Abdullah Avcı takımın başına geçtiğinden beri inanılmaz bir form yakalayan Trabzonspor, evinde sezonun en kritik maçlarından birine çıkan Fenerbahçe’yi ağırladı. Pelkas’ın ceza sahası dışından attığı nefis jeneriklik gol ile üç puan ile sahadan ayrılan taraf Fenerbahçe oldu.
Dizilişler ve oyun planları
Trabzonspor’un temel oyun şablonu ve maça başladığı kadro bu şekildeydi. Berat sık sık derine indi, Bakasetas özellikle topsuz oyunda Djaniny’nin yanında konumlandı. Flavio ise Berat’a kıyasla nispeten daha ileride konumlandı, fakat yine de ofansif aksiyonlarda belirgin bir katkı sunmadı. Nwakaeme, Trabzonspor hücumlarının ana ayaklarındandı.
Fenerbahçe tarafında da kağıt üzerindeki diziliş Trabzonspor’unki gibi 4-2-3-1 şeklinde görünüyordu. Yine benzer biçimde topsuz oyunda Mesut’un Thiam’ın yanına gelmesiyle 4-4-2 şeklinde dizildiler. Sosa defansif bir rolde oynayıp bolca savunma katkısı sağladı, bunun yanı sıra sık sık derine inerek oyun kurulumunda da stoperlerine yardımcı oldu. Szalai, stoper çıkışlı bir oyuncu olmasına karşın sürekli bindirme yaptı ve kendisini rakip sahada gösterdi. Pelkas’ı ise merkezi bölgelere kat ederken gördük.
Oyuncuların sahadaki ortalama dizilişleri yukarıdaki görselde olduğu gibiydi. Trabzonspor tarafında beklerin nispeten pasif kaldığını ve kendi sahalarının dışına pek çıkmadıklarını görüyoruz. Bunun yanında en çok dikkat çeken noktalardan birisi de Berat’ın ne kadar derinde konumlandığı. Berat’ın bu kadar gömülmesi, Trabzonspor’a savunmada boşluk doldururken avantaj sağlamış olmasına karşın takım hücumunun önemli ölçüde zayıflamasına neden oldu.
Fenerbahçe’deki ortalama pozisyonlar ise çok ilginç, zira ileride adeta yedili bir hat oluşmuş. Bekler Szalai ve Gökhan rakip sahada tamamlamış maçı. Bunun yanı sıra yukarıda değinildiği üzere, Pelkas da nispeten merkezi bir saha kesitinde tamamlamış maçı. Tabii ki bunda Mesut’un oyundan çıkmasının ardından kendisinin merkeze geçmesinin de etkisi var. Mesut ve Thiam, adeta cetvelle çizilmişçesine yan yana bitirmiş maçı. Mesut ve Thiam’ın forvet oynamalarına karşın, maçı bu rolden beklenene kıyasla nispeten derinde bitirdiği göze çarpıyor. Bu aslında negatif bir durum olmaktan ziyade, bu iki oyuncunun takımın gerisinden izole kalmamasını ve rakip sahada kolektif bir oyun oynanabilmesini mümkün kıldı Fenerbahçe için.
İki takım da pres yaparken rakip sahada basma yoluna gitti. Buna karşın Fenerbahçe’nin presi, Trabzonspor’un presine nazaran çok daha başarılı oldu. Özellikle ilk yarı verilerine bakıldığında, Fenerbahçe’nin yaptığı presin, Trabzonspor presine kıyasla çok daha başarılı olduğu görülüyor.
Yukarıdaki görselde, iki takımın da denk topla oynamaya sahip biçimde maçı tamamladığı görülüyor. Buna karşın grafiğin sağ taraftaki parçasından anlaşılacağı üzere, Fenerbahçe Trabzonspor’un birinci bölgesinde, Trabzonspor’un Fenerbahçe birinci bölgesinde oynadığından %20 daha fazla topla oynamış. Oysa soldaki grafiğin alt bölümünde Trabzonspor’un Fenerbahçe’den daha fazla Fenerbahçe çeyreğine giriş yaptığı görülmekte. Buradan, Fenerbahçe’nin rakip sahaya topla girdiği dönemlerde rakibine kıyasla topla ne yapacağını daha iyi bildiği çıkarımı yapılabilir.
Fenerbahçe’nin şutlar bakımından özellikle ilk yarıda Trabzonspor’dan çok daha etkili ve tehlikeli bir performans sergilediği anlaşılmakta. Buna karşın Trabzonspor’un maç boyunca çektiği şutların neredeyse yarısının son 15 dakikalık bölümde geldiğini belirtmek gerekmekte. Gol beklentisi oranları birbirine yakın olmasına rağmen, Trabzonspor’un bu alanda Fenerbahçe’ye kıyasla %10’a yakın bir üstünlüğü var.
Beklendiği üzere, Trabzonspor’un ataklarının büyük kısmı Nwakaeme’nin olduğu sol kanattan gelişmiş. Buna karşın en büyük verimi merkezden geliştirdikleri ataklarda almışlar. Fenerbahçe’de ise buna tezat oluşturacak biçimde sağ kanat ağırlıklı bir hücum portföyü oluşmuş. Bunda özellikle Osayi-Samuel’in dikine penetere edici koşuları önemli rol oynadı.
Top Trabzonspor’dayken
Top Trabzonspor’dayken, takım iki farklı oyun kurulumu şeması gösterdi. Bu şemalardan ilki yukarıdaki görselde görüldüğü şekildeydi. Berat derine inerek stoperlere yaklaştı, fakat aralarına girip üçlü görüntüyü vermedi. Berat’ın boşalttığı yere Bakasetas indi ve merkezde üçlü bir yapı oluştu. Trabzonspor bu şekilde oyun kuracağı zaman Mesut ve Thiam, Berat’ın iki yanına geçerek merkezi pas kanallarını tıkamış oldular. Berat’ı çoğu zaman Mesut’un tuttuğunu gördük. Merkezdeki diğer iki Trabzonspor oyuncusu Flavio ve Bakasetas’ı tutma görevi ise Sosa ile Mert Hakan’a düştü. Top ileriye geldiğinde ise, Fenerbahçe Nwakaeme’yi tutarken sağ çeyrekteki üç oyuncusu Sosa-Serdar-Gökhan ile rakibi bir üçgen içerisine hapsetmeye çalıştılar. Nwakaeme dribbling denemesi yaptığı zamanlarda bu üçlü hep beraber oyuncuya pres uygulayarak istediğini yapmasına engel olmaya çalıştılar.
Yukarıda anlatılan oyun şemasının uygulandığı bir görsel. Berat’ın derine gelmesiyle, Berat-Bakasetas-Flavio üçlüsü belirgin biçimde görülüyor.
Trabzonspor’un ikinci oyun kurulumu şemasında ise, Berat stoperlerin arasına ya da yanına girerek savunma hattını üçledi. Bu planda bekler ilkine göre nispeten daha ileride konumlandı. Berat’ın derine inmesiyle Trabzonspor Fenerbahçe’nin yukarıda kurduğu pres hattını bir nebze alçaltmayı başarsa da, bu kez de ileriye topu pasla aktarma konusunda aksaklıklar oluştuğundan topu uzun vurmak zorunda kaldıkları anlar oldu. Her ne kadar Trabzonspor yukarıdaki şekillerde oyun kurmuş olsa da, topun Uğurcan’da olduğu anların önemli bir kısmında topu uzun vurduklarını da eklemek gerek.
Yukarıda anlatıldığı gibi, Berat Flavio’nun yanından derine gelerek stoperlerin yanına iniyor. Bu durumda Fenerbahçe ilk durumdakine kıyasla daha geride olsa da, orta sahadaki sayısal Fenerbahçe üstünlüğü çok net biçimde görülmekte.
Top Trabzonspor’dayken Fenerbahçe’nin 4-4-2 pres şeklinin net biçimde görülebildiği bir kesit. Tüm kısa pas opsiyonlarının kapatılmış olmasından dolayı Hugo, uzun vurmak zorunda kalıyor.
Trabzonspor’un hücum ettiği bölümlerde iyi uyguladığı şeylerden birisi de daralmış ve kaymış Fenerbahçe savunmasının ters kanatta verdiği boşlukların değerlendirilmesiydi. Burada, daha tam oturmamış Fenerbahçe savunması topun olduğu sol kanada doğru kaymış vaziyette, savunma hattının en sağındaki Gökhan ise Nwakaeme’yi tutmuyor. Top ayağında olan Ekuban, topu kırmızı çizgiyle gösterilen rotada Nwakaeme’ye aktarıyor.
Adeta yukarıda anlatılan pozisyonun bir diğer kopyası, yine ortayı açan Ekuban.
Maçın başından Fenerbahçe’nin çok iyi alan daraltma yaptığı bir kesit. Burada Fenerbahçe, sekiz oyuncu ile alan daraltarak tüm Trabzonspor takımını belirli bir alana hapsetmek suretiyle kontrol ediyor.
Fenerbahçe’nin ileri uç presinin uygulamada olduğu bir maç kesiti. Top bek Serkan’a gelince Thiam ve Pelkas o bölgeye doğru baskı uyguluyor. Progresif pas opsiyonlarının kapatılması adına Osayi-Samuel, Mesut ve Mert Hakan da ileriye çıkarak birebir markaj yapıyorlar.
İlk yarının son bölümünde Trabzonspor, Fenerbahçe’yi geçişte 4v4 yakaladı ve önemli bir tehlike yaratma fırsatı elde etti. Bakasetas ve Ekuban ikilisi stoper-bek arasına koşarak half-space’lere yönelmiş durumda. Nwakaeme burada etkili bir pas çıkartmayı başaramadı.
Trabzonspor’un pas en fazla pas yapan oyuncularının -Serkan’ın da çok fazla ileriye çıkmadığını kabul edersek- hepsi maçı Trabzonspor sahasında tamamlamış. Bu; Trabzonspor’un maçın son bölümü hariç Fenerbahçe sahasında topla etkin olamamasının hem sebebi, hem de sonucu olarak değerlendirilebilir.
Top Fenerbahçe’deyken
Tıpkı rakip gibi, Fenerbahçe de geriden oyun kurduğu dönemlerde iki farklı şablon uyguladı. Bu şablonda, Sosa derine inerek stoperlere merkezi bir ekstra pas opsiyonu sağlıyor. Sosa’nın derine gelmesiyle beraber Mesut da geriye gelerek, Sosa’nın boşalttığı yeri dolduruyor. Bu şekilde, aynı yukarıda anlatılan Trabzonspor’un ilk oyun kurulum şeması gibi, Fenerbahçe merkezinde üçlü benzeri bir yapı oluşuyor.
Yukarıda anlatılan şablonun uygulandığı bir kesit. Sosa ve Mesut okların gösterdiği şekilde hareket ediyor. Mesut’un bu kadar derine inişi, kendisini maç esnasında sıklıkla birebir tutan Berat’ı rakibini tutmaya devam ederek pozisyonunu terk etme ile pozisyonunda kalarak rakibini boşta bırakmak arasında tercih yapmaya zorluyor.
Fenerbahçe’nin diğer oyun kurma şablonunda ise, Sosa’nın yanı sıra Gökhan’ın da derine inmesiyle üçlü bir savunma hattı görüntüsü oluşuyor. Mesut’un derine inmemesi, kendisini Trabzonspor yarı sahasında bulunduğu bölümlerde adam adama tutmakla görevli olan Berat’ın da yukarıya çıkamamasına sebep oluyor ve bu şekilde Trabzonspor’un yukarıda pres yapan angajman hattı bozuluyor.
Yukarıda açıklanan şablonun sahada uygulandığı bir kesit. Görüldüğü üzere, Gökhan ve Sosa’nın ok yönünde yer değiştirmesi neticesinde Fenerbahçe’nin topla oynayabileceği geniş bir alan oluşuyor.
Abdullah Avcı, Sosa’nın oyun kurulumundaki etkinliğini azaltabilmek adına Berat-Bakasetas-Nwakaeme’nin Sosa’yı değişimli savunduğu bir sistem oluşturarak önlem almış. Burada Bakasetas, ileride stopere baskıya giden Djaniny’e destek olmak için ileriye çıkıyor, bunun üzerine Sosa’yı tutmak Nwakaeme’ye kalıyor. En sağda boşta olan Gökhan’ı tutmak için Nwakaeme’nin de ileriye çıkması gerektiğinden, bu kez Sosa’yı tutmak için Berat ileriye çıkıyor.
Trabzonspor’un topsuz oyunda dizildiği şekil, aynı Fenerbahçe gibi on numaranın da santraforun yanına geçmesiyle oluşan bir 4-4-2.
Erol Bulut, hücum yaklaşımı olarak sezondaki çoğu maçta tercih ettiğinin aksine topu açığa yönlendirip orta açmak yerine, half-space’lere atılan koşular suretiyle oluşan underlap’leri kullanma yoluna gitti bu maçta. Bu pozisyon esnasında Osayi-Samuel saydam olduğu noktadan başlayarak, pozisyonun devamında topun Gökhan’a gelmesiyle stoper-bek arası koşusu atıp half-space’i işgal ediyor.
Yukarıdaki yaklaşımı en fazla benimsemiş olan ve sahada da en sık forse eden oyuncu muhtemelen Pelkas oldu. Rakip bloklar arasında konumlanmış Mesut ve Pelkas ikilisinden Pelkas okun çizili olduğu yönde bir stoper-bek arası koşusu atarak underlap deniyor.
Bu kez, stoper-bek arası koşusunu atarak half-space’e giriş yapan Mesut. Bu underlap sonucu Szalai’nin isabetli bir pas yollamasıyla beraber rakip ceza sahasına topla giriş yapıyor Fenerbahçe.
Yine Pelkas, taç atışı sonrası ani bir koşuyla half-space’e giriş yapıyor. Fenerbahçe bunu özellikle Serkan’ın bulunduğu sol kanatta daha sık yapma fırsatı elde etti.
Maçın son bölümlerine yaklaşırken yine sol kanattan gelişen bir Fenerbahçe underlap’i. Bu kez aktörler oyuna sonradan giren Valencia ve Samatta.
Bu, Fenerbahçe’nin özellikle organizasyon bakımından en önemli hücumlarından birisi olabilir maç boyunca yaptığı. Pozisyonun başlangıcında, kırmızı daire içerisindeki Osayi-Samuel, rakibini arkasına takarak ceza sahasının içerisine doğru koşuyor. Bu vesileyle açılan boşluğa Pelkas giriyor ve onu gören Valencia da isabetli bir ortayla arkadaşını topla buluşturuyor. Bu pozisyon her ne kadar golle sonuçlanmamış olsa da, Fenerbahçe’nin farklı hücum şablonlarından oluşan bir repertuvar inşa etmeye başladığını işaret ediyor.
Fenerbahçe’nin en sık pas yapan ikililerini gösteren bu grafikte özellikle sol tarafta akıcı bir pas kanalı kurulduğu görülmekte. Özellikle çok iyi bir maç çıkaran Szalai’nin, iki farklı pas kombinasyonunda yer alması, oyuncunun takımdaki önemine işaret eden bir başka veri olarak değerlendirilebilir. Bunu yanı sıra, sezon başladığından beri Fenerbahçe’de en fazla eleştiri toplayan isimlerden ikisi olan Sosa ve Mert Hakan’ın da en fazla pas yapan beş ikili arasına girmiş olması da anlam taşıyan bir anekdot.
Sonuç
Her ne kadar Trabzonspor mağlup ayrılsa da, özellikle gol beklentileri de göz önünde bulundurulduğunda bu maçın başka bir gün farklı sonuçlanabileceğini düşünmek garip olmaz. Abdullah Avcı’nın inanılmaz serisi sona erse de, Trabzonspor adına sonucu bağımsız tutarsak kötü bir maç olmadı. Fenerbahçe adına ise, liderlik yarışındaki iddianın sürdürülmesi ve üç puanın etkili bir oyun sonucunda elde edilmiş olması camia için sevindirici ve cesaretlendirici oldu.