Temsilcimiz Fenerbahçe’nin UEFA Avrupa Ligi D grubundaki rakiplerinden Spartak Trnava’yı sizler için inceleyeceğiz.

 

Genel Bilgiler ve Önceki Yıllar

1923 yılında kurulan Spartak Trnava, uluslararası anlamda değerlendirilirse ülkenin en başarılı takımlarından birisi konumunda. Üzerinden uzun yıllar geçmesine rağmen eski ismiyle Avrupa Kupasında yarı final görmüş, bu aşamada Cruyff’lu Ajax’a elenmiş bir takım. 1969 yılındaki yarı finalden sonraki dönemde de ardışık 2 yıl iki çeyrek final oynadılar. Ülke içindeki en büyük başarıları ise geçen yıl tarihlerinde ilk defa ulaştıkları şampiyonluk.

Maçlarını ülkenin en büyük statlarından biri olan 19.200 kapasiteli “Štadión Antona Malatinského” stadında oynuyorlar, stat ismini kulübün en başarılı menajerinden alıyor.

Geçtiğimiz transfer döneminde takımın başına getirilen Radoslav Latal önderliğinde ligde oldukça kötü günler geçiren takım, 10 maçta yalnızca 8 puan toplayabildi, bu maçlarda 8 gol atıp 10 gol yedi. Sadece bu bilgilerden bile takımın gidişatı ve oyun anlayışını tahmin edebiliyoruz. Fenerbahçe maçı öncesi son lig maçında Slovakya liginin en prestijli derbisinde Slovan Bratislava karşısında alınan 2-1lik yenilgiyle ligde havlu atma noktasına geldiler. Avrupa arenasında ise Legia Warsaw’ı eledikten sonra Şampiyonlar Ligi 3.turunda Kızıl Yıldız’a elendiler ve D grubunda Fenerbahçe’nin rakiplerinden biri oldular. Grubun ilk maçında bir süprize imza atarak evlerinde Anderlecht’i 1-0 ile geçtiler.

Spartak Trnava’nın bu sezonki güncel kadrosu ise şu şekilde;

Kaleci     : Martin Chudy, Dobrivoj Rusov, Ivan Rehak

Savunma : Andrej Kadlec, Boris Godal, Matus Conka, Martin Toth, Ivan Hladik, Oliver Janso, Matej Oravec

Orta Saha: Jakub Rada, Chanturishvili, Erik Jirka, Erik Grendel, Anton Sloboda, Fabian Miesenböck, Lukas Luptak

Forvet      : Ali Ghorbani, Marek Bakos, Patryk Malecki, Filip Dangubic

 

Muhtemel Diziliş ve Kadro Analizi

Şampiyonlukla bitirilen geçtiğimiz sezon genelinde 4-2-3-1 dizilişini kullanan takım, kadroda pek çok değişiklik olmasına rağmen bu sezon da genel itibariyle bu formasyonu kullanmaya devam ediyor. Fenerbahçe ile oynanacak karşılaşmada da bu düzende onları görmemiz muhtemel.

Önceki sezon neredeyse tüm sezon kalesini kaptırmayan Vlasko’nun kirasının bitip, Slavia Prag’a dönmesiyle kaleci mevkisinde bir belirsizlik meydana geldi. Ligdeki son 5 maçta üst üste 2 maç forma giyen kaleci olmadı, bu da belirsizliği doğrular nitelikte. 6 Şampiyonlar ligi eleme mücadelesine ek olarak, grubun ilk maçı olan Anderlecht maçı da dahil toplamda 3 de Avrupa Ligi maçında kalesini koruyan Chudy’nin bu maçta kaleyi almasını bekliyorum.

Sağ bek pozisyonunda Andrej Kadlec’in görev alması kesin denilebilir. Kendi mevkisinin açık ara en iyi oyuncusu olmasının yanında takımdaki dikkat çekici oyunculardan biri. Ana görevi olan savunma rolünü hızıyla ve mücadeleci yönüyle iyi düzeyde yerine getirdiğini söyleyebiliriz. Bunun yanında hücuma verdiği destek takım için büyük önem taşıyor. Her ne kadar kontrollü bir Trnava takımının sahada olacağını tahmin etsek de Kadlec’i bir çok kez Fenerbahçe yarı sahasında göreceğiz. Sol bekte Anderlecht maçında sakatlanarak oyunu terk eden Conka’nın bu maça yetişme ihtimali zor gözüküyor. Slovan Bratislava ile oynanan son lig maçında 18’e bile alınmamıştı. Onun yerine asıl mevkisi stoper olan Oravec’in oynaması bekleniyor. Anderlecht maçındaki tek golün sahibi olan oyuncu iki ayağını da yeterli düzeyde kullanabiliyor, bu maçta ön libero olarak kullanıldığını da ayrıca hatırlatalım. Stoper kökenli olmasından kaynaklı çok düşük bir hücum desteği verebiliyor, ancak yaşının da verdiği dinamik yapısıyla sol bekte defansif açıdan verimli bir isim. Stoperlerde Toth-Hladik tandemini bekliyorum. Geçtiğimiz yıl kazanılan şampiyonlukta büyük pay sahibi olan ve yılın takımına seçilen Godal, son maçta 18 kişilik kadroda yer almayan isimlerden biriydi, bu maçta da oynamaması daha muhtemel. Beklediğimiz ikilinin oynaması durumunda hava toplarına hakim bir defans göbeği olacak, özellikle Hladik 1.95lik boy avantajıyla bu açıdan başarılı bir isim. İki oyuncunun da topla ilişkileri fena sayılmayacak seviyede. Dikine kat edebilen çabuk oyunculara karşı zayıflar, hız ve çeviklikle ilgili defolarını pozisyon bilgileri ve markaj yetenekleriyle törpülemek öncelikli oyun stilleri. Fenerbahçe’nin hücum hattı ve Trnava’nın 1 puan önceliği dolayısıyla da oldukça geriden kurulacak savunma hattı göz önüne alınırsa bu bölgede onlar için daha pozitif bir durum mevcut.

Defansın önündeki ikiliden birinin, sakatlığı dolayısıyla bir süredir takımdan ayrı kalmasının ardından hafta sonu oynanan Bratislava maçı ile ilk 11e dönen Gressak olmasını bekliyorum. Son birkaç yıldır Spartak Trnava ile çoğunluğu ön liberoda birçok maça çıkmasına rağmen ligde golü yok, tamamıyla savunma yönüyle ortaya çıkan bir isim. Mücadele gücü yüksek bir oyuncu, ancak son dönemdeki maç eksiği göz önüne alındığında bunu sahaya ne kadar yansıtabileceği soru işareti. Topu genellikle stoperlerden ilk alan isim o oluyor. Ön libero bölgesindeki partnerinin bir başka mücadele gücü yüksek oyuncu Rada olmasını bekliyorum. Şu an Gençlerbirliği’nde top koşturan Yasin Pehlivan’ın takımdan ayrılmasıyla Mlada Boleslav’dan bu transfer sezonunda kiralandı, Gressak’a göre ofansif katkı verebilen bir isim. Ancak Fenerbahçe karşısında zaten sınırlı olan hücum yeteneklerini göstermesi oldukça güç. Bu ikilinin önünde bu yaz transferinde alınan bir başka oyuncu Erik Grendel olacak. Takımın tartışmasız en yetenekli oyuncusu ve kilit isim konumunda. Fırsat buldukça kanatlara açılan, serbest sayılabilecek bir rolde oynuyor. Duran topları etkili kullanan bir oyuncu, Anderlecht maçındaki golde korneri kullanan isimdi. Genel 10 numara kanısının aksine ikili mücadeleye girmekten çekinmiyor, pozisyonları sonuna kadar zorluyor. Top rakipteyken de bölgesinin gerektirdiği kadar savunmaya yardımcı oluyor. Açıkçası hem defansif hem ofansif anlamda sahada her şeyi yapabilecek çok yönlü bir oyuncu.

Sağ açıkta, altyapısından yetiştiği Trnava’dan 750 bin Euro karşılığında Kızıl Yıldız’a transfer olan Erik Jirka’yı göreceğiz. 2019 itibariyle yeni takımıyla sözleşme imzalayacak Jirka, o döneme kadar Trnava’nın en önemli oyuncularından biri olarak kariyerine devam ediyor. Öyle ki ilk 11e adı ilk yazılan isimlerden, takımı adına skora katkı yapabilecek nadir isimlerden biri. 21 yaşındaki oyuncu kanatta görev yapsa da gole yakın olmayı seviyor,özellikle diğer kanattan yapılan ortalarda sıkça rakip ceza sahası dolaylarında onu görebiliyoruz. Fark yaratan özelliği şut kalitesi. Mesafe farketmeksizin çok iyi şutlar çıkarabiliyor, bitiriciliği çok iyi seviyede. Fiziğine rağmen savunma arkasına sürpriz koşular da yapmayı seven bir oyuncu. Trnava’da dikkat edilmesi gereken ilk isimlerden. Sol kanatta Gürcü oyuncu Chanturishvili’nin oynaması bekleniyor. Çabukluğuyla birebirde kolayca rakip eksiltebiliyor. Bekine fazlasıyla yardımcı olan bir oyuncu, bu anlamda özellikle sol bekte Oravec’in oynaması durumunda bu rolü daha da üstlenecektir. En uçta herhangi bir sakatlık sorunu olmadıkça Ali Ghorbani oynayacaktır. Son lig maçında 18de yer almadı, bu maça saklanma durumu oldukça muhtemel. O da İran liginden Eylül başında geldi, ancak ilk izlenim itibariyle takımı adına fark yaratabilecek bir oyuncu görüntüsünde. 1.93lük boy avantajına sahip bu açıdan hava toplarına hakim. Sürekli gol arayan bir yapısı var, çok hareketli. 90 dakika sahada kaldığı tek maç olan DAC Streda maçında attığı 2 golle takımın gol sorununa çare olabilecek bir performans sergiledi. Ghorbani’nin sahada olmaması durumunda tek forvet konumunda Bakos oynayacak, ki bu Fenerbahçe adına çok iyi bir haber olur. 35 yaşındaki oyuncu geçtiğimiz yıllarda Plzen takımında bir çok gol atsa da artık yaşının da etkisiyle istediklerini yapmakta zorlanır konumda. Olağandışı bir durum olmadıkça en uçta kapalı kutu Ghorbani forma giyecektir.

 

Taktiksel Analiz

Hücum

Her şeyden önce ligde maç başına 1 gol dahi atamamış olmaları onların ofansif güçleri açısından bir fikir veriyor. Spartak Trnava takımı yaratıcı ve pas kalitesi yüksek oyunculardan kurulu bir takım değil. Dolayısıyla hücum planları da bu çerçevede şekillenmiş durumda. Daha çok Kadlec önderliğinde sağ kanattan olmakla birlikte genel anlamda kanatlardan yapılacak ortalarla gol arıyorlar. Bu ortalarda zaman zaman bek oyuncusun bile ceza sahasına koştuğunu görebiliyoruz. Kompakt oyun anlayışına sahipler, toplu hücum ediyorlar, böylece kısa zamanda rakip yarı sahada çoğalabiliyorlar. Bunu yaparken tercihleri direkt toplar oluyor, topu ayaklarında tutma ve bir set oyunu çabasında atak geliştirmiyorlar. Özellikle ilerde Ghorbani olursa bolca uzun top attıklarını göreceğiz, bu onların hücum stratejilerinden biri. Jirka’nın da ortalama üstü bir boya sahip olduğunu düşünürsek bu onlar için etkili olabilen bir oyun yapısı. Hava toplarında fiziki üstünlüklerini kullanmaya çalışacaklardır. Stoperde Skrtel olmadığı takdirde bu açıdan biraz eksik kalınabilir. Beklerin yardımıyla kanat akınları ve uzun top hücum stratejilerinin yanında dikkat edilmesi gereken diğer nokta da kaliteli 2 oyuncularını demarke vaziyette bırakmamak olmalı. Özellikle Jirka başta olmak üzere Erik Grendel’in bireysel yeteneklerini kullanmalarını engellemek önemli, bu oyuncular mümkün olduğunca yakın savunulmalı ve mümkün olduğunca yıpratıcı bir oyun sergilenmeli aksi takdirde rakip bölgede etkili olabilecek kaliteye sahipler.

Yukarıdaki görselde, bahsedilen toplu hücum örneklerinden birini görmekteyiz. 7 kişi ile 3.bölgede gol arayışındalar. 2 numaralı sağ bek Kadlec’in bile ceza sahasında top beklediğini görebiliyoruz, ön liberolar da ceza sahası yayına doğru hareketleniyorlar.

Bu görselde bu karenin hemen öncesinde Grendel tarafından orta sahadan gönderilen uzun topa hareketlenen Jirka’yı görüyoruz. Pozisyonun devamında Jirka’nın  kafa ile indirdiği topu iyi takip edip şık bitiren Ghorbani golü kaydediyor.

Defans

Spartak Trnava takımının hücumda kompakt hareket ettiğini söylemiştik, bu savunma kısmında daha yoğun şekilde geçerli. Top kaybedildikten sonra toplu halde topun arkasına geçen bir takım göreceğiz. Kale vuruşlarında rakip takımın kısa başlamasını önlemek amacıyla yapılan baskı dışında, rakip sahada presi tercih etmiyorlar. Bunun yerine geri çekilip, 2. bölgeye girilmesiyle birlikte yoğun bir presle rakiplerini karşılıyorlar. Bunu yaparken oldukça eforlu ve topa sert bir tavırda olduklarını belirtmek gerek. Savunma esnasında 4-4-2 halini aldıklarını görebiliyoruz, bu da onların sahaya daha iyi dağılmalarını sağlıyor. Rakip fizik güç ve kondsiyon açısından iyi seviyede, oyun anlayışları da bunu temel alıyor. Rakibin zayıf noktası savunma arkasına atılan toplar. Bu noktada yaratıcı oyuncuların mümkün olduğunca hızlı ve dikine oynamaları önemli. Hava toplarında etkili stoperler nedeniyle Fenerbahçe adına ortalar etkili bir hücum anlayışı olmaz. Stoperlerin ağır oluşları göz önüne alındığında, bunun yerine half-space hücumları daha net bir ifadeyle bek ile stoper arasına atılan toplarla gol aramak çok daha efektif bir yol olacaktır.

Yukarıdaki görselin kadrajında kaleci dışındaki 10 Trnavalı oyuncun da olduğunu görüyoruz. Kompakt bir oyun anlayışı sergilediklerini söylemiştik, orta alanda çok adamlı yoğun presle topu kazanıyorlar.

Yukarıdaki görselde Slovakya liginin en etkili oyuncularından biri olan Moha’nın, Trnava orta sahasının presini alt edip savunma arkasına Drazic’i kaçırmasını görüyoruz. Bu pozisyonun devamında Slovan Bratislava golü buluyor. Fenerbahçe’nin yoğun presten kurtulup topu 3.bölgeye yetenekleriyle sokan bir oyuncu kadrosuyla oynaması gerekiyor.

Bu görselde, bahsettiğimiz top rakipteyken sağlanan 4-4-2 dizilişini görüyoruz, sahaya dağılım açısından çok disiplinli oldukları net şekilde belli. Takım boyunun kısalıp, prese uygun bir zemin oluşmasıyla istedikleri defansif yapıyı sağlıyorlar.

 

Sonuç

Spartak Trnava oldukça kötü bir form grafiğine sahip, ligde hedefledikleri konumdan çok uzaklar. Her ne kadar Fenerbahçe de iyi bir durumda olmasa da, bu açıdan bu dönemde onlarla karşılaşmak bir avantaj. Bunun yanında Avrupa’da daha başarılı bir sezon başlangıcı yaptılar. Teknik direktör Latav’ın da dediği gibi hem ligdeki konumları itibariyle hem de Avrupa arenasındaki iyi başlangıcın getirdiği güven ile bu maça tam konsantrasyon ile çıkacakları kesin. Oyuncu kaliteleri kıyaslandığında güncel takım değerlerinden de kolayca anlaşılabileceği gibi – yaklaşık 10 katlık bir fark var – ibre net şekilde Fenerbahçe tarafında. İlk maçta Anderlecht’i devirmelerinin ardından, bu maçta deplasmanda olmaları önceliklerini beraberlik konumuna getirdi. Fenerbahçe’nin %60 dolaylarında topla oynayacağı, orta sahada bolca ikili mücadelelerin yaşanacağı bir maç olacaktır. Fizik güç ve kondisyon açısından ayakta kalmak bu maçın kilit noktası. Fenerbahçe’nin ilk maç özelinde saha faktörüyle coşkulu ama şuurlu oyunuyla maçı kazanması daha muhtemel sonuç olur.