Doğum Tarihi: 09.08.1994 (22 yaşında)
Mevki: Sol Bek, Sol Kanat
Takımı: New York City
Ülkesi: Kosta Rika
Değeri: 475.000 €
Sözleşme Sonu: 31.12.2017
Profil
1994 yılında Costa Rica’nın Alajuela bölgesine bağlı 10.000 nüfusa sahip bir kasaba olan San Ramon da dünyaya gelen Ronald Alberto Matarrita Ulate, küçük yaşlardan itibaren bölgesel kulüplerde forma giymeye başladı. Eğitim hayatıyla birlikte yürüttüğü futbol hayatında geç yaşta profesyonel olmayı seçen Matarrita, amatör olarak oynamakta olduğu Alajuela bölgesinin en önemli takımı olan LD Alajuelense ile 2013 yılında, 19 yaşındayken imzaladığı ilk sözleşme ile profesyonel futbol hayatına giriş yaptı.
İlk senesinde çok fazla fırsat bulamasa da sezon sonlarına bulduğu ilk fırsatı çok iyi değerlendiren Matarrita, 10 maçta 3 asistlik performansa imza attı ve kısa sürede takımda yükseldi. Takip eden sezonda Kosta Rika liginde liginde 30 maça çıkan Matarrita, özellikle takımıyla birlikte yarı finale kadar yol aldığı CONCACAF maçlarında gösterdiği performans ile hem ülkesinde hem de kıtada adını duyurmayı başardı. Bu kupanın çeyrek finalinde DC United ve yarı finalinde Montreal takımlarına karşı gösterdiği performans ile adını MLS takımları arasında da duyurmayı başaran Matarrita, Ocak 2016 da Patrick Viera’nın isteği üzerine New York City’e transfer edildi. New York City formasıyla bu sezon MLS’te 25 maça çıkan Matarrita 1 gol atıp 2 de asist yaptı.
2010 yılından itibaren Kosta Rika U17, U20 ve U21 milli takımlarının da formasını giyen Matarrita, 2015 yılı itibariyle A milli takım formasını da giymeye başladı ve 2016 yılı itibariyle de bir başka tecrübeli MLS oyuncusu Waylon Francis’i kulübeye hapsetmeyi başardı. Şuana kadar 15 kez Kosta Rika A Milli takımında forma giyen Matarrita 1 de gol attı.
Kosta Rika’daki kulüp kariyerinde sık sık 3-5-2 ve varyasyonlarında kanat bek olarak forma giyen Matarrita, Amerika’ya transferinden sonra Patrick Viera’nın Avrupai dörtlü defansının sol beki olarak daha defansif bir şekilde görev almaya başladı. Kısa sürede komple bir sol kanat oyuncusuna dönüşmeyi başaran Matarrita; bu özelliği sayesinde savunmada dörtlü, hücumda üçlü defansa dönen yeni Kosta Rika sisteminin en önemli parçalarından biri haline gelmeyi başardı.
Güçlü Yönleri: (Çalışkan, Hırslı, Savunma presleri, Hücum Çıkışları)
Kosta Rikalı oyuncunun en bariz özelliğinin savunmada yaptığı şok presler olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle hücuma çıkarken kaptırılan toplarda hemen savunma koşuları yapması ve topa yaptığı preslerle topu geri kazanamazsa bile rakiplerin hücum şekillendirmesini etkileyen bir oyun yapısı var. Aynı şekilde kendi kaptırdığı toplarlada da geri kazanma mücadelelerinden hiç kaçınmayan ve kovalayan bir yapısı olduğunu da söyleyebiliriz. Bu sayede yüksek top çalma oranlarını da yakalayabiliyor. Öyle ki ilk sezonunu tamamlarken yakaladığı maç başına 3.8’lik top çalma istatistiği onu MLS’in bu konudaki en iyi ikinci oyuncusu konumuna taşıyor.
Fiziksel handikaplarını kapatmak için hızını ve çevikliğini kullanma yolunu seçen Matarrita’nın yakıtının hırsı olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle oynadığı takımların en çok mesafe kat eden ve en çok topla buluşan oyuncularının başında gelmesi onun sol kanatta sadece bek olarak değil, komple kanat oyuncusu olarak ne kadar başarılı olduğunu ortaya koyuyor. Öyle ki yine MLS’teki ilk yılında maç başına ortalama 85 kez topla buluşan Matarrita, bu topların servisinde %77’lik başarılı pas isabet oranıyla oynadı. Yine buluştuğu toplardan sadece maç başına ortalama 1.2’sini düzgün kontrol edemeyen Matarrita, ayağına gelen topu iyi değerlendirmeyi bilen bir oyuncu olarak karşımıza çıkıyor. Takım oyununa yatkın kişiliği ile genellikle ego dolu bencilce kararlar vermekten kaçınan ve kendi gibi takımınında topla oynamasını seven bir anlayışa sahip.
Matarrita’nın en temel hücum özelliklerinin başında ise açtığı kenar ortaları geliyor. Hücum çıkışlarını çok sık yapan Matarrita ileride çok fazla topla buluşabilen bir oyuncu olmasından dolayı çok fazla orta imkanı yakalıyor. Maç başına ortalama 3 orta kesmeyi başaran oyuncu, bu istatistik ile ligin en çok orta deneyen üç isminden biri olarak dikkat çekti.
Orta denemeyi çok seven yapısına paralel olarak uzun top kullanmayı da seven Matarrita, özellikle MLS’in son çeyreğinde bu özelliğiyle de ön plana çıktı. Sezon başında sıkça denese de çok başarılı olamadığı uzun toplarını daha dikkatli kullanmayı öğrenen Matarrita, bu sayede savunma arasına ve arkasına uzun kilit paslar atmaya başladı ve sezonun son 10 maçlık kısmında maç başına ortalama 2.5 kilit pas istatistiği de yakalayarak bu yönüyle takımının hücumlarında kilit rol oynamaya da başladı. Bu yönü ayrıca Matarrita’nın çalışarak kendini geliştirmeye açık bir yapısının olduğunu da ortaya koyuyor.
Zayıf Yanları: (Fiziksel Yapısı, Mental Eksiklik)
Matarrita her ne kadar 1.75 m’lik boyu ile standart bir bek boyuna sahip olsa da yetiştiği futbol alt yapısı ve profesyonelliği geç seçmesinin de etkisiyle zayıf bir fiziki yapıya sahip diyebiliriz. Kondisyon olarak 90 dakikalık maç çıkarma konusunda sıkıntıları olmasa da özellikle ikili mücadelelerde güçlü kanat ve forvet oyuncularına karşı zaman zaman sıkıntı yaşayabiliyor. Özellikle ülkemizdeki gibi sert futbolun oynandığı coğrafyalarda neler yapabileceği, ne kadar sürede adapte olabileceği halen soru işareti.
Hava toplarındaki yetersizliği ise onun fiziksel kullanım konusundaki en büyük sıkıntılarının başında geliyor. Öyle ki sezon genelinde maç başına ortalama 3.5 kere hava topuna yükselen Matarrita, bunların sadece %40’ında başarılı olabildi. Bu konudaki yetersizliği onu hem savunma hem de hücum duran toplarında etkisiz eleman yapıyor ve takımının bu organizasyonlarda bir kişi eksik kalmasına sebep olabiliyor.
Ayrıca yine kaliteli bir alt yapı eğitimi görmemiş olmasının da etkisiyle oyunun hem savunma tarafında hem de hücum tarafında özellikle konumlanma konusunda kilit kararları vermede çoğunlukla yanlış işler yapabiliyor. Özellikle savunmada yanlış konumlanmaları sebebiyle stoperlere ekstra yük yarattığı zamanların sıklığı da Avrupa’daki başarısını etkileyebilecek bir unsur olarak sıkıntı yaratabilir. Her ne kadar hırsı ve çalışkanlığı ile çoğunlukla bu handikapını kapatıp, yüksek top çalma istatistiklerine sahip olsa da önemli maçlarda yapacağı hatalar ile takımını geri dönülmesi zor durumlara sokup tabelalara adını yazdırabilir.
Benzediği Oyuncular: Gökhan Gönül, Caner Erkin
Bütün kanat bölgesinde etkili olması ve özellikle şok presler ile rakip hızlı hücumlarını bozması sebebiyle ülkemizdeki en yakın örneğinin Gökhan Gönül olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle kaptığı topları hızlı bir şekilde takım arkadaşlarıyla buluşturabiliyor olması ve gerektiğinde de geriden hücumlara katılıp sık sık açtığı ortalar ile ceza alanında ya da yakın bölgelerde tehdit yaratabiliyor olması da Gökhan Gönül ile benzediği diğer yönleri.
Savunma zaafiyetlerine rağmen hücumdaki ekstra katkısı, çok sık topla buluşması ve özellikle hücum bölgesine gönderdiği uzun top ve ortalar ile oynadığı her takımın ana hücum opsiyonlarından biri olmayı başaran Caner Erkin’e çok benzeyen bir oyun yapısı da bulunuyor. Akan oyunda savunma yerleşiminde mental sorunları olan ve fiziksel olarak da özellikle duran top savunmasında etkisiz kalan Matarrita, bunun aksine bulunduğu kanadın her santimetresinde hücuma yaptığı artı katkıları ile takımını her bölgede aniden pozisyona sokabiliyor.
Gelebileceği Takımlar: Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe, Başakşehir, Bursaspor, Trabzonspor
Matarrita geç profesyonel olmasına rağmen kariyerinde çok hızlı bir şekilde yükselmeyi başarmış ve sürekli kendini geliştiren bir oyuncu. Ülkemizde sol bek arayan her takıma önerilebileceği gibi Avrupa kupasına gitme potansiyeli olan geliştirmeci takımlarda kariyeri adına çok iyi işlere imza atabilir. Özellikle hızlı ve ani hücumlara çıkmayı seven takımlarda kendini ciddi rollerde bulabilir.
Üç büyükler gibi takımlarda direkt 11’e girmekte zorlanabilecek olsa da kendini ispatladığı takdirde formayı kapacaktır. Bu üç takımda da oynayan Caner Erkin’in ortaya koyduğu performansı birebir ortaya koyabilecek, hatta geçebilecek potansiyeli bulunuyor. Başakşehir, Trabzonspor gibi savunma zaaflarını sırtlayabilecek takımlarda ise hızlı ataklarda kanat hücumları ile takımına ekstra bir skor opsiyonu yaratabileceğinden direkt forma şansı bulup, kendini daha kolay geliştirecektir.
Eğitimli olması ve Amerika da çok kısa sürede “Avrupai” futbol oynayan ender takımlardan birinde adaptasyon sorunu yaşamadan forma giymeye başlaması ise onu bu konuda daha çok risk alınabilir statüsüne taşıyor. Özellikle Güney Amerikalı futbolcularda görülen coğrafi adaptasyon sorununu minimum ölçüde yaşayabilir.
Kontratı Ocak 2018 de bitecek olan Matarrita yükselen kariyerine Avrupa da devam etmek isteyebilir ve uygun bir maaş kontratı ile bu kıtaya getirtilebilir. Yükselen formuna rağmen oyuncu, en ağır şartlarda 1-1.5 milyon € civarında maksimum bir bonservis bedeliyle transfer edilebilir.