Premier League’de yeni sezonun ilk Top 6 maçı için karşı karşıya gelen Tottenham ve Manchester City arasından gülen taraf Londra’lılar oldu. Maçın tek golünü atan Heung Min Son, maçın sonucunu belirleyerek takımına üç puanı getirmeyi başardı.
Tottenham ilk 11
Tottenham şablon olarak 4-2-3-1 şeklinde sahaya çıktı. Kağıt üzerinde oyuncuların yerleşimi yukarıdaki şekildeydi. On numara mevkisindeki Alli set savunması yapıldığı esnada çift pivotun yanına gelerek dizilişin 4-3-3’e dönmesini sağladı. Hojbjerg asli rol olarak savunmada görev alsa da Tottenham geçişlerinde rakip sahaya gelmeyi de ihmal etmedi. Moura kanatta olsa da Tottenham’ın topa sahip olduğu nadir bölümlerde merkezi bölgelere kat etti. Forvetlerin hepsinin asli rolü geçişlerde dikine hızlı çıkarak rakip sahada tehdit yaratmaktı.
Manchester City ilk 11
Konu Manchester City’e gelince tipik dizilişlerden bahsetmek çoğu zaman olduğu gibi manalı olmuyor. Buna karşın City kağıt üzerinde temel şablon olarak 4-3-3 şeklinde sahaya yayılmıştı. Orta sahadaki Grealish ve İlkay’ın half-space’lere ilerlemesi ve bekler Mendy ile Cancelo’nun orta sahadaki Fernandinho’nun yanına yaklaşmasıyla City oyunun büyük bölümünü 2-3-5 gibi oynadı.
Top Tottenham’dayken
Tottenham’ın topa sahip olduğu sekanslar çok nadir ve kısaydı. Hücum fırsatlarını çoğunlukla geçişlerden elde ettiler. City ise önde pres yaparken Grealish’in Torres’in yanına gelmesiyle 4-4-2 biçiminde rakibi baskılamayı denedi.
Görüldüğü üzere Tottenham oyuncuları çift pivot Hojbjerg ve Skipp’in de savunmaya yaklaşmasıyla 4-2-3-1 şeklinde oyun kurmakta. City ise ön hatta 4-4-2 biçiminde pres yapmakta. Sol City orta sahasındaki Fernandinho nispeten geride zira ekranda olmayan Alli daha yukarıda konumlanmış durumda.
City önde presini gösteren farklı bir kesit. Yine en ön uçtaki Grealish ve Torres stoperlerin Tottenham çift pivotuyla pas bağlantısını kesmekte. Fernandinho ise karenin kenarından görülebilen Alli’ye yakın durmakta.
Bu karede ise Fernandinho tamamen Alli ile oynamaya odaklanmış olduğundan ekranın dışında kalmış. City’nin pres şeması yine 4-4-2.
Tottenham’ın geçiş hücumlarından birinin başlangıcı. Burada Dias’ın pas hatası yapmasıyla top Tottenham’a geçiyor. Pozisyonu sezen Alli ise merkezdeki arkadaşlarının yanından hemen ayrılarak ileriye doğru hareketleniyor.
Top City’deyken
Tottenham topa sahip değilken savunma yapmakta Alli’nin Hojbjerg ve Skipp’in yanına gelmesiyle 4-3-3 dizilişini tercih etti. Bu şekilde neredeyse tüm maçı Tottenham yarı sahasında half-space’lerde geçiren Grealish ve İlkay’ı kontrol altında tutmayı hedeflediler.
City’nin topla oynadığı bölümlerde Guardiola geriden oyun kurulumunda iki farklı oyun şablonu kullandı. Kronolojik olarak bakıldığında kullanılan ilk şablonda Cancelo stoperler Dias ve Aké’nin yanına geldi, Mendy ise Fernandinho’nun yanına yaklaştı ve 3-2-5 gibi bir yapıyla oyun kurmaya çalıştılar. Fakat ilk yarının ortasına varmadan Guardiola bu taktikten vazgeçti zira Tottenham ileri üçlüsü önde pres yapmayı reddettiğinden orta sahada 2v3 kalan Fernandinho ve Mendy’e pas aktarmak imkansız hale geldi.
Bunun üzerine Guardiola maçın büyük bölümünde yukarıda çizilmiş olan oyun kurma şablonunu kullandı. Bu şablonun ilk şablondan farkı, Cancelo’nun stoperlerin yanına değil, aynı Mendy gibi Fernandinho’nun yanına geliyor olması. Bu şekilde City topa sahipken 2-3-5 gibi dizildi. Böylece City için orta sahaya top aktarmak ve pas yapmak mümkün oldu.
Görüldüğü üzere, Tottenham 4-3-3 biçiminde sahaya yayılmış durumda. Topsuz oyunda agresif pres yapmadılar. Tottenham ileri üçlüsü stoperlere basmak yerine orta saha ile savunma arasındaki pas bağlantısını kesmeye odaklandı.
Bu karede Alli’nin bu şekilde ileride konumlanmasının ana sebebi, yanında durduğu İlkay’ın bu kadar derine gelmiş olması. Maçın normal seyrinde İlkay bu kadar derine gelmedi, aksine maç süresinin çok büyük kısmını rakip sahada, Tottenham bek ve stoperlerinin arasındaki half-space’te konumlanarak geçirdi. Nitekim Santo’nun savunma yaparken üçlü bir orta saha tercih etme sebebi de City’nin ileri uçta oluşturduğu beşli hattın merkezi unsurlarının pas kanalları kırılarak pasifize edilebilmesini mümkün kılmaktı.
City’nin maça başladığı topla oynarlarken kullandıkları ilk diziliş yukarıdaki şekildeydi. Görüldüğü üzere Cancelo derine stoperlere yaklaşırıken, Mendy bunun tam tersine Fernandinho’nun yanına çıktı. Buna karşın yine görselden fark edileceği üzere, Fernandinho orta sahada inanılmaz bir sayı dezavantajı deneyimledi ve City için geriden oyun kurmak adeta çile haline geldi.
Bunun üzerine Guardiola, yaklaşımını değiştirip risk dozajını arttırarak iki beki de orta saha gibi oynatmaya karar verdi. Yaklaşık olarak 15.dakikaya doğru, Mendy de Cancelo da Fernandinho ile aynı hatta oynamaya başladı ve bu vesileyle City 2-3-5’e dönmüş oldu.
Buna karşın 2-3-5’e dönmekle alınan risk Tottenham’ın geçiş oyunlarında kendisini belli etti. City, 2-3-5 şeklinde oynadığında takım tamamen rakip sahaya yerleşmekteydi. Buna karşın Tottenham’ın atletik ileri üçlüsü sürekli geçişe hazır biçimde yukarıda beklediğinden, City stoperleri biraz daha derinde beklemeye mecbur kaldı. City, rakip sahada top kaybettiğinde özellikle Fernandinho’nun olması gereken bölge oyuncunun ilerlemiş yaşı ve düşüşte olan atletik kapasitesi sebebiyle boş kaldı. Oluşan boşluk yukarıdaki görselde mavi taralı alan tarafından temsil edilmekte. Tottenham, bu şekilde sık sık tehlikeli kontra fırsatları elde etmeyi başardı.
City’nin rakip sahadaki hücum kombinasyonları ise çoğunlukla İlkay ve Grealish’in half-space koşuları ve Mahrez ve Sterling ile yaptıkları yer değişimleri üzerinden kurulmuştu. Burada Grealish’in arası açılmış olan Tottenham beki ve stoperinin bıraktığı boşluğa doğru hareketlendiği görülmekte.
Burada ise Sterling merkezdeyken, merkez oyuncusu İlkay sol açığa geçmiş durumda. Bu şekilde Tottenham oyuncularının savunma kabiliyeti ciddi bir mental testten geçirilmiş oldu.
City’nin esnek hücum varyasyonlarından bir tanesi daha burada görülebilir. Bu kez Grealish’in derine inmesiyle açılan boşluğa Sterling girmiş durumda, Sterling’in açıkta bıraktığı bölgeyi ise Mendy dolduruyor. City’liler Tottenham oyuncularını savunma yaparlarken sürekli yer değiştirmeye zorlayarak mecburen bıraktıkları anlık boşlukları değerlendirerek üretken olmaya çalıştı.
Bir diğer City hücum varyasyonunu daha burada görmek mümkün. Burada Sterling ve Grealish’in eşzamanlı hareket ediyor olması, Tanganga ile Sanchez arasında oluşan anlık boşluğun değerlendirilebilmesini sağladı. Pozisyonun başında Tanganga Sterling ile birlikte hareket etmekte, Grealish ise daha merkezi bir bölgede Hojbjerg ve Sanchez arasında durmakta. Grealish’in kanada doğru hareketlenmesiyle, kendisini takip etmekte olan Sanchez geri pozisyonuna dönmek istiyor, tam bu anda da Sterling Grealish’in geldiği bölgeye doğru hareketleniyor. Tanganga ise Sterling’i takip edemiyor, zira bu noktada Grealish Sterling’in yerine gelmiş olduğundan onu tutmaya mecbur kalıyor. Tanganga hareket edemediğinden ve Sanchez de pozisyonuna geri döndüğünden half-space’te bir boşluk açılıyor ve Sterling buraya hareketleniyor.
Sonuç
Guardiola’nın City’si, her zamanki gibi yine taktiksel bir şölen sundu izleyicilere, buna karşın Santo da takımın başındaki ilk maçında dersini iyi çalıştığını ve bu kategoride ne kadar potansiyel sahibi bir antrenör olduğunu gösterdi. City’nin oynadığı oyunun taktiksel boyutu her ne kadar hala marjinal gibi dursa da, sezonun ilk maçında rakibin bu taktiğe böyle iyi önlem alabilmesi ve zayıf noktalarını kullanabilmesi belki de Guardiola için yeni bir şeyler üretme zamanının geldiğini gösteriyor olabilir.