Doğum tarihi: 14.05.1992 (24 yaşında)

Mevkii: Sağ Kanat

Takımı: Rosenborg

Ülkesi: Norveç

Değeri: 1,000,000 €

Sözleşme Sonu: 31.12.2019

 

Profil

Yann-Erik Randa Bahezre de Lanlay, Norveç’in Stavanger şehrinde Fransız bir babadan ve Norveçli bir anneden doğdu. Dolayısıyla her iki ülkenin milli takımı için de oynama fırsatına sahipti. Henüz 5 yaşındayken yine Norveç’in Vaulen takımının altyapısına dahil oldu. Çok kısa sürede tekniğiyle dikkat çeken de Lanlay, 2006 yılında Statoil’in futbol akademisine çağrıldı ve Norveç’in en üst ligi Tippeligaen’den ileride takım arkadaşı da olacağı birçok isimle futbol oynadı. Çıkışını sürdürerek 2007 yazında şehrinin en üst ligdeki temsilcisi Viking FK Stavanger’in altyapısına geçişini tamamladı. Burada özel yetenek programına dahil edilen 15 yaşındaki oyuncu, yaşadığı sakatlığa rağmen 17 Ekim 2010’da Odd Grenland takımına karşı oynanan maçla birlikte A takıma yükseldi ve önündeki kış mevsiminden itibaren kalıcı olmayı başardı. İlk golünü 2-0’lık Fredrikstad zaferinde kaydetti. 2013 Ekiminde 3 senelik yeni bir kontrat imzaladı. 2015’e kadar Viking formasıyla çıktığı 127 maçta 14 gol kaydetti. Bu süreçte kulübü ilk 5, ilk 10 gibi dereceler elde eden orta halli bir takımdı. 2015’te 1,200,000 € karşılığında Rosenborg’a transfer oldu ve 4 yıllık bir kontrat imzaladı. İlk maçını Şampiyonlar Ligi Ön Elemeleri’ne Macar Debrecen’e karşı oynadı. Hala formasını terlettiği Rosenborg ile şu ana kadar 23 maça çıkıp 5 de gol attı. Hem ligi, hem de kupayı kazanan takımın bir parçası oldu.

Tüm alt yaş milli takım kategorileri ile tecrübeleri bulunan de Lanlay, ilk kez 8 Şubat 2011’de seçtiği Norveç’in 19 yaş altı takımıyla maçlara çağrıldı. Burada 8 maçta 3 gol attı. 10 Ağustos 2011’den itibaren U21 klasmanı için de ter döktü, 13 maçta 1 gol attı. Nihayet 8 Ocak 2013’te Norveç A Milli Futbol Takımı ile Güney Afrika ve Zambiya’ya karşı özel maçlarda oynayarak siftah yaptı İlk milli golünü yine bir özel maçta Moldova’ya karşı, 15 Ocak 2014’te attı. Toplamda 5 maçta 1 golü var. Bunların dışında U23 millilerle de 2 maça çıktı.

De Lanlay, 4-2-3-1’in sağ kanadında bireysel becerisini de konuşturarak etkili performanslar sergiliyor. Yine terste, sol kanatta da oynayabiliyor. Sağ ayağını kullandığı için bu tarafta içe kat ederek oynamayı tercih ediyor ama asıl mevkisi sağ açık. Yüksek oyun zekası ve takım oyununa yatkınlığı sebebiyle forvet arkasında 10 numara olarak değerlendirildiği de oluyor.Topla arasının iyi olması, çok teknik davranabilmesi ve kıvrak zekasıyla kanatta hücumu her alanda besleyebilecek çalışkan bir isim olarak göze çarpıyor.

 

Güçlü Yönleri

Henüz anaokulu çağındayken tekniği ile yerel basının ilgisini çeken Lanlay, dizinden yaşadığı sakatlığa rağmen çalışkan, kararlı ve azimli yapısıyla kısa sürede en üst lige tırmanmayı başardı. 2013’te kulübüyle yeni kontrat imzalarken aklında yurtdışına açılmak, çok daha fazla ses getirmek vardı. Hala bu hırsından vazgeçtiği söylenemez. Kuzey insanının futbola da yansıyan görev bilinci, çalışma disiplini ve yeri geldiğinde takım için savaşma özelliklerinden bol bol nasibini almış. Teknik açıdan bakıldığında kıvrak bir zekası var. Zor durumlarda kaldığında ne yapabileceğine hızla, sağlıklı bir şekilde karar verebiliyor. Bu da bire birine yansıyor. Markajdan kurtulma, adam geçme, pozisyonu takip etme işlerini iyi yapıyor. Bu mental kuvveti sayesinde hızlıca sıyrıldı ve milli takıma kadar yükselirken özellikle bu yönleri vurgulandı.

Modern futbolda hızlı, çalımcı kanatlar eğer yeterli mental güce sahip olamazlarsa bal yapmayan arı oluyorlar. De Lanlay, kendi bal yapmasa bile takımın peteğine katkı verebilecek bir isim. Takım oyununu sekteye uğratmasını bekleyemeyeceğiniz karakterlerden. Topla oynamaktan çok, hızlıca müsait alana paslamaktan yana tavır takınıyor, ver kaçlara giriyor. Oyunu fiziki güce değil, tekniğe dayanıyor. Dribblinglerinde %60, paslarındaysa %76 başarı oranı tutturmuş. Her maç 1.6 ortalamayla attığı kilit paslarında ise bu oran %64. Oyuncunun ortaları da %29 oranla hedefini buluyor, maç başı 2.8 kadar başarılı orta açıyor.

Kendisi son vuruşlar konusunda da hatırı sayılacak seviyede. Uygun şartlarda, önünü boşaltıp açıyı bulduğunda uzak mesafelerden de olsa etkili şutlar çıkarabiliyor. Genelde ölü noktalara giden ve/veya çok süratli olan vuruşlarıyla şık goller kaydedebiliyor. Kalecileri uzansalar bile hızıyla çaresiz bırakan bu şutları skoru da doğrudan etkiliyor. Sadece uzak ve orta mesafeli şutlarda değil, kale önü ve ceza alanında da etkili. Pozisyonları koklayabiliyor, toplar sektiği zaman çoktan yerini almış oluyor. Kendisi sıkıştığı zaman hızlı düşünüp oyunu açabildiği gibi, bir de “öldü” denilen sıkışık ataklarda yanında onun olduğunu bilmek takım arkadaşlarına güven veriyor. Kontra ataklara çıkıldığında hemen hücuma uyum sağlaması, yeri geldiğinde ise gerilere gelip iyi değerlendirilemeyen topları kazanmaya çabalaması da bunun etkilerinden.

Fırsatçılık yönünün de olduğunu söyleyebiliriz. Defansa katkısı da muazzam. Maç başı 4.5 top çalma ve %43 başarıyla takımı kontra atağa da çıkarıyor. Hava toplarında %36, bireysel mücadelelerde %44 başarı oranı tutturmuş durumda. Hem takım oyununa yatkın, hem bireysel anlamda becerili, hem de etkili şut çekebilen bir isim olarak de Lanlay’dan iyi bir tamamlayıcı parça yaratmak gayet mümkün. Hızı, dribblingi de yerinde. Onun yer aldığı bir hücum mekanizması rahatlıkla göze hoş gelen bir futbol ortaya koyabilir. Kale çizgisine kadar kendisini kovalayan iki adamı ekarte edip topu içeri çevirebilir, yerden sert ortalarla en rahat adamı bulabilir, defans yerini almışken seken veya sıkışan topu alıp iyi bir kontrolle tekrar tehlikeli alana yollayabilir, takımın organize bir şekilde kontra atağa çıkmasını sağladığı gibi gerilerden top kazanmasına da yarayabilir ve gerek kendi çalımları ve top sürüşüyle yarattığı gerekse de savunma arkasına sarkarak aldığı müsait pozisyonlarda mesafe tanımaksızın ağları bulabilir. Birileri tarafından beslenmesi gerekmez, bizzat kendisi meyve verebilir. Hala potansiyeli olan, futbol kumaşına sahip, dinamik bir isim.

 

Zayıf Yanları

Her ne kadar ülkesinin en büyük takımlarından biriyle kupalar kazanıp Avrupa’da boy gösterme fırsatı yakalasa da tanınırlığı olmayan bir isim. Her kategoride milli maç tecrübe etse de A takımla sadece 5 maçı var. Büyük organizasyonlara, Norveç dışına uyum sağlayabilir mi belirsiz. Yurt dışının dikkatini çekmek niyetindeyken Viking’teki ikinci kontratı sonrası Norveç’te kalması bunu test etmemizin önüne geçti. 24 yaşına geldiği için artık bazı gelişim safhalarını da tamamladı. Büyük taraftar kitlelerine kendisini ispatlaması için büyük bir baskıyla karşılaşabilir. Bu kadar erken yaşlarda dikkatleri çekip sonunda milli takıma kadar yükselmeyi başardı sonuçta, ama Norveç içinde oldu bunlar. Uyum sıkıntısı yaşar mı, çok kritik anlarda sorumluluk alabilir mi, hızlı düşünüp karar alma yetisini koruyabilir mi iyi tetkik edilmeli. Ayrıca altyapıda yaşadığı diz sorunu 2013’te olduğu menisküs ameliyatında da kendisini hissettirmişti. Sık sakatlanan biri olmasa da göz önünde bulundurmak gerek. Teknik yandan da topla çok oynayıp fazla kısa pas yapmak gerektiğinde ve takım savunmasına sürekli katkı vermek konusunda sorun yaşayabilir.

 

Benzediği Oyuncular: Antoine Griezmann, Balasz Dzsudzsak, Ivan Cavaleiro

Yeri geldiğinde doğrudan skora, yeri geldiğinde de pozisyona katkı verebiliyor. Rakiplerinden sıyrılmakta, çalım atmakta zorluk çekmiyor. Oyun görüşü yüksek, fırsatçı yönü var. Uygun pozisyonları harcamıyor. Özellikle Griezmann gibi hücumu takip edip golü koklamakta, her an ölebilecek atakları toparlamakta başarılı. Bitiriciliği hiç fena değil. Griezmann’ın fırsatçılığı, Dzsudzsak’ın teknik kapasitesini ve Cavaleiro’nun da hızlı kontra atak takipçiliğini kendisinde görmek mümkün.

 

Gelebileceği Takımlar: Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzonspor, Konyaspor, Bursaspor, Başakşehir, Osmanlıspor, Gençlerbirliği

Kendisi her türlü baş ve baş altı takımızda şans vermeye değecek bir isim. Üç büyüklerde rotasyonda her türlü yer bulur, oradan sağlayacağı katkı ve baskı yönetimine göre ilk 11’e dahil olabilir. Avrupa vizesi hedefleyen her takımımızda da bir yerden sonra eksik kalan “hücumu besleyen, sürükleyen oyuncu” görevini üstlenebilir. Fiyat/performans olarak yüzü kara çıkartmayacağı gibi hala genç sayılacak bir yaşta olmasıyla da ileride satışında sorun yaşanmayacaktır. 1.5 milyon € civarı bir bonservis ile sessiz sedasız çok faydalı bir oyuncu alınabilir.

 

Transfermarkt Profili

 

https://www.youtube.com/watch?v=D_hfxjPUXG4