu sezonun ilk maçında mağlup eden Şenol Güneş ve oyuncuları çok büyük bir kutlamayı hak ediyordu. Böylesi önemli maçlarda, karşılaşacağın rakip üzerinde çalışmak, A’dan Z’ye analiz yapmak ve oyununu tanımak başarının temellerindendi. Hayatın her alanındaki, her başarıda olduğu gibi çalışmak ile gelen bu benzersiz başarının oyun içindeki açısı ise kontrollü oyundan ve çok efektif bir hücum hattı olmayan rakibi kendi sahanda kabul ederek, rakibi pozisyon bulamadıkça iştahlandırarak, rakip defans arkasına hızlı hücum yapmaktan geçti.

Maç için verilen en iyi anekdotlardan diğeri ise tarihinde ikinci kez Inter ile eşleşen bordo-mavili takım, rakibiyle ilk olarak 1983-84 sezonunda UEFA Kupası 1. turunda karşılaşmıştı.

Trabzon Hüseyin Avni Aker Stadı’nda 14 Eylül 1983’te yapılan ilk maçta rakibini 88. dakikada Tuncay Soyak’ın attığı golle 1-0 mağlup etmeyi başaran bordo-mavililer, 14 Eylül 2011’de bu kez Stadio Giuseppe Meazza’da Çek oyuncusu Celustka’nın 76. dakikada attığı golle aynı sonuca imza attı.