Doğum Tarihi: 3 Ekim 1998 (21 yaşında)
Mevki: Santrfor
Takımı: New York City
Ülkesi: Arjantin
Değeri: 600.000 €
Boy: 1.79 m
Tercih Ettiği Ayak: Sağ
Profil
Arjantin’in Mendoza şehrinde 3 Ekim 1998’de doğan Valentin Mariano Castellanos Gimenez, kariyerine Şili ekibi Universidad de Chile’de 2016 yılında başladı. Bu kulübün B takımında oynayan Castellanos, 2017 yılının Temmuz ayında Uruguay ekibi Torque’ye kiralandı. Takımıyla 19 maça çıkan genç oyuncu 3 de gol atarak Torque’nin bir üst lige çıkmasına yardımcı oldu. Kariyerine kanat oyuncusu ve on numara olarak başlasa da en verimli olduğu mevkinin santrfor olduğu anlaşıldı ve burada tercih edilmeye başlandı. Haziran ayının En İyi Genç Oyuncusu Ödülünü alarak kendini yavaş yavaş göstermeye başladı. Torque’de bu oyuncuyu kaçırmak istememiş olmalı ki kiralık geçen 1 yılın ardından 154 bin € karşılığında oyuncunun bonservisini aldı. 1 Temmuz 2018’de Torque’ye imza atan Castellanos, aynı ayın 27’sinde ise MLS ekiplerinden New York City’e kiralandı. Yeni takımında sakatlık ve uyum sorunları yaşasa da Aralık ayına kadar toplam 10 maça çıktı. 2019 Ocak’ta New York City oyuncunun bonservisini aldı. Takımıyla bu sezon 33 maça çıkan Castellanos 11 gol 8 asistlik bir katkı sağladı. Özellikle çalışkanlığı ve maçı hiç bırakmamasıyla taraftarın sevgilisi oldu. Bu dikkat çekici performansıyla Arjantin U-23 takımının aday kadrosuna da ilk kez çağrılmayı başardı.
New York City’de genel olarak 4-3-3 dizilişinin santrfor mevkisinde oynarken zaman zaman sol forvet olarak da görev yapıyor. Hücumun her noktasında olmaya çalıştığı için hangi mevkide oynadığı pek önemli değil. Çünkü santrfor oynarsa kanatlara açılıp top almayı seviyor. Kanatta oynadığında da koşularıyla santrfora yakın görüntüler çizebiliyor. Ancak santrfor pozisyonunda en yüksek verimi veriyor. Takımın zaman zaman kullandığı 4-1-4-1 dizilişinde de tek forvet olarak kullanılabiliyor.
Güçlü Yönleri (Çalışkanlık, Hırslılık, Çeviklik, Pres Yapma, Araya Kaçma)
Çalışkanlık: Castellanos’un kötü veya iyi oynaması farketmeksizin en çok dikkat çeken özelliği çalışkanlığı. Hiçbir şekilde yorulmayan ve sadece hücumun her noktasında değil yeri geldiğinde kendi yarı alanına da gelip katkı vermeye çalışan bir oyuncu. Maçta 90 dakika oynasa bile sanki oyuna sonradan girmiş de bu enerjiyle oynuyor izlenimi yaratıyor.
Hırslılık: Genel olarak aşırı agresif ve çok hırslı görüntü çizmiyor ancak maç içinde her noktaya koşular yapıp, faule maruz kaldığında dahi kendini yere bırakmadan ilerlemeye çalışıyor; maçta gol veya goller atmış olsa bile her zaman denemeye devam ediyor. Kendisinin skora katkı yaptığı maçlarda dahi oyuna ve skora yönelik açlığını New York City maçlarından örneklemek mümkün. Buna karşın, bu hırsı ve istekliliği bazen bencilce davranıp pozisyon harcamasına da sebep olabiliyor.
Çeviklik: Çevik yapısı sayesinde maç başına denediği ortalama 4 dribbling ile öne çıkan bir performans sergiliyor. Rakipleriyle birebir kaldığı durumlarda, çok güçlü veya çalım yeteneği çok gelişmiş bir oyuncu olmamasına rağmen yaklaşık % 50 başarıyla rakiplerinden kurtulmayı başarıyor. Topla hızlandığında da bu sayede dengesini koruyabiliyor.
Pres Yapma: Eğer rakip, savunmadan kısa pasla çıkmayı amaçlayan bir oyun stili benimsemişse, Castellanos rakibe zorluk çıkaracak oyuncuların başında gelecektir. Ters gelen ve rakip savunmacıların çekindiği bir pres tarzı var. 4 kişilik bir savunma hattı kendi arasında paslaşırken bile her oyuncuya koşup rahatsız ediyor. Maçın her anı bitmeyen enerjisiyle defans hattını pas hatasına zorluyor ve oyun konsantrasyonlarını test ediyor. Bir forvet olarak maç başına ortalama 1 top çalmayla oynaması bu hücum preslerin zaman zaman işe yarayarak pozisyona dönüştüğünü gösteren nitelikte.
Araya Kaçma: Bir hücum oyuncusu olarak savunmaya yaptığı katkılara ek olarak asıl mevkisinde onu öne çıkaran özelliklerin başında rakip defans arkasına yaptığı koşular yer alıyor. Rakip defans hattını ilerde kuruyorsa Castellanos o maçın tehdit yaratan ismine dönüşebiliyor. Öne geçilen maçlarda da çok işe yarayan bu özellik, isabetli uzun top atmayı başaran bir oyuncusu bulunan takımlarda etkili olacaktır. Bitiricilik yönünde gelişimini sürdürür ve geliştirirse bu koşulardan elde edeceği sonuç artacaktır.
Zayıf Yanları (Tecrübe, Güç, Kafa Topları)
Tecrübe: Henüz 20 yaşında bir oyuncu olduğu için tecrübe eksikliği olduğunu söylemek yanlış olmaz. New York City’de ilk 11’in vazgeçilmez ismi olması maç tecrübesi açısından oldukça olumlu olsa da bu zamana dek futbol oynadığı ülkelerin Şili, Uruguay, Amerika olması ve uluslararası bir turnuva tecrübesinin olmaması, Avrupa’ya gelirse aynı verimi sağlayabilir mi sorusunu akıllara getiriyor.
Güç: İnce yapılı bir fiziği olmasından ötürü kuvvetli olma noktasında zorlanıyor. Bunun sonucu olarak bazı maçlarda güçlü defans oyuncuları arasında ezilebiliyor. Fizik gücü yüksek takımlara karşı biraz daha zorlandığını söyleyebiliriz. Girdiği ikili mücadelelerin yalnızca yüzde 36’inden başarıyla ayrılıyor. İtalya, İngiltere, Türkiye gibi fiziksel mücadelenin ve temasların fazlasıyla yaşandığı ülkelerde zaman zaman zorluk yaşayabilir.
Kafa Topları: Hem kanat forvet olarak hem de santrafor olarak oynadığında oyun tarzı nedeniyle hava toplarında sık sık yer alıyor. Buna karşın bu alanda sıçrama özelliğinin de zayıf olmasından ötürü yeterince iyi değil. Fiziksel olarak da rakipleriyle girdiği kafa topu mücadelelerinde başarıyı yakalayamıyor. Maç başına 8 kafa topu mücadelesinde yalnızca yüzde 35 başarı oranına sahip.
Benzediği Oyuncular: Johan Elmander, Burak Yılmaz, Caleb Ekuban
Oyuncunun en önemli özelliği çalışkanlığı ve hiç bitmeyen hücum presi. Bu özellikleriyle ülkemizde sevilen bir oyuncu olan Johan Elmander’i andırdığını söyleyebiliriz. Hava topları açısından aynı kaliteyi sağlaması kariyerinin bu döneminde mümkün olmasa da gelişime açık bitiriciliği, hırsı ve diğer özellikleriyle onu andırıyor. Takım oyununda da oldukça fazla bulunuyor. Sürekli defans arkasına koşular denemesi, kanatta da oynayabilmesi ve denemekten hiç vazgeçmemesiyle de Burak Yılmaz’ın kariyerinin ilk dönemine benzetebiliriz. Bitiricilik konusunda kendisini geliştirdiği taktirde benzer bir kariyer yükselişini yaşayabilecektir. Kanatta tercih edildiğinde Caleb Ekuban ile aynı tarzda olduğunu söylemek mümkün. Her ikisi de çalışkan, pres gücü yüksek, hızlı ve dribblingleriyle öne çıkıyor ve hala bitiricilik konusunda gelişime açık isimler. Skor katkısıyla da Ekuban’ı andırıyor.
Gelebileceği Takımlar; Başakşehir, Beşiktaş, Alanyaspor
Castellanos Başakşehir’in forvetlerinden, daha çalışkan forvet diye nitelendirebileceğimiz Crivelli ve hızlı forvet diye nitelendirebileceğimiz Gulbrandsen’in özelliklerini birleştiren bir oyuncu. Kadrodaki şişkinlik azaltılarak, çok daha uygun maliyetli ve gelişime açık bu oyuncu tercih edilebilir. Beşiktaş’ta Burak Yılmaz, Castellanos ile benzer özelliklere sahip. Burak Yılmaz, tecrübesini aktararak Castellanos’u kendinden sonraki Beşiktaş forveti olarak yetistirme noktasında görev alabilir. Beşiktaş açısından doğru bir yatırım olabilir. Alanyaspor ise geçtiğimiz birkaç sezondur devam eden hızlı hücum hattı geleneğini sürdürüyor. Castellanos, bu hızlı ve kontraya yatkın takıma uygun bir oyuncu. Maliyetinin düşüklüğü ve potansiyeliyle iyi bir yatırım olacaktır. Parlatılıp büyük takımlara veya Avrupa’ya satılabilir. Aldığı maaş ve maliyeti vadettiklerine oranla çok düşük kalıyor.