Gabon’un ev sahipliğinde düzenlenen 31. Afrika Uluslar Kupası, yaklaşık 3 hafta süren oldukça çekişmeli bir serüvenin ardından ufak çapta bir sürprizle tamamlandı. Erken veda eden favoriler, sürpriz sonuçlar, parlayan yıldızlar,hayal kırıklıkları… Kupayı sizler için değerlendirdik.

 

 

Grup Aşaması

A Grubu

A Grubu, turnuva öncesi en gösterişsiz grup olarak göze çarpıyordu. Grupta özellikle ev sahibi Gabon ve tarihinde ilk kez finallere katılma hakkı kazanan Gine-Bissau’nun performansları merak ediliyordu. Turnuvanın açılış maçında Gine-Bissau, Gabon’dan puanı son dakikada gelen golle kurtarırken, sonraki iki maçtan puansız ayrıldı. Ev sahibi Gabon ise grupta aldığı 3 beraberlikle hayal kırıklığı yaratırken, 1994’ten sonra turnuvaya grup aşamasında veda eden ilk ev sahibi oldu. Daha önce Tunus (1994), Fildişi Sahili (1984) ve Etiyopya (1976) aynı kaderi yaşamıştı.

Grubun favorisi olarak görülen Kamerun, erken veda gibi bir sürprize izin vermedi fakat averajla Burkina Faso’nun ardında kaldı. Tabi kaleci Fabrice Ondoa’nın Gabon ile oynanan son maçın son anlarında yaptığı kurtarışlar olmasa, farklı şeylerden söz ediyor olabilirdik. Genç kaleci, yalnızca grup aşamasında değil sonraki maçlarda da muhteşem performanslar sergileyerek kendini gösterdi ve Kamerun’un şampiyonluğunda önemli pay sahibi oldu. Ondoa’ya ek olarak savunmada Ngadeu-Ngadjui ve hücumda Christian Bassogog’dan da bahsetmek gerekiyor. Turnuva boyunca oldukça başarılı görüntü çizen iki isim de şampiyonluğun mimarları oldular.

Gruptaki bir diğer takım ise Paulo Duarte’nin çalıştırdığı Burkina Faso’ydu. Gabon ve Kamerun ile berabere kalıp Gine-Bissau’yu mağlup ettiler ve yorulmadan gruptan lider çıkmayı başardılar. Prejuce Nakoulma ve Bertrand Traore gibi iki hızlı hücum oyuncusuna ek olarak Charles Kabore’nin liderliğinde savunmayı ön plana alan ve kaptıkları toplarla çabucak rakip kaleye gitmeyi hedefleyen bir oyun anlayışı benimsediler. Başarılı olduklarını söylemek yanlış olmayacaktır. Bu isimlerin yanına atletik yapısı ve refleksleriyle dikkat çeken genç kaleci Herve Koffi’yi de eklemek gerekiyor.

 

B Grubu

Turnuvanın favorilerinden Senegal ve Cezayir’i barındıran B Grubu, oldukça çekişmeli ve bol gollü maçlara sahne oldu. Henüz grubun ilk maçında Zimbabve, kadro kalitesi tartışılmaz olan ve turnuvanın favorilerinden Cezayir karşısında büyük sürpriz yaptı. Son anlara kadar önde götürdükleri maçtan, Riyad Mahrez’e engel olamayınca, bir puanla ayrılmak durumunda kaldılar. Sonraki maçlarda ise aynı performansı gösteremediler ve Senegal ile Tunus’a kaybederek beklendiği gibi turnuvaya veda ettiler. Khama Billiat ve tecrübeli isim Willard Katsande’nin performansları dikkat çekiciydi.

Cezayir ise Zimbabve karşısındaki yaşadığı şoku atlatamadı ve ikincilik mücadelesine giriştikleri Tunus’a kaybetti. Son maçta yedek ağırlıklı bir kadroyla sahaya çıkan Senegal karşısında aldıkları beraberlik ise çok bir anlam ifade etmedi. Senegal’le birlikte turnuvadaki en kaliteli kadroya sahip olan Cezayir’in bu başarısızlığını teknik direktör konusundaki istikrarsızlığa bağlamak doğru olacaktır. Turnuvanın başlamasına yaklaşık 2,5 ay kala yeni bir teknik direktörle anlaşan Cezayir’in, 2016 yılında 4 farklı hocayla çalıştığını hatırlatalım. Sahaya doğrudan yansıyan bu durum oldukça dağınık bir takım görüntüsüne ve erken vedaya sebebiyet verdi.

Tunus ise ilk maçta Senegal’e kaybederken, özellikle ikinci yarıda oldukça iyi bir görüntü çizdi. Bu maçta direkten dönen şutların yanında Çaykur Rizespor kalecisi Abdoulaye Diallo’nun müthiş performansı da –ki bu performans maçın adamı ödülünü getirdi- bu sonuca etki etti. Sonraki maç ise Cezayir’le kırılma maçıydı ve kazanmayı başardılar. Son maçta ise özellikle teknik direktör Kasperczak’ın, Taha Yassine Khenissi hamlesi oldukça işe yaradı ve Zimbabve’yi 4-2’lik rahat bir skorla yenerek gruptan çıktılar. Khenissi’nin yanı sıra, Youssef Msakni ve Naim Sliti de oldukça başarılı maçlar çıkararak adlarından söz ettirdiler.

Grubun ve turnuvanın favorisi hiç şüphe yok ki Senegal’di. Her ne kadar özellikle ikinci yarısında ecel terleri dökseler de Tunus’a karşı ve oldukça üstün bir oyun oynadıkları Zimbabve’ye karşı galip gelerek, iki maçta gol yemeden gruptan çıkmayı garantilediler. Henri Saivet’in Zimbabve’ye serbest vuruştan attığı gol oldukça güzeldi. Son maça ise yedek ağırlıklı bir kadroyla çıktılar ve Cezayir karşısında Moussa Sow’un attığı golle bir puan alarak grubu beklendiği gibi lider tamamladılar.

 

C Grubu

Turnuvanın ‘Ölüm Grubu’ olarak nitelendirilen C Grubu’nda büyük bir sürprize tanıklık ettik. Favoriler arasında gösterilen, son şampiyon Fildişi Sahili, grupta galibiyet alamadan turnuvaya erken veda etti. Sahada dağınık bir görüntü veren ve pozisyon üretmekte sıkıntı yaşayan ekipte genç yıldız adaylarından Franck Kessie ve İngiltere yerine Fildişi Sahili milli takımını seçen Wilfred Zaha’nın hayal kırıklığı yarattığını gördük.

Gruptaki bir diğer takım, Zambiya ve Fildişi Sahili ile şampiyonluk yaşayan Herve Renard’ın çalıştırdığı Fas’tı. Kadro kalitesi oldukça kısıtlı olsa da kupanın müdavimlerinden olan teknik direktörleriyle bir beklenti yarattıklarını söylemek mümkün. İlk maçta Demokratik Kongo Cumhuriyeti karşısında baskılı oynamalarına rağmen kaybetmeleri moralleri bozsa da Togo’yu rahat geçmeyi başardılar ve şanslarını son maça taşıdılar. Son maçta beraberliğin yeterli olması sebebiyle kontrollü bir oyun tercih ettiler, kontradan yakaladıkları bir fırsatta da Rachid Alioui’nin attığı şahane golle kazanarak grubu ikinci sırada tamamladılar. Genç kanat oyuncusu Hamza Mendyl’e özel parantez açmak gerekir. 3-5-2 dizilen Fas’ta sol çizgiyi çok iyi kullandı ve hem savunmada hem de hücumda başarıyla görev yaptı.

İkincilik için yarışması beklenen Demokratik Kongo Cumhuriyeti ise maç kaybetmeden grubunu lider tamamlayarak büyük sükse yaptı. Florent Ibenge yönetimindeki Leoparlar, Fas ve Togo’yu mağlup ederken, Fildişi Sahili’ni ise elinden kaçırdı. Çok kısa süre ülkemizde de forma giyen Junior Kabananga, attığı 3 golle turnuvayı gol kralı olarak tamamlarken, Firmin Mubele de her iki kanattaki performansıyla oldukça dikkat çekti ve turnuva sonrası Rennes takımına transfer oldu. Hem savunmada hem de orta sahada izleme şansı bulduğumuz bir diğer başarılı isim Merveille Bokadi ve en uçta görev yapan Jonathan Bolingi’nin Standard Liege’e transfer olduklarını belirtelim.

Grubun en zayıf halkası şüphesiz Togo’ydu. İlk maçta Fildişi Sahili karşısında sürprize imza atarak bir puan almayı başarsalar da Fas ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ne kaybederek beklendiği gibi grubu son sırada tamamladılar. Fortuna Düsseldorf forması giyen 22 yaşındaki Ihlas Bebou’nun performasını, turnuvada Togo için söyleyebileceğimiz tek olumlu noktaydı.

 

D Grubu

Grup aşamasının en keyifsiz maçları bu grupta oynanırken, tahminlere en uygun şekilde sonuçlanan grup da D Grubu oldu. Grupta oynanan 6 maçta yalnızca 6 gol oldu. 3 şampiyonluğun ardından 3 turnuvaya katılamayan Mısır’ın Hector Cuper yönetimindeki performansı merak ediliyordu. Cuper’in, macerayı sevmeyen yapısını takımına da yansıtarak oldukça sert ve disiplinli, savunmayı ön plana alan bir takım yarattığını gördük. Oynadıkları 3 maçta 2 gol atıp hiç gol yemeden grubu lider tamamlamayı başardılar. İki stoper, Ahmed Hegazy ve Ali Gabr’ın performansları oldukça dikkat çekiciydi. İkilinin uyumu, hava toplarında rakiplerine sağladıkları üstünlük ve tatlı sert oyunları alkış aldı. Mohamed Salah da takımının hücum yükünü üstlendi ve başarılı bir performans ortaya koydu.

Finalde kaybettikleri turnuvanın ardından Gana, Gabon’a şampiyonluk parolasıyla gelirken, kadroda savunma ve hücum kalitesi anlamında ciddi dengesizlik dikkat çekiyordu. Avram Grant, bu dengesizliği giderebilmek için takım savunmasını güçlendirmeyi denerken, bunun için hücumda üretkenliğin azalmasını da göze aldı. Grupta yalnızca Mısır’a kaybederken, Mali ve Uganda’ya karşı galip geldiler ve ikinci sırada yer aldılar. Leicester City forması giyen Daniel Amartey, hem orta sahada hem de savunmanın göbeğinde sergilediği performansla Gana’da en dikkat çeken isimdi.

Grupta yer alan diğer iki ekip Mali ve Uganda, gerek kadro kalitesi gerek tecrübe anlamında diğer rakiplerinin oldukça gerisindeydiler ki sonuçlara da yansıdı bu durum. İki ekip de 3 maçta yalnızca birer gol atabildiler. Mali’de 20 yaşındaki Yves Bissouma aldığı kısa sürelerde oldukça etkileyici bir performans sergiledi. Top sürme yeteneği, oyun görüşü, teknik kapasitesi, zekası ve atletik özellikleriyle izleyenleri etkileyen Bissouma turnuvanın en dikkat çeken genç oyuncusuydu. Uganda ağlarına gönderdiği muhteşem serbest vuruş golüyle de kalitesini ispatladı. Yine benzer şekilde dikkat çeken bir diğer genç isim de Ugandalı Farouk Miya oldu.

 

Çeyrek Final

Öncelikle Burkina Faso, Tunus karşısına çıktı. Büyük bölümü orta saha mücadelesi şeklinde geçen maçı değiştiren isim oyuna sonradan dahil olan tecrübeli Aristide Bance oldu ve serbest vuruştan attığı golle takımını öne geçirdi. Bu golden kısa süre sonra oldukça iyi bir turnuva geçiren Prejuce Nakoulma, kendi yarı sahasından aldığı topu taşıdıktan sonra kaleci Mathlouthi’yi geçti ve topu filelere gönderdi.

Turnuvanın favorisi Senegal, Kamerun ile karşı karşıya geldi. Senegal 120 dakikalık bölümde topa hakim ve pozisyonları bulan taraftı. Sadio Mane, Keita Balde ve Moussa Sow’la yakaladıkları pozisyonlarda Kamerun’un genç kalecisi Ondoa önemli kurtarışlar yaptı ve gole izin vermedi. Senegal’in 5. penaltısını kullanan Liverpool’lu Sadio Mane topu ağlara gönderemedi ve Kamerun yarı finale yükselen taraf oldu.

Demokratik Kongo Cumhuriyeti oldukça istekli başladı mücadeleye ve özellikle ilk yarıda Dieumerci Mbokani ve Junior Kabananga ile önemli fırsatlar yakadılar. İkinci yarı oyunda dengeyi kuran Gana, Jordan Ayew’in ceza sahasına girerken yaptığı klas vuruşla öne geçti. Bu gole yanıt çok kısa süre sonra Paul M’Poku’dan geldi. Uzak mesafeden yaptığı müthiş vuruşta top ağlarla buluştu. Daha önce bahsettiğimiz gibi kötü bir turnuva geçiren Lomalisa Mutambala, ceza sahasına giren Christian Atsu’yu indirdi ve kullanılan penaltıyı Andre Ayew gole çevirdi. Maçın son anlarında Kongo DC Cedric Bakambu’yla birçok gol fırsatından yararlanamadı ve turnuvaya veda etti.

Çeyrek finalin son eşleşmesi iki önemli teknik direktör Hector Cuper ve Herve Renard’ı karşı karşıya getirdi. Mısır oldukça kontrollü oyununu sürdürürken, Fas golü arayan taraf görüntüsü çizdi. Pozisyonları da bulan Fas, başta Mısır’ın 44 yaşındaki tecrübeli kalecisi El Hadary’yi, sonrasında da Ahmed Hegazy ve Ali Gabr ikilisini geçmeyi başaramadı. Maçın uzamasına kesin gözüyle bakılırken, oyuna sonradan dahil olan Mahmoud Kahraba, 87. dakikada Fas savunmasının köşe vuruşunda yaptığı hatayı değerlendirdi ve takımını yarı finale taşıyan isim oldu.

 

Yarı Final

Yarı finalin ilk maçında turnuvanın en dikkat çeken ekiplerinden Burkina Faso, Mısır ile karşı karşıya geldi. Oldukça baskılı ve üstün bir oyun ortaya koyan Burkina Faso, topa sahip, pozisyonları arayan taraftı. Net pozisyon bulmakta zorlansalar da uzak mesafeli şutlar ve kanatlardan ortalarla etkili olmayı denediler. Böyle bir ortamda Mohamed Salah adeta şapkadan tavşan çıkardı ve çok güzel bir golle takımını öne geçirdi. Fakat bu üstünlük uzun sürmedi ve Charles Kabore’nin havalandırdığı topta Ibrahim Salah’ın hatasını iyi değerlendiren Aristide Bance takımının yeniden maça ortak olmasını sağladı. Normal sürenin kalan bölümünde ve uzatmalarda Burkina Faso baskısı sürse de penaltı atışlarına geçildi. 120 dakikalık bölümde Burkina Faso 609 başarılı pas yaparken Mısır’da bu sayının 348’de kalması dikkat çekiciydi. Penaltı atışları turnuvanın en ilginç anlarından birine sahne olurken, takımının 4. penaltısını kullanmak için topun başına gelen 20 yaşındaki Burkina Faso kalecisi Herve Koffi vuruşunda 44 yaşındaki tecrübeli meslektaşı Essam El Hadary’e takıldı. El Hadary, Bertrand Traore’nin de penaltısını çıkartarak takımını finale taşımayı başardı.

Turnuva favorilerinden Senegal’i eleyerek büyük sürpriz yapan Kamerun, Gana karşısına çıkarken yine favori gösterilen taraf rakipti. İki ekip de savunma güvenliğini ön plana almayı tercih ederken, hücumdaki denemeler sıklıkla uzak mesafeli şutlar oldu. Ciddi bir pozisyon izleyemediğimiz maçta ilk gol, bir duran top organizasyonunda John Boye’nin büyük hatasıyla geldi. Arka direkte boş kalan Ngadeu-Ngadjui takımını öne geçirmeyi başardı. Devamında tamamen savunmaya çekilen Kamerun, Gana’ya önemli bir fırsat vermezken, uzatma anlarında yakalanan kontratakta Vincent Aboubakar’ın pasında topla buluşan Christian Bassogog, topu kaleci Brimah’ın üstünden güzel bıraktı ve topu ağlara gönderdi.

 

3.lük Maçı

Üçüncülük maçları pek çokları için anlamsız gelir ve genelde turnuvada forma şansı bulamayan isimlerin sahaya çıktığına tanık oluruz. Portekizli teknik adam Paulo Duarte ise turnuvayı ne kadar ciddiye aldığını gösterir şekilde ve beklentilerin çok üstüne çıkan oyuncularına saygı duruşu olarak, turnuva boyunca kullandığı kadrosuna sadık kaldı. Organize pozisyonlar yerine bolca isabetsiz şut izlediğimiz maç genel olarak oldukça dengeli geçti. Uzatmalara hazırlanırken sahneye Kayserisporlu Alain Traore çıktı. Serbest vuruştan müthiş bir gol atan Traore, takımının 2013’te elde edilen ikincilikten sonra tarihindeki en başarılı sonucu almasını sağladı. Şampiyonluk hedefiyle yola çıkan Gana ise dördüncülükle yetinirken, oynanan kötü futbol ve alınan sonuçlar nedeniyle tepki alan Avram Grant istifa etti.

 

Final

Uluslar kupası finallerinin doğal favorisi Mısır, turnuvanın sürpriz ekibi Kamerun’la 3. kez bir final maçında kozlarını paylaştı. İki ekibin 1986 ve 2008 yıllarında oynadıkları finallerde gülen taraf Mısır olmuştu. Bu final maçı öncesi oynanan 6 Afrika Uluslar Kupası finalinde yalnızca 3 gol atılırken, 3 kez de şampiyonu penaltı vuruşları belirlemişti. Bu bilgiye ek olarak turnuva boyunca iki ekibin de benimsediği kontrollü oyun anlayışı, sıkıcı ve golsüz bir final maçı beklentisini artırdı.

Maç orta saha mücadelesi şeklinde başladı, her iki takım da birbirini tartmayı amaçlıyordu. Fakat Mısır standartlarında erken gelen gol işleri değiştirdi. Mohamed Salah’ın pasında savunmanın arkasına sarkan Mohamed Elneny, dar açıdan yaptığı güzel vuruşla Ondoa’yı avlamayı başardı. Golden sonra Mısır kapanırken, Kamerun baskısını artırmaya başladı. Bu zaman zarfında Mısır’da Amr Warda’nın savunmaya verdiği katkı önemliydi. İlk yarı Mısır üstünlüğüyle geçildi. İkinci yarının başında baskıyı yoğunlaştıran Kamerun, 60. dakikada beraberlik golünü buldu. Oyuna Teikeu’nun sakatlanmasının ardından dahil olan Nicolas Nkoulou, Benjamin Moukandjo’nun etkili ortasına çok iyi yükseldi ve güzel bir kafa vuruşuyla topu ağlara gönderdi. Mücadelenin uzatmaya gitmesi beklenirken, oyuna ikinci yarıda dahil olan Vincent Aboubakar sahneye çıktı. Maçın bitimine 2 dakika kala Sebastien Siani’nin uzun mesafeli pasını göğsüyle indirdi, topu Ali Gabr’ın üzerinden aşırttı ve bekletmeden yaptığı güzel vuruşla topu ikinci kez Mısır ağlarına gönderirken Kamerun’a da 2002 yılından sonraki ilk Afrika Uluslar Kupası şampiyonluğunu getirdi.

15 yıl sonra gelen bu şampiyonluk Kamerun’un Mısır karşısındaki şanssızlığı yenmesini sağlarken, Hector Cuper’in final fobisinin ise sürdüğünün işareti oldu. Yetersiz bir kadroyla büyük bir sürprize imza atan Hugo Broos’un maçtan sonra yaptığı “Benim 23 oyuncum yok, 23 arkadaşım var. Haftalar boyunca bir kadrodan bir aileye dönüştük. Çocukların yaptığı şey inanılmaz.” açıklaması milli takım çağrısını reddeden Joel Matip (Liverpool), Allan Nyom (West Bromwich Albion), Andre Onana (Ajax), Guy N’dy Assembe (Nancy) ve Eric Maxim Choupo- Moting (Schalke 04) gibi isimlere gönderme niteliğindeydi.

Son olarak, oynanan 32 maçta 66 gol izleme şansı bulduğumuzu ve bu turnuvanın 2.06 gol ortalaması ile 2002 yılında Mali’de düzenlenen turnuvadan (1.5) bu yana en düşük gol ortalamasına sahip turnuva olduğunu hatırlatalım.

 

Ödüller

Afrika Futbol Konfederasyonu (CAF) tarafından verilen ödüller şöyle :

Final Maçının En İyi Oyuncusu : Benjamin Moukandjo (Kamerun)

Turnuvanın En Değerli Oyuncusu : Christian Bassogog (Kamerun)

Fair Play Ödülü : Mısır

Gol Kralı : Junior Kabananga (Demokratik Kongo Cumhuriyeti) (3 gol)

 

CAF Turnuvanın Takımı 

Kaleci : Fabrice Ondoa (Kamerun)

Savunma : Kara Mbodj (Senegal), Ahmed Hegazy (Mısır), Michael Ngadeu-Ngadjui (Kamerun)

Orta Saha : Charles Kabore (Burkina Faso), Daniel Amartey (Gana), Bertrand Traore (Burkina Faso), Christian Atsu (Gana), Mohamed Salah (Mısır)

Hücum : Christian Bassogog (Kamerun), Junior Kabananga (Demokratik Kongo Cumhuriyeti)

Yedekler : Essam El Hadary (Mısır), Cheikhou Kouyate (Senegal), Prejuce Nakoulma (Burkina Faso), Aristide Bance (Burkina Faso), Benjamin Moukandjo (Kamerun), Jose Luis Mendes Lopes (Gine-Bissau), Mbark Boussoufa (Fas)

 

TrScouts Ekibi Tarafından Hazırlanan – Turnuvanın En İyi 11’i

 

Göze Çarpan İsimler

TrScouts olarak belirlediğimiz turnuvanın en iyi onbirine giremeyen fakat adından mutlaka bahsedilmesi gereken diğer isimleri şöyle sayabiliriz;

Yves Bissouma (Mali) : Mali’de ilk tercih olmamasına rağmen, forma giydiği kısa sürelerde müthiş etkileyici bir performans sergiledi. Hem kanatta hem de orta sahada oynayabiliyor olması önemli. Çabukluğu, top sürme yeteneği, teknik kapasitesi ve oyun zekasıyla dikkat çekti. Turnuva sonrası Lille’de daha çok süre alacaktır.

Ndombe Firmin Mubele (Demokratik Kongo Cumhuriyeti) : Her iki kanatta da oldukça etkili maçlar çıkardı. Hızı ve zekasıyla rakip bekleri çok zorladı. Kabananga ile iyi bir uyum sağladılar. Avrupa macerasına turnuva sonrası Rennes ile başlıyor.

Herve Koffi (Burkina Faso) : Burkina Faso’nun henüz 20 yaşındaki kalecisi, takımının büyük başarısında önemli paya sahip. Atletik yapısı, refleksleri, zamanlaması ve kararlılığıyla dikkat çekti. ASEC MimoSifcom çıkışlı olması beklentilerin artmasına neden oluyor.

Amr Warda (Mısır) : Forma şansı yakaladığı kısa sürelerde kaliteli bir oyuncu olduğunu gösterdi. Hücum hattında görev almasına rağmen savunma desteği oldukça iyi seviyede. Hızlı ataklarda topu taşıması ve ters kanatta uygun arkadaşlarını araması önemli detaylar.  Turnuva sonrası yeni takımı PAOK’un formasını terletecek.

Toni Silva (Gine-Bissau) : Gine-Bissau’nun en etkili ismiydi. Oldukça hareketli ve süratli bir kanat oyuncusu. Savunma arkası koşularıyla rakip savunmalara sıkıntı oluşturuyor. Zezinho ile iyi bir ikili oluşturdular.

Denis Bouanga (Gabon) : Hayal kırıklığı yaratan Gabon milli takımında dikkat çeken isimdi. Takımının üç maçında da 90 dakika sahada kaldı. Her iki kanatta oynayabiliyor, çizgiyi iyi kullanmakla birlikte çizgiye mahkum kalmıyor. Gelişimini sürdürürse üst düzey bir oyuncu olabilir.

Youssef Msakni (Tunus) : Teknik kapasitesi ve oyun zekasıyla dikkat çekti. Tunus hücumlarının çoğunda payı olmakla birlikte zaman zaman Wahbi Khazri ile liderlik çekişmesine girdiler. Erken yaşta Katar’ı tercih etmiş olması üzücü.

Hamza Mendyl (Fas) : 3-5-2 taktiğiyle oynayan Fas milli takımının solunda oldukça başarılı bir mücadele ortaya koydu. Savunmada ve hücumda görevlerini yerine getirdi. Henüz 19 yaşında olmasına rağmen başarılı bir kanat oyuncusu olacağının sinyallerini verdi.

Ihlas Bebou (Togo) : Togo’nun en yetenekli ismi olarak dikkat çekti. Top sürme yeteneği ve sürati ile ön plana çıktı. Fiziksel olarak etkileyici bir yapısı var. Daha sık topla buluşabilmesi halinde tüm yeteneklerinin ortaya çıkacağını ve önemli bir yıldız adayı olduğunu söylemek mümkün.